56 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Bekir b. Mudar, ona Amr b. Hâris, ona Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, ona Seleme b. Ekva'nın mevlâsı Yezid, ona da Seleme b. Ekva' şöyle rivayet etmiştir: "(Oruca gücü yetmeyenler, bir yoksulu doyuracak kadar fidye verir) ayeti inince, içimizden dileyen kimseler, bir sonraki ayet inip de önceki ayetin hükmünü neshedinceye dek oruç tutmayıp fidye verirlerdi." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih-garîb bir hadistir. (Senetteki) Yezid, Seleme b. Ekva'nın mevlâsı İbn Ebu Ubeyd'dir.]
Açıklama: Hükmen merfu yazilabilir.
Bize Kuteybe b. Said, ona Bekir b. Mudar, ona Amr b. Hâris, ona Bükeyr, Seleme'nin mevlası olan Yezid, ona da Seleme b. Ekva (ra) şöyle rivayet etmiştir: "(Oruca güç yetiremeyenler, bir yoksulu doyuracak kadar fidye verirler) ayeti indiğinde, bir sonraki ayet nazil olup da öncekinin hükmünü neshedinceye dek, oruç tutmak istemeyenler fidye verirdi."
Bize Amr b. Sevvâd el-Âmirî, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Bükeyr b. Eşec, ona Seleme b. Ekva'nın mevlası Yezid, ona da Seleme b. Ekva (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bizler (İçinizden ramazan ayına erişenler, oruçlarını tutsunlar) ayeti nazil oluncaya dek, Rasulullah (sav) döneminde ramazan ayını şöyle geçirirdik: Dileyen oruç tutar, dileyen de tutmayıp bir yoksulu doyuracak kadar fidye verirdi."
Bize İbn Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Said, ona Katâde, ona Azra, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: (Allahu Teâlâ), (Oruca gücü yetmeyenler, bir yoksul doyumu fidye verir) ayeti, yaşlı adam ve kadınlar için bir ruhsat olmuştur. Onlar, oruca güç yetiremediklerinde, oruç tutmaz, her güne karşılık bir fakiri doyururlardı. Hamile ve emzikli kadınlar ise, ancak endişe duydukları zaman -Ebu Davud, 'Evlatları hususunda endişe ederlerse' demiştir- oruç tutmayıp fakirlere fidye verirler."
Bize Muhammed b. İsmail b. İbrahim, ona Yezid, ona Verkâ, ona Amr b. Dînâr, ona Atâ, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: "(Oruca güç yetiremeyenler, bir yoksulu doyuracak kadar fidye verirler) ayeti ile, oruca güç yetiremeyen kimseler bir fakiri doyuracak kadar fidye ile yükümlü tutulmuştu. (Kim fazladan hayır işlerse) ayeti ile de başka bir fakiri daha doyurmak kastedilmiş olup, önceki ayet neshedilmemişti. (Bu kendisi için daha hayırlı olur. Bu durumda oruç tutmanız sizin için çok daha hayırlıdır) ayetinde ise, sadece oruç tutamayan veya şifa bulamayacak derecede hasta olan kimseler ruhsat tanınmıştır."
Bize Abdullah b. Salih, ona Bekir b. Mudar, ona Bükeyr b. Eşec, ona Amr b. Hâris, ona Seleme'nin mevlâsı Yezid, ona da Seleme b. Ekvâ şöyle rivayet etmiştir: "(Oruca gücü yetmeyenler bir yoksulu doyuracak kadar fidye verir) ayeti indiğinde, bir sonraki ayet nazil olup da bu hükmü neshedinceye dek, oruç tutmayıp fidye vermek isteyenler önceki ayetinin hükmüne göre davranırdı."