Bize Hüseyin b. Hüreys, ona Süfyân, ona İbrahim b. Ukbe, ona Muhammed b. Ebu Harmele, ona Küreyb ona da İbn Abbas, Üsâme b. Zeyd'den şunu nakletmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Arafat'tan inerken Üsâme'yi bineğinin arkasına almıştı. Vadiye gelince bineğinden indi ve bevletti. Üsâme burada 'su döktü' dememiş de 'bevletti' demiştir. (Üsâme dedi ki:) Hz. Peygamber'e bir kaptan su döktüm, O da hafif bir abdest aldı. O'na "Namaz (kılacak mıyız?)" diye sorunca "Namaz ileride (kılınacak)" buyurdu. Müzdelife'ye gelince akşam namazını kıldı. Sonra ashab bineklerinden eşyalarını indirdiler. Hz. Peygamber daha sonra yatsı namazını kıldı.
Açıklama: Hadiste geçen "hafif bir abdest aldı" ifadesiyle, Hz. Peygamber'in (sav) abdesti tam almakla birlikte abdest âzâlarını yıkarken aşırıya kaçmadığı kastedilmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22398, N000610
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عُقْبَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ أَبِى حَرْمَلَةَ عَنْ كُرَيْبٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَرْدَفَهُ مِنْ عَرَفَةَ فَلَمَّا أَتَى الشِّعْبَ نَزَلَ فَبَالَ وَلَمْ يَقُلْ أَهْرَاقَ الْمَاءَ قَالَ فَصَبَبْتُ عَلَيْهِ مِنْ إِدَاوَةٍ فَتَوَضَّأَ وُضُوءًا خَفِيفًا . فَقُلْتُ لَهُ " الصَّلاَةَ " . فَقَالَ " الصَّلاَةُ أَمَامَكَ " . فَلَمَّا أَتَى الْمُزْدَلِفَةَ صَلَّى الْمَغْرِبَ ثُمَّ نَزَعُوا رِحَالَهُمْ ثُمَّ صَلَّى الْعِشَاءَ .
Tercemesi:
Bize Hüseyin b. Hüreys, ona Süfyân, ona İbrahim b. Ukbe, ona Muhammed b. Ebu Harmele, ona Küreyb ona da İbn Abbas, Üsâme b. Zeyd'den şunu nakletmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Arafat'tan inerken Üsâme'yi bineğinin arkasına almıştı. Vadiye gelince bineğinden indi ve bevletti. Üsâme burada 'su döktü' dememiş de 'bevletti' demiştir. (Üsâme dedi ki:) Hz. Peygamber'e bir kaptan su döktüm, O da hafif bir abdest aldı. O'na "Namaz (kılacak mıyız?)" diye sorunca "Namaz ileride (kılınacak)" buyurdu. Müzdelife'ye gelince akşam namazını kıldı. Sonra ashab bineklerinden eşyalarını indirdiler. Hz. Peygamber daha sonra yatsı namazını kıldı.
Açıklama:
Hadiste geçen "hafif bir abdest aldı" ifadesiyle, Hz. Peygamber'in (sav) abdesti tam almakla birlikte abdest âzâlarını yıkarken aşırıya kaçmadığı kastedilmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Mevâkît 50, /2126
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Huveytıb el-Kuraşî (Muhammed b. Ebu Harmele)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Ammar Hüseyin b. Hureys el-Huzaî (Hüseyin b. Hureys b. Hasan b. Sabit)
Konular:
Abdest, abdest alırken yardım alma
Abdest, tuvaletten sonra abdest almak gerekir mi?
Hac, Arafat
Hac, arafattan dönüş
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, Namaz, namazların cem'i/ Arafatta, Müzdelifede
Hac, namazların cem'i
KTB, ABDEST
Bize Hüseyin b. Hüreys, ona Süfyân, ona İbrahim b. Ukbe ve Muhammed b. Ebu Harmele, onlara Küreyb ona da İbn Abbas, Üsâme b. Zeyd'den şunu nakletmiştir:
Hz. Peygamber (sav), Arafat'tan inerken Üsâme'yi bineğinin arkasına almıştı. Vadiye gelince bineğinden indi ve bevletti. Üsâme burada 'su döktü' dememiş de 'bevletti' demiştir. (Üsâme dedi ki:) Hz. Peygamber'e (sav) kaptan su döktüm, O da hafif bir abdest aldı. O'na "Namaz (kılacak mıyız?)" diye sorunca "Namaz ileride (kılınacak)" buyurdu. Müzdelife'ye gelince akşam namazını kıldı. Sonra ashab bineklerinden eşyalarını indirdiler. Hz. Peygamber (sav) daha sonra yatsı namazını kıldı.
Açıklama: Hadiste geçen "hafif bir abdest aldı" ifadesiyle , Hz. Peygamber'in (sav) abdesti tam almakla birlikte abdest âzâlarını birer kez yıkamakla yetindiği anlatılmaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276981, N000610-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عُقْبَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ أَبِى حَرْمَلَةَ عَنْ كُرَيْبٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَرْدَفَهُ مِنْ عَرَفَةَ فَلَمَّا أَتَى الشِّعْبَ نَزَلَ فَبَالَ وَلَمْ يَقُلْ أَهْرَاقَ الْمَاءَ قَالَ فَصَبَبْتُ عَلَيْهِ مِنْ إِدَاوَةٍ فَتَوَضَّأَ وُضُوءًا خَفِيفًا . فَقُلْتُ لَهُ " الصَّلاَةَ " . فَقَالَ " الصَّلاَةُ أَمَامَكَ " . فَلَمَّا أَتَى الْمُزْدَلِفَةَ صَلَّى الْمَغْرِبَ ثُمَّ نَزَعُوا رِحَالَهُمْ ثُمَّ صَلَّى الْعِشَاءَ .
Tercemesi:
Bize Hüseyin b. Hüreys, ona Süfyân, ona İbrahim b. Ukbe ve Muhammed b. Ebu Harmele, onlara Küreyb ona da İbn Abbas, Üsâme b. Zeyd'den şunu nakletmiştir:
Hz. Peygamber (sav), Arafat'tan inerken Üsâme'yi bineğinin arkasına almıştı. Vadiye gelince bineğinden indi ve bevletti. Üsâme burada 'su döktü' dememiş de 'bevletti' demiştir. (Üsâme dedi ki:) Hz. Peygamber'e (sav) kaptan su döktüm, O da hafif bir abdest aldı. O'na "Namaz (kılacak mıyız?)" diye sorunca "Namaz ileride (kılınacak)" buyurdu. Müzdelife'ye gelince akşam namazını kıldı. Sonra ashab bineklerinden eşyalarını indirdiler. Hz. Peygamber (sav) daha sonra yatsı namazını kıldı.
Açıklama:
Hadiste geçen "hafif bir abdest aldı" ifadesiyle , Hz. Peygamber'in (sav) abdesti tam almakla birlikte abdest âzâlarını birer kez yıkamakla yetindiği anlatılmaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Mevâkît 610, /2126
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
4. İbrahim b. Ukbe el-Esedi (İbrahim b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Ammar Hüseyin b. Hureys el-Huzaî (Hüseyin b. Hureys b. Hasan b. Sabit)
Konular:
Abdest, abdest alırken yardım alma
Abdest, tuvaletten sonra abdest almak gerekir mi?
Hac, Arafat
Hac, arafattan dönüş
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Hac, Namaz, namazların cem'i/ Arafatta, Müzdelifede
Hac, namazların cem'i
KTB, ABDEST
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş b. Ebu Rabia, ona Zeyd b. Ali, ona babası (Ali Zeynelâbidîn b. Hüseyin), ona Ubeydullah b. Ebu Râfi, Ali b. Ebu Talib şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) Arafat’ta vakfe yaptı ve 'Burası Arafat’tır, vakfe yapılacak yer de burasıdır. Arafat’ın tamamı vakfe yapılacak yerdir' buyurdu. Daha sonra güneş batınca Arafat’tan ayrıldı. Üsâme b. Zeyd’i terkisine bindirdi. İnsanlar da sağdan soldan koşuştururken, o onlara yönelerek eliyle işaret edip 'Ey insanlar, sükunetinizi koruyun' demeye başladı. Daha sonra Cem’e (Müzdelife’ye) geldi, onlara o iki namazı (akşam ve yatsı) cem etti. Sabah olunca Kuzah tepesine gidip üzerinde vakfe yaptı ve 'İşte bu Kuzah’tır. Burası vakfe yapılacak yerdir, bununla birlikte Müzdelife’nin tamamı vakfe yeridir' buyurdu. Sonra oradan da ayrıldı, Muhassir vadisine varınca devesini kamçıladı, devesi koştu, nihayet vadiyi aşınca orada durup Fadl’ı terkisine bindirdi, sonra da (Büyük) cemreye geldi, cemreye taş attıktan sonra kurban kesim yerine geldi ve 'İşte burası kurban kesim yeridir, bununla birlikte Minâ’nın tamamı kurban kesilecek yerdir' buyurdu. Has’am kabilesinden genç bir kızcağız ondan bir fetva sorarak, 'Babam oldukça yaşlı birisidir, Allah’ın hac farizası ona da erişmiş bulunuyor, benim onun yerine hac etmem geçerli olur mu?' dedi. Rasulullah (sav) 'Baban yerine hac et' buyurdu. (Ali) der ki: Bu arada (genç bir kıza bakana) Fadl’ın boynundan (tutup) çevirdi. Abbas 'Ey Allah’ın Rasulü, amcan oğlunun boynunu niye çevirdin?' deyince, 'Ben genç bir erkek ve genç bir kız gördüğüm için, onlar adına şeytanın onlara kötülük yapacağından emin olamadım' buyurdu. Daha sonra yanına bir başka adam gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, ben tıraş olmadan önce ifada tavafını yapıverdim', dedi. Allah Rasulü 'Tıraş ol ya da saçlarını kısalt bir sakıncası yok' buyurdu. Bir başkası gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, cemreye taş atmadan önce kurbanımı kesiverdim' dedi. Rasulullah (sav) 'Cemre’ye taş at bir sakıncası yok' buyurdu. (Ali) devamla der ki: Sonra Beyt’e gelerek Kâbe’yi tavaf ettikten sonra Zemzem’e geldi ve 'Ey Abdülmuttalib oğulları! İnsanların sizi ondan (su dağıtım işinden) mahrum etmelerinden çekinmeseydim, şüphesiz ben de (kuyudan) su çekerdim' buyurdu."
[(Tirmizi) der ki: Bu hususta Câbir’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Ali’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Biz bu hadisi, Ali’nin rivayet ettiği bir hadis olarak sadece bu yoldan, Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş’ın bir rivayeti olarak biliyoruz. Bu hadisi Sevrî’den birden fazla kişi bu şekilde rivayet etmiştir. İlim ehli nezdinde buna göre amel edilir. Onların kanaatine göre öğle ve ikindi namazları öğle vaktinde Arafat’ta cem‘ edilerek (birlikte) kılınır. Kimi ilim ehli de şöyle demişlerdir: Bir kişi eğer kendi konakladığı yerde namaz kılar, imam ile birlikte de cemaate katılmazsa, dilerse kendisi tıpkı imamın yaptığı gibi iki namazı birlikte kılabilir. (Tirmizi) der ki: Zeyd b. Ali, Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib’in oğludur.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14920, T000885
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَيَّاشِ بْنِ أَبِى رَبِيعَةَ عَنْ زَيْدِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ رضى الله عنه قَالَ وَقَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعَرَفَةَ فَقَالَ « هَذِهِ عَرَفَةُ وَهَذَا هُوَ الْمَوْقِفُ وَعَرَفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ » . ثُمَّ أَفَاضَ حِينَ غَرَبَتِ الشَّمْسُ وَأَرْدَفَ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ وَجَعَلَ يُشِيرُ بِيَدِهِ عَلَى هَيْئَتِهِ وَالنَّاسُ يَضْرِبُونَ يَمِينًا وَشِمَالاً يَلْتَفِتُ إِلَيْهِمْ وَيَقُولُ « يَا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَيْكُمُ السَّكِينَةَ » . ثُمَّ أَتَى جَمْعًا فَصَلَّى بِهِمُ الصَّلاَتَيْنِ جَمِيعًا. فَلَمَّا أَصْبَحَ أَتَى قُزَحَ فَوَقَفَ عَلَيْهِ وَقَالَ « هَذَا قُزَحُ وَهُوَ الْمَوْقِفُ وَجَمْعٌ كُلُّهَا مَوْقِفٌ » . ثُمَّ أَفَاضَ حَتَّى انْتَهَى إِلَى وَادِى مُحَسِّرٍ فَقَرَعَ نَاقَتَهُ فَخَبَّتْ حَتَّى جَاوَزَ الْوَادِىَ فَوَقَفَ وَأَرْدَفَ الْفَضْلَ ثُمَّ أَتَى الْجَمْرَةَ فَرَمَاهَا ثُمَّ أَتَى الْمَنْحَرَ فَقَالَ « هَذَا الْمَنْحَرُ وَمِنًى كُلُّهَا مَنْحَرٌ » . وَاسْتَفْتَتْهُ جَارِيَةٌ شَابَّةٌ مِنْ خَثْعَمٍ. فَقَالَتْ إِنَّ أَبِى شَيْخٌ كَبِيرٌ قَدْ أَدْرَكَتْهُ فَرِيضَةُ اللَّهِ فِى الْحَجِّ أَفَيُجْزِئُ أَنْ أَحُجَّ عَنْهُ قَالَ « حُجِّى عَنْ أَبِيكِ » . قَالَ وَلَوَى عُنُقَ الْفَضْلِ فَقَالَ الْعَبَّاسُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لِمَ لَوَيْتَ عُنُقَ ابْنِ عَمِّكَ قَالَ « رَأَيْتُ شَابًّا وَشَابَّةً فَلَمْ آمَنِ الشَّيْطَانَ عَلَيْهِمَا » . ثُمَّ أَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَفَضْتُ قَبْلَ أَنْ أَحْلِقَ . قَالَ « احْلِقْ أَوْ قَصِّرْ وَلاَ حَرَجَ » . قَالَ وَجَاءَ آخَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى ذَبَحْتُ قَبْلَ أَنْ أَرْمِىَ . قَالَ « ارْمِ وَلاَ حَرَجَ » . قَالَ ثُمَّ أَتَى الْبَيْتَ فَطَافَ بِهِ ثُمَّ أَتَى زَمْزَمَ فَقَالَ « يَا بَنِى عَبْدِ الْمُطَّلِبِ لَوْلاَ أَنْ يَغْلِبَكُمُ النَّاسُ عَنْهُ لَنَزَعْتُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَلِىٍّ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عَلِىٍّ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَيَّاشٍ . وَقَدْ رَوَاهُ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنِ الثَّوْرِىِّ مِثْلَ هَذَا . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ رَأَوْا أَنْ يُجْمَعَ بَيْنَ الظُّهْرِ وَالْعَصْرِ بِعَرَفَةَ فِى وَقْتِ الظُّهْرِ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا صَلَّى الرَّجُلُ فِى رَحْلِهِ وَلَمْ يَشْهَدِ الصَّلاَةَ مَعَ الإِمَامِ إِنْ شَاءَ جَمَعَ هُوَ بَيْنَ الصَّلاَتَيْنِ مِثْلَ مَا صَنَعَ الإِمَامُ . قَالَ وَزَيْدُ بْنُ عَلِىٍّ هُوَ ابْنُ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ عَلَيْهِ السَّلاَمُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş b. Ebu Rabia, ona Zeyd b. Ali, ona babası (Ali Zeynelâbidîn b. Hüseyin), ona Ubeydullah b. Ebu Râfi, Ali b. Ebu Talib şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) Arafat’ta vakfe yaptı ve 'Burası Arafat’tır, vakfe yapılacak yer de burasıdır. Arafat’ın tamamı vakfe yapılacak yerdir' buyurdu. Daha sonra güneş batınca Arafat’tan ayrıldı. Üsâme b. Zeyd’i terkisine bindirdi. İnsanlar da sağdan soldan koşuştururken, o onlara yönelerek eliyle işaret edip 'Ey insanlar, sükunetinizi koruyun' demeye başladı. Daha sonra Cem’e (Müzdelife’ye) geldi, onlara o iki namazı (akşam ve yatsı) cem etti. Sabah olunca Kuzah tepesine gidip üzerinde vakfe yaptı ve 'İşte bu Kuzah’tır. Burası vakfe yapılacak yerdir, bununla birlikte Müzdelife’nin tamamı vakfe yeridir' buyurdu. Sonra oradan da ayrıldı, Muhassir vadisine varınca devesini kamçıladı, devesi koştu, nihayet vadiyi aşınca orada durup Fadl’ı terkisine bindirdi, sonra da (Büyük) cemreye geldi, cemreye taş attıktan sonra kurban kesim yerine geldi ve 'İşte burası kurban kesim yeridir, bununla birlikte Minâ’nın tamamı kurban kesilecek yerdir' buyurdu. Has’am kabilesinden genç bir kızcağız ondan bir fetva sorarak, 'Babam oldukça yaşlı birisidir, Allah’ın hac farizası ona da erişmiş bulunuyor, benim onun yerine hac etmem geçerli olur mu?' dedi. Rasulullah (sav) 'Baban yerine hac et' buyurdu. (Ali) der ki: Bu arada (genç bir kıza bakana) Fadl’ın boynundan (tutup) çevirdi. Abbas 'Ey Allah’ın Rasulü, amcan oğlunun boynunu niye çevirdin?' deyince, 'Ben genç bir erkek ve genç bir kız gördüğüm için, onlar adına şeytanın onlara kötülük yapacağından emin olamadım' buyurdu. Daha sonra yanına bir başka adam gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, ben tıraş olmadan önce ifada tavafını yapıverdim', dedi. Allah Rasulü 'Tıraş ol ya da saçlarını kısalt bir sakıncası yok' buyurdu. Bir başkası gelerek 'Ey Allah’ın Rasulü, cemreye taş atmadan önce kurbanımı kesiverdim' dedi. Rasulullah (sav) 'Cemre’ye taş at bir sakıncası yok' buyurdu. (Ali) devamla der ki: Sonra Beyt’e gelerek Kâbe’yi tavaf ettikten sonra Zemzem’e geldi ve 'Ey Abdülmuttalib oğulları! İnsanların sizi ondan (su dağıtım işinden) mahrum etmelerinden çekinmeseydim, şüphesiz ben de (kuyudan) su çekerdim' buyurdu."
[(Tirmizi) der ki: Bu hususta Câbir’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Ali’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Biz bu hadisi, Ali’nin rivayet ettiği bir hadis olarak sadece bu yoldan, Abdurrahman b. Hâris b. Ayyâş’ın bir rivayeti olarak biliyoruz. Bu hadisi Sevrî’den birden fazla kişi bu şekilde rivayet etmiştir. İlim ehli nezdinde buna göre amel edilir. Onların kanaatine göre öğle ve ikindi namazları öğle vaktinde Arafat’ta cem‘ edilerek (birlikte) kılınır. Kimi ilim ehli de şöyle demişlerdir: Bir kişi eğer kendi konakladığı yerde namaz kılar, imam ile birlikte de cemaate katılmazsa, dilerse kendisi tıpkı imamın yaptığı gibi iki namazı birlikte kılabilir. (Tirmizi) der ki: Zeyd b. Ali, Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib’in oğludur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 54, 3/232
Senetler:
()
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Hac, arafattan dönüş
Hac, başkasının yerine
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, izdihamdan uzaklaşmak
Hac, Mina
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Hac, namazların cem'i
Hac, Şeytan taşlama
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
Hac, traş olma
Hac, Yapılan Hatalar
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Zemzem, Hz. Peygamber'in taşıması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11539, D001920
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ ح
وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَيَانٍ حَدَّثَنَا عَبِيدَةُ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ الأَعْمَشُ - الْمَعْنَى - عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ أَفَاضَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عَرَفَةَ وَعَلَيْهِ السَّكِينَةُ وَرَدِيفُهُ أُسَامَةُ وَقَالَ
"أَيُّهَا النَّاسُ عَلَيْكُمْ بِالسَّكِينَةِ فَإِنَّ الْبِرَّ لَيْسَ بِإِيجَافِ الْخَيْلِ وَالإِبِلِ." قَالَ فَمَا رَأَيْتُهَا رَافِعَةً يَدَيْهَا عَادِيَةً حَتَّى أَتَى جَمْعًا. زَادَ وَهْبٌ ثُمَّ أَرْدَفَ الْفَضْلَ بْنَ الْعَبَّاسِ. وَقَالَ
"أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ الْبِرَّ لَيْسَ بِإِيجَافِ الْخَيْلِ وَالإِبِلِ فَعَلَيْكُمْ بِالسَّكِينَةِ." قَالَ فَمَا رَأَيْتُهَا رَافِعَةً يَدَيْهَا حَتَّى أَتَى مِنًى.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona el-A'meş; (T)
Bize Vehb b. Beyân, ona Ubeyde, ona Süleyman el-A'meş, -aynı manada (rivayet etti)- ona el-Hakem, ona Miksem, ona İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) Üsame terkisinde binmiş olduğu halde kendisi de sükûnet ve vakar ile Arafat'tan (Müzdelife'ye) gitmek üzere ayrıldı ve "Ey insanlar, sakin olmaya bakınız. Çünkü iyilik, atları ve develeri hızlıca koşturmakla olmaz," buyurdu.
(İbn Abbas) dedi ki: Artık ben Müzdelife'ye varıncaya kadar hayvanların koşmak üzere ön ayaklarını (uzun adım atmak maksadıyla) yükselttiklerini görmedim.
Vehb (rivayetinde) şunu da rivayet etmiştir: Sonra da el-Fadl b. el-Abbas'ı terkisine bindirdi ve: "Ey insanlar, şüphesiz iyilik, atları ve develeri koşturmak değildir sakin olmaya bakınız," buyurdu. (İbn Abbas) dedi ki: Bundan sonra ben Minâ'ya varıncaya kadar hayvanların (uzun adım atmak maksadıyla) ön ayaklarını kaldırdıklarını görmedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 64, /449
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Miksem b. Becere (Miksem b. Becere)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Hac, arafattan dönüş
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Kavramlar, sekinet
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ عُقْبَةَ عَنْ كُرَيْبٍ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أُسَامَةَ قَالَ
"كُنْتُ رِدْفَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا وَقَعَتِ الشَّمْسُ دَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11543, D001924
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ عُقْبَةَ عَنْ كُرَيْبٍ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أُسَامَةَ قَالَ
"كُنْتُ رِدْفَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا وَقَعَتِ الشَّمْسُ دَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yakub, ona babası, ona İbn İshak, ona İbrahim b. Ukbe, ona Abdullah b. Abbas’ın azatlısı Kureyb, Üsame'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Nebi'nin (sav) terkisine binmiştim. Güneş batınca Rasulullah (sav) (Arafat’tan Müzdelife'ye) gitmek üzere hareket etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 64, /450
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. İbrahim b. Ukbe el-Esedi (İbrahim b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
Konular:
Hac, arafattan dönüş
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11540, D001921
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ - وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِ زُهَيْرٍ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ عُقْبَةَ أَخْبَرَنِى كُرَيْبٌ أَنَّهُ سَأَلَ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ قُلْتُ أَخْبِرْنِى كَيْفَ فَعَلْتُمْ - أَوْ صَنَعْتُمْ - عَشِيَّةَ رَدِفْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ جِئْنَا الشِّعْبَ الَّذِى يُنِيخُ النَّاسُ فِيهِ لِلْمُعَرَّسِ فَأَنَاخَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَاقَتَهُ ثُمَّ بَالَ - وَمَا قَالَ زُهَيْرٌ أَهْرَاقَ الْمَاءَ - ثُمَّ دَعَا بِالْوَضُوءِ فَتَوَضَّأَ وُضُوءًا لَيْسَ بِالْبَالِغِ جِدًّا قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ الصَّلاَةَ. قَالَ
"الصَّلاَةُ أَمَامَكَ." قَالَ فَرَكِبَ حَتَّى قَدِمْنَا الْمُزْدَلِفَةَ فَأَقَامَ الْمَغْرِبَ ثُمَّ أَنَاخَ النَّاسُ فِى مَنَازِلِهِمْ وَلَمْ يَحِلُّوا حَتَّى أَقَامَ الْعِشَاءَ وَصَلَّى ثُمَّ حَلَّ النَّاسُ.
[زَادَ مُحَمَّدٌ فِى حَدِيثِهِ قَالَ قُلْتُ كَيْفَ فَعَلْتُمْ حِينَ أَصْبَحْتُمْ قَالَ رَدِفَهُ الْفَضْلُ وَانْطَلَقْتُ أَنَا فِى سُبَّاقِ قُرَيْشٍ عَلَى رِجْلَىَّ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr; (T)
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan – bu Züheyr'in hadisi rivayet ettiği lafızdır-, ona İbrahim b. Ukbe, ona Kureyb'in rivayet ettiğine göre Üsame b. Zeyd'e sorup dedim ki: Bana Rasulullah'ın (sav) terkisine bindiğin gece nasıl hareket ettiğinizi haber verir misin? O dedi ki: Bizler insanların gece dinlenmek üzere geldikleri ve hayvanlarını çöktürdükleri dağ yoluna geldik. Rasulullah (sav) devesini çöktürdükten sonra küçük abdestini bozdu. –Ancak Züheyr: Su döktü, demedi.- Sonra abdest için su getirilmesini istedi ve azalarını iyice yıkamaya özen göstermeksizin bir abdest aldı. Ben: Ey Allah'ın Rasulü, namaz (mı kılacaksınız)? dedim. O:
"Namaz senin önünde (daha sonra) gelecektir," buyurdu. (Üsame devamla) dedi ki: Sonra Allah Rasulü devesine bindi. Nihayet Müzdelife'ye gelince akşam için kamet getirildi, daha sonra insanlar konakladıkları yerlerde hayvanlarını çöktürdüler. Henüz yüklerini çözmeden (yatsı) için kamet getirdi ve (yatsı) namazını kıldırdıktan sonra insanlar yüklerini çözdüler.
[Muhammed, hadisi rivayetinde şunları da eklemiştir: Sizler sabahladığınız zaman nasıl yaptınız? diye sordum. (Üsame) dedi ki: (Rasulullah –sav-) el-Fadl'ı kendi terkisine bindirdi, ben ise yaya olarak Kureyş’in önden gidenleriyle birlikte yola koyuldum, dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 64, /449
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. İbrahim b. Ukbe el-Esedi (İbrahim b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Hac, arafattan dönüş
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11544, D001925
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ كُرَيْبٍ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ دَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عَرَفَةَ حَتَّى إِذَا كَانَ بِالشِّعْبِ نَزَلَ فَبَالَ فَتَوَضَّأَ وَلَمْ يُسْبِغِ الْوُضُوءَ قُلْتُ لَهُ الصَّلاَةَ . فَقَالَ
"الصَّلاَةُ أَمَامَكَ." فَرَكِبَ فَلَمَّا جَاءَ الْمُزْدَلِفَةَ نَزَلَ فَتَوَضَّأَ فَأَسْبَغَ الْوُضُوءَ ثُمَّ أُقِيمَتِ الصَّلاَةُ فَصَلَّى الْمَغْرِبَ ثُمَّ أَنَاخَ كُلُّ إِنْسَانٍ بَعِيرَهُ فِى مَنْزِلِهِ ثُمَّ أُقِيمَتِ الْعِشَاءُ فَصَلاَّهَا وَلَمْ يُصَلِّ بَيْنَهُمَا شَيْئًا .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Musa b. Ukbe, ona Abdullah b. Abbas'ın azatlısı Kureyb'in rivayet ettiğine göre o, Üsame b. Zeyd'i şöyle derken dinlemiştir: Rasulullah (sav) (Müzdelife'ye gitmek üzere) Arafat’tan ayrıldı. Nihayet o dağ yoluna gelince, inip küçük abdestini bozdu ve azalarını iyice yıkamaya özen göstermeden bir abdest aldı. Ben ona: Namaz mı (kılacağız?) dedim. O:
"Namaz ileride" buyurdu ve bineğine bindi. Müzdelife'ye varınca bineğinden inip, azalarını iyice yıkadığı bir abdest aldı sonra namaz için kamet getirildi, akşam namazını kıl(dır)dı. Sonra herkes devesini indiği yerde çöktürdü sonra da yatsı namazı için kamet getirildi ve onu da kıl(dır)dı. İkisi arasında da başka bir namaz kılmadı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 64, /450
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Hac, arafattan dönüş
Hac, Namaz, namazların cem'i/ Arafatta, Müzdelifede
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275824, D001920-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ ح
وَحَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَيَانٍ حَدَّثَنَا عَبِيدَةُ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ الأَعْمَشُ - الْمَعْنَى - عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ أَفَاضَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عَرَفَةَ وَعَلَيْهِ السَّكِينَةُ وَرَدِيفُهُ أُسَامَةُ وَقَالَ
"أَيُّهَا النَّاسُ عَلَيْكُمْ بِالسَّكِينَةِ فَإِنَّ الْبِرَّ لَيْسَ بِإِيجَافِ الْخَيْلِ وَالإِبِلِ." قَالَ فَمَا رَأَيْتُهَا رَافِعَةً يَدَيْهَا عَادِيَةً حَتَّى أَتَى جَمْعًا. زَادَ وَهْبٌ ثُمَّ أَرْدَفَ الْفَضْلَ بْنَ الْعَبَّاسِ. وَقَالَ
"أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ الْبِرَّ لَيْسَ بِإِيجَافِ الْخَيْلِ وَالإِبِلِ فَعَلَيْكُمْ بِالسَّكِينَةِ." قَالَ فَمَا رَأَيْتُهَا رَافِعَةً يَدَيْهَا حَتَّى أَتَى مِنًى.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona el-A'meş; (T)
Bize Vehb b. Beyân, ona Ubeyde, ona Süleyman el-A'meş, -aynı manada (rivayet etti)- ona el-Hakem, ona Miksem, ona İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) Üsame terkisinde binmiş olduğu halde kendisi de sükûnet ve vakar ile Arafat'tan (Müzdelife'ye) gitmek üzere ayrıldı ve "Ey insanlar, sakin olmaya bakınız. Çünkü iyilik, atları ve develeri hızlıca koşturmakla olmaz," buyurdu.
(İbn Abbas) dedi ki: Artık ben Müzdelife'ye varıncaya kadar hayvanların koşmak üzere ön ayaklarını (uzun adım atmak maksadıyla) yükselttiklerini görmedim.
Vehb (rivayetinde) şunu da rivayet etmiştir: Sonra da el-Fadl b. el-Abbas'ı terkisine bindirdi ve: "Ey insanlar, şüphesiz iyilik, atları ve develeri koşturmak değildir sakin olmaya bakınız," buyurdu. (İbn Abbas) dedi ki: Bundan sonra ben Minâ'ya varıncaya kadar hayvanların (uzun adım atmak maksadıyla) ön ayaklarını kaldırdıklarını görmedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 64, /449
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Miksem b. Becere (Miksem b. Becere)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Abîde b. Humeyd el-Leysi (Abîde b. Humeyd b. Suheyb)
6. Vehb b. Beyan el-Vasıti (Vehb b. Beyan b. Hayyan)
Konular:
Hac, arafattan dönüş
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275825, D001921-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ - وَهَذَا لَفْظُ حَدِيثِ زُهَيْرٍ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ عُقْبَةَ أَخْبَرَنِى كُرَيْبٌ أَنَّهُ سَأَلَ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ قُلْتُ أَخْبِرْنِى كَيْفَ فَعَلْتُمْ - أَوْ صَنَعْتُمْ - عَشِيَّةَ رَدِفْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ جِئْنَا الشِّعْبَ الَّذِى يُنِيخُ النَّاسُ فِيهِ لِلْمُعَرَّسِ فَأَنَاخَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَاقَتَهُ ثُمَّ بَالَ - وَمَا قَالَ زُهَيْرٌ أَهْرَاقَ الْمَاءَ - ثُمَّ دَعَا بِالْوَضُوءِ فَتَوَضَّأَ وُضُوءًا لَيْسَ بِالْبَالِغِ جِدًّا قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ الصَّلاَةَ. قَالَ
"الصَّلاَةُ أَمَامَكَ." قَالَ فَرَكِبَ حَتَّى قَدِمْنَا الْمُزْدَلِفَةَ فَأَقَامَ الْمَغْرِبَ ثُمَّ أَنَاخَ النَّاسُ فِى مَنَازِلِهِمْ وَلَمْ يَحِلُّوا حَتَّى أَقَامَ الْعِشَاءَ وَصَلَّى ثُمَّ حَلَّ النَّاسُ.
[زَادَ مُحَمَّدٌ فِى حَدِيثِهِ قَالَ قُلْتُ كَيْفَ فَعَلْتُمْ حِينَ أَصْبَحْتُمْ قَالَ رَدِفَهُ الْفَضْلُ وَانْطَلَقْتُ أَنَا فِى سُبَّاقِ قُرَيْشٍ عَلَى رِجْلَىَّ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr; (T)
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan – bu Züheyr'in hadisi rivayet ettiği lafızdır-, ona İbrahim b. Ukbe, ona Kureyb'in rivayet ettiğine göre Üsame b. Zeyd'e sorup dedim ki: Bana Rasulullah'ın (sav) terkisine bindiğin gece nasıl hareket ettiğinizi haber verir misin? O dedi ki: Bizler insanların gece dinlenmek üzere geldikleri ve hayvanlarını çöktürdükleri dağ yoluna geldik. Rasulullah (sav) devesini çöktürdükten sonra küçük abdestini bozdu. –Ancak Züheyr: Su döktü, demedi.- Sonra abdest için su getirilmesini istedi ve azalarını iyice yıkamaya özen göstermeksizin bir abdest aldı. Ben: Ey Allah'ın Rasulü, namaz (mı kılacaksınız)? dedim. O:
"Namaz senin önünde (daha sonra) gelecektir," buyurdu. (Üsame devamla) dedi ki: Sonra Allah Rasulü devesine bindi. Nihayet Müzdelife'ye gelince akşam için kamet getirildi, daha sonra insanlar konakladıkları yerlerde hayvanlarını çöktürdüler. Henüz yüklerini çözmeden (yatsı) için kamet getirdi ve (yatsı) namazını kıldırdıktan sonra insanlar yüklerini çözdüler.
[Muhammed, hadisi rivayetinde şunları da eklemiştir: Sizler sabahladığınız zaman nasıl yaptınız? diye sordum. (Üsame) dedi ki: (Rasulullah –sav-) el-Fadl'ı kendi terkisine bindirdi, ben ise yaya olarak Kureyş’in önden gidenleriyle birlikte yola koyuldum, dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 64, /449
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. İbrahim b. Ukbe el-Esedi (İbrahim b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Hac, arafattan dönüş
Hac, Hz. Peygamber'in haccı