Öneri Formu
Hadis Id, No:
14922, T000886
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَبِشْرُ بْنُ السَّرِىِّ وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بن عيينة عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَوْضَعَ فِى وَادِى مُحَسِّرٍ . وَزَادَ فِيهِ بِشْرٌ وَأَفَاضَ مِنْ جَمْعٍ وَعَلَيْهِ السَّكِينَةُ وَأَمَرَهُمْ بِالسَّكِينَةِ . وَزَادَ فِيهِ أَبُو نُعَيْمٍ وَأَمَرَهُمْ أَنْ يَرْمُوا بِمِثْلِ حَصَى الْخَذْفِ وَقَالَ « لَعَلِّى لاَ أَرَاكُمْ بَعْدَ عَامِى هَذَا » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ جَابِرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Vekî’, Bişr b. es-Serrî ve Ebu Nuaym, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu’z-Zübeyr, ona da Câbir’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) Muhassir vadisinde bineğini hızlıca yürüttü.
Bu hadisi rivayetinde Ebu Bişr şu ilaveyi yapmıştır: Cem’den (Müzdelife’den) sükûnet ile ağır ağır döndü ve onlara sükûnetle yol almalarını emretti.
Bu hadisi rivayetinde Ebu Nuaym da şunları eklemektedir: Ayrıca onlara fiske taşları gibi taş atmalarını emir buyurdu ve: “Muhtemelen bu yıldan sonra sizi göremeyebilirim” buyurdu.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Üsâme b. Zeyd’den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Câbir’in rivayet ettiği hadis, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 55, 3/234
Senetler:
()
Konular:
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Hac, Şeytan taşlama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14920, T000885
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَيَّاشِ بْنِ أَبِى رَبِيعَةَ عَنْ زَيْدِ بْنِ عَلِىٍّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ رضى الله عنه قَالَ وَقَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِعَرَفَةَ فَقَالَ « هَذِهِ عَرَفَةُ وَهَذَا هُوَ الْمَوْقِفُ وَعَرَفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ » . ثُمَّ أَفَاضَ حِينَ غَرَبَتِ الشَّمْسُ وَأَرْدَفَ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ وَجَعَلَ يُشِيرُ بِيَدِهِ عَلَى هَيْئَتِهِ وَالنَّاسُ يَضْرِبُونَ يَمِينًا وَشِمَالاً يَلْتَفِتُ إِلَيْهِمْ وَيَقُولُ « يَا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَيْكُمُ السَّكِينَةَ » . ثُمَّ أَتَى جَمْعًا فَصَلَّى بِهِمُ الصَّلاَتَيْنِ جَمِيعًا. فَلَمَّا أَصْبَحَ أَتَى قُزَحَ فَوَقَفَ عَلَيْهِ وَقَالَ « هَذَا قُزَحُ وَهُوَ الْمَوْقِفُ وَجَمْعٌ كُلُّهَا مَوْقِفٌ » . ثُمَّ أَفَاضَ حَتَّى انْتَهَى إِلَى وَادِى مُحَسِّرٍ فَقَرَعَ نَاقَتَهُ فَخَبَّتْ حَتَّى جَاوَزَ الْوَادِىَ فَوَقَفَ وَأَرْدَفَ الْفَضْلَ ثُمَّ أَتَى الْجَمْرَةَ فَرَمَاهَا ثُمَّ أَتَى الْمَنْحَرَ فَقَالَ « هَذَا الْمَنْحَرُ وَمِنًى كُلُّهَا مَنْحَرٌ » . وَاسْتَفْتَتْهُ جَارِيَةٌ شَابَّةٌ مِنْ خَثْعَمٍ. فَقَالَتْ إِنَّ أَبِى شَيْخٌ كَبِيرٌ قَدْ أَدْرَكَتْهُ فَرِيضَةُ اللَّهِ فِى الْحَجِّ أَفَيُجْزِئُ أَنْ أَحُجَّ عَنْهُ قَالَ « حُجِّى عَنْ أَبِيكِ » . قَالَ وَلَوَى عُنُقَ الْفَضْلِ فَقَالَ الْعَبَّاسُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لِمَ لَوَيْتَ عُنُقَ ابْنِ عَمِّكَ قَالَ « رَأَيْتُ شَابًّا وَشَابَّةً فَلَمْ آمَنِ الشَّيْطَانَ عَلَيْهِمَا » . ثُمَّ أَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَفَضْتُ قَبْلَ أَنْ أَحْلِقَ . قَالَ « احْلِقْ أَوْ قَصِّرْ وَلاَ حَرَجَ » . قَالَ وَجَاءَ آخَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى ذَبَحْتُ قَبْلَ أَنْ أَرْمِىَ . قَالَ « ارْمِ وَلاَ حَرَجَ » . قَالَ ثُمَّ أَتَى الْبَيْتَ فَطَافَ بِهِ ثُمَّ أَتَى زَمْزَمَ فَقَالَ « يَا بَنِى عَبْدِ الْمُطَّلِبِ لَوْلاَ أَنْ يَغْلِبَكُمُ النَّاسُ عَنْهُ لَنَزَعْتُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ جَابِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَلِىٍّ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عَلِىٍّ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَيَّاشٍ . وَقَدْ رَوَاهُ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنِ الثَّوْرِىِّ مِثْلَ هَذَا . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ رَأَوْا أَنْ يُجْمَعَ بَيْنَ الظُّهْرِ وَالْعَصْرِ بِعَرَفَةَ فِى وَقْتِ الظُّهْرِ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا صَلَّى الرَّجُلُ فِى رَحْلِهِ وَلَمْ يَشْهَدِ الصَّلاَةَ مَعَ الإِمَامِ إِنْ شَاءَ جَمَعَ هُوَ بَيْنَ الصَّلاَتَيْنِ مِثْلَ مَا صَنَعَ الإِمَامُ . قَالَ وَزَيْدُ بْنُ عَلِىٍّ هُوَ ابْنُ حُسَيْنِ بْنِ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ عَلَيْهِ السَّلاَمُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. el-Hâris b. Ayyâş b. Ebu Rabia, ona Zeyd b. Ali, ona babası, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi’, Ali b. Ebu Talib’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Arafat’ta vakfe yaptı ve: “Burası Arafat’tır, vakfe yapılacak yer de burasıdır. Arafat’ın tamamı vakfe yapılacak yerdir” buyurdu. Daha sonra güneş batınca Arafat’tan ayrıldı. Üsâme b. Zeyd’i terkisine bindirdi. O halde iken eliyle işaret ederken insanlar da sağdan soldan gidip duruyorlardı. Kendisi onlara bakarak: “Ey insanlar, yavaş olmaya bakınız” diyordu. Daha sonra Cem’e (Müzdelife’ye) geldi, onlara (akşam ve yatsı olmak üzere) o iki namazı birlikte kıldırdı. Sabah olunca Kuzah tepesine gidip üzerinde vakfe yaptı ve: “İşte bu Kuzah’tır. Burası vakfe yapılacak yerdir, bununla birlikte Müzdelife’nin tamamı vakfe yeridir” buyurdu. Sonra oradan da ayrıldı, Muhassir vadisine varınca devesini kamçıladı, devesi koştu, nihayet vadiyi aşınca orada durup el-Fadl’ı terkisine bindirdi, sonra da (Büyük) cemreye geldi, cemreye taş attıktan sonra kurban kesim yerine geldi ve: “İşte burası kurban kesim yeridir, bununla birlikte Minâ’nın tamamı kurban kesilecek yerdir” buyurdu. Has’amlılardan genç bir kızcağız ondan bir fetva sorarak, babam oldukça yaşlı birisidir, Allah’ın hac farizası ona da erişmiş bulunuyor, benim onun yerine hac etmem geçerli olur mu? dedi. Rasulullah (sav): “Baban yerine hac et” buyurdu. (Ali) dedi ki: Bu arada el-Fadl’ın boynunu çevirdi. El-Abbas: Ey Allah’ın Rasulü, amcan oğlunun boynunu niye çevirdin? deyince, O: “Ben genç bir erkek ve genç bir kız gördüğüm için, onlar adına şeytanın onlara kötülük yapacağından emin olamadım” buyurdu. Daha sonra yanına bir başka adam gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, ben tıraş olmadan önce ifada tavafını yapıverdim, dedi. Allah Rasulü: “Tıraş ol ya da saçlarını kısalt bir sakıncası yok” buyurdu. Bir başkası gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, cemreye taş atmadan önce kurbanımı kesiverdim, dedi. Rasulullah (sav): “Cemre’ye taş at bir sakıncası yok” buyurdu. (Ali) devamla dedi ki: Sonra Beyt’e gelerek Beyt’i tavaf ettikten sonra Zemzem’e geldi ve: “Ey Abdülmuttalib oğulları, insanların bu hususta sizi mağlup edeceklerinden korkmamış olsaydım, şüphesiz ben de (kuyudan) su çekerdim” buyurdu.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Câbir’den de hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Ali’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadis olup, biz onu Ali’nin rivayet ettiği bir hadis olarak ancak bu yoldan Abdurrahman b. el-Hâris b. Ayyâş’ın bir rivayeti olarak biliyoruz. Bu hadisi es-Sevrî’den bunun gibi daha başkaları da rivayet etmiş bulunmaktadır. İlim ehli nezdinde buna göre amel edilir. Onların kanaatine göre öğle ve ikindi namazları öğle vaktinde Arafat’ta cem‘ edilerek (birlikte) kılınır. Kimi ilim ehli de şöyle demişlerdir: Bir kişi eğer kendi konakladığı yerde namaz kılar, imam ile birlikte de cemaate katılmazsa, dilerse kendisi tıpkı imamın yaptığı gibi iki namazı birlikte kılabilir.
(Tirmizi) dedi ki: Zeyd b. Ali ise İbn Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib’dir (as).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 54, 3/232
Senetler:
()
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Hac, arafattan dönüş
Hac, başkasının yerine
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hac, izdihamdan uzaklaşmak
Hac, Mina
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Hac, namazların cem'i
Hac, Şeytan taşlama
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
Hac, traş olma
Hac, Yapılan Hatalar
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Zemzem, Hz. Peygamber'in taşıması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36098, MU000882
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ طَلْحَةَ بْنَ عُبَيْدِ اللَّهِ كَانَ يُقَدِّمُ نِسَاءَهُ وَصِبْيَانَهُ مِنَ الْمُزْدَلِفَةِ إِلَى مِنًى . وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَمِعَ بَعْضَ أَهْلِ الْعِلْمِ يَكْرَهُ رَمْىَ الْجَمْرَةِ حَتَّى يَطْلُعَ الْفَجْرُ مِنْ يَوْمِ النَّحْرِ وَمَنْ رَمَى فَقَدْ حَلَّ لَهُ النَّحْرُ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre kendisine şu rivayet ulaşmıştır: Talha b. Ubeydullah, hanımlarını ve çocuklarını Müzdelife’den Minâ’ya önden gönderirdi.
O (Yahya) bana, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre kimi ilim adamı ise, Nahr (kurban bayramı birinci) günü tan yeri ağarmadan önce Cemreye (Akabe cemresine) taş atmayı mekruh görürdü. Bununla birlikte Akabe cemresine taş atan bir kimse için artık kurban(ını) kesmesi helâl olur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 882, 1/143
Senetler:
()
Konular:
Hac, cemreler taşlandıktan, traş olduktan vs. sonra mübah davranışlar
Hac, Mina
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Hac, Şeytan taşlama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43200, DM001922
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أنبأنا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ : أَنَّهُ كَانَ رَدِيفَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فَأَفَاضَ مِنْ عَرَفَةَ ، وَكَانَ يَسِيرُ الْعَنَقَ ، فَإِذَا أَتَى عَلَى فَجْوَةٍ نَصَّ.
Tercemesi:
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Hammâd b. Seleme, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Üsâme b. Zeyd’in rivayet ettiğine göre, kendisi Nebi’nin (sav) terkisine binmişti. Arafat’tan (Müzdelife’ye) dönüşünde Rasulullah (-sav-) el-Anak denilen hızlı olmayan bir yürüyüş ile yol alıyordu. Geniş bir yere gelince ise bineğini (nass denilen yürüyüş ile) hızlandırıyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 51, 2/1196
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Hac, izdihamdan uzaklaşmak
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43215, DM001927
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ شَوَّالٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ أُمَّ حَبِيبَةَ أَخْبَرَتْهُ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَمَرَهَا أَنْ تَنْفِرَ مِنْ جَمْعٍ بِلَيْلٍ.
Tercemesi:
Bize Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona İbn Şevvâl’in haber verdiğine göre Ümmü Habibe de kendisine şu haberi vermiştir: Rasulullah (sav) kendisine Müzdelife’den (Minâ’dan gitmek üzere) geceleyin ayrılmasını emretmişti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 53, 2/1199
Senetler:
1. Ümmü Habibe (Remle bt. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye)
2. Salim b. Şevval Mevla Ümmü Habibe (Salim b. Şevval)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Hac, izdihamdan uzaklaşmak
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Kadın, izdihamdan uzak durması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43217, DM001928
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا أَفْلَحُ قَالَ سَمِعْتُ الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ يُحَدِّثُ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتِ : اسْتَأْذَنَتْ سَوْدَةُ بِنْتُ زَمْعَةَ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَنْ يَأْذَنَ لَهَا فَتَدْفَعَ قَبْلَ أَنْ يَدْفَعَ فَأَذِنَ لَهَا - قَالَ الْقَاسِمُ : وَكَانَتِ امْرَأَةً ثَبِطَةً ، قَالَ الْقَاسِمُ : الثَّبِطَةُ الثَّقِيلَةُ - فَدَفَعَتْ وَحُبِسْنَا مَعَهُ حَتَّى دَفَعْنَا بِدَفْعِهِ قَالَتْ عَائِشَةُ : فَلأَنْ أَكُونَ اسْتَأْذَنْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- كَمَا اسْتَأْذَنَتْ سَوْدَةُ فَأَدْفَعَ قَبْلَ النَّاسِ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ مَفْرُوحٍ بِهِ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Abdülmecid, ona Eflah’ın şöyle dediğini rivayet etti: el-Kâsım b. Muhammed’i, Âişe şöyle dedi diye rivayet ederken dinledim: Zem’a kızı Sevde Rasulullah’dan (sav) kendisine (diğer hacılar) ayrılmadan önce (Müzdelife’den) ayrılması için izin vermesini istedi. Rasulullah da (sav) ona izin verdi. - el-Kâsım dedi ki: Sevde ağırca (ve kilolu) bir kadın idi.- Bu izin üzerine o da erken ayrıldı. Nihayet biz de onun ayrılması ile birlikte ayrıldık. Âişe dedi ki: Sevde’nin Rasulullah’dan (sav) izin almış olduğu gibi ben de keşke izin istemiş olsaydım ve böylece insanlardan önce (Müzdelife’den) ayrılabilseydim. Böylesi sevinmeme sebep teşkil edecek diğer sebeplerden daha çok hoşuma giderdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 53, 2/1199
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Abdurrahman Eflah b. Sufeyrâ el-Ensarî (Eflah b. Humeyd b. Nâfi')
4. Ebu Ali Ubeydullah b. Abdulmecid el-Hanefî (Ubeydullah b. Abdulmecid)
Konular:
Hac, izdihamdan uzaklaşmak
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Kadın, izdihamdan uzak durması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43222, DM001930
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ عَامِرٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ مُضَرِّسٍ قَالَ : جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- بِالْمَوْقِفِ عَلَى رُءُوسِ النَّاسِ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ مِنْ جَبَلَىْ طَيِّئٍ أَكْلَلْتُ مَطِيَّتِى وَأَتْعَبْتُ نَفْسِى ، وَاللَّهِ إِنْ بَقِىَ جَبَلٌ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ فَهَلْ لِى مِنْ حَجٍّ؟ قَالَ :« مَنْ شَهِدَ مَعَنَا هَذِهِ الصَّلاَةَ وَقَدْ أَتَى عَرَفَاتٍ قَبْلَ ذَلِكَ لَيْلاً أَوْ نَهَاراً فَقَدْ قَضَى تَفَثَهُ وَتَمَّ حَجُّهُ ».
Tercemesi:
Bize Ya‘lâ, ona İsmail, ona Âmir, ona Urve b. Mudarris’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) Müzdelife’de vakfe yerinde iken bir adam gelerek herkesin önünde ona: Ey Allah’ın Rasulü, Tay yurdunun dağlarından geldim. Bineğimde takat bırakmadım, kendimi de çok yordum. Vallahi üzerinde vakfe yapmadığım bir dağ da bırakmadım, benim haccım oldu mu? dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kim bizimle birlikte (Müzdelife’de) kılacağımız şu (sabah) namazını kılarsa, bundan önce de gece ya da gündüz Arafat’a gelmiş ise, artık o kişi (hac ibadetlerini yerine getirdiğinden) ihramdan çıkarak kirlerinden temizlenme zamanı gelmiş, haccı da tamam olmuş olur” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 54, 2/1201
Senetler:
1. Urve b. Mudarris et-Taî (Urve b. Mudarris b. Evs b. Harise b. Lâm)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafat'ta Vakfe
Hac, Müzdelife'de namaz
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43223, DM001931
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى السَّفَرِ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ مُضَرِّسِ بْنِ حَارِثَةَ بْنِ لاَمٍ قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَذَكَرَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- بِالْمَوْقِفِ عَلَى رُءُوسِ النَّاسِ فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ مِنْ جَبَلَىْ طَيِّئٍ أَكْلَلْتُ مَطِيَّتِى وَأَتْعَبْتُ نَفْسِى ، وَاللَّهِ إِنْ بَقِىَ جَبَلٌ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ فَهَلْ لِى مِنْ حَجٍّ؟ قَالَ :« مَنْ شَهِدَ مَعَنَا هَذِهِ الصَّلاَةَ وَقَدْ أَتَى عَرَفَاتٍ قَبْلَ ذَلِكَ لَيْلاً أَوْ نَهَاراً فَقَدْ قَضَى تَفَثَهُ وَتَمَّ حَجُّهُ .
Tercemesi:
Bize Ebu’l-Velid, ona Şu‘be, ona Abdullah b. Ebu’s-Sefer, ona eş-Şa‘bî, ona Urve b. Mudarris b. Hârise b. Lâm’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah’a (sav) gitmiştim. Sonra bir adamın Rasulullah’a (sav) (Müzdelife’deki) vakfe yerinde gelerek herkesin önünde şöyle dediğini zikretti: Ey Allah’ın Rasulü, Tay dağlarından geldim, bineğimi takatsiz bıraktım, kendimi de çok yordum, vallahi üzerinde vakfe yapmadığım hiçbir dağ bırakmadım, benim haccım oldu mu, dedi. Rasulullah (sav): “Bizimle birlikte bu namazı kılan, bundan önce de gece yahut gündüz Arafat’a gelmiş olan artık (hac ibadetini tamamlamış olur) kirini giderebilir ve haccı da tamam olur.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 54, 2/1201
Senetler:
1. Urve b. Mudarris et-Taî (Urve b. Mudarris b. Evs b. Harise b. Lâm)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Bekir Abdullah b. Ebu Sefer el-Hemdânî (Abdullah b. Said b. Yahmed)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafat'ta Vakfe
Hac, Müzdelife'de namaz
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ عَرَفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ وَارْتَفِعُوا عَنْ بَطْنِ عُرَنَةَ وَالْمُزْدَلِفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ وَارْتَفِعُوا عَنْ بَطْنِ مُحَسِّرٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36092, MU000876
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ عَرَفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ وَارْتَفِعُوا عَنْ بَطْنِ عُرَنَةَ وَالْمُزْدَلِفَةُ كُلُّهَا مَوْقِفٌ وَارْتَفِعُوا عَنْ بَطْنِ مُحَسِّرٍ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre kendisine Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğu haberi ulaşmıştır: “Arafat’ın her tarafı vakfe yapılacak yerdir. Fakat Urene vadisinin iç tarafının yukarısında durunuz. Müzdelife’nin tamamı vakfe yapılacak yerdir. Ama Muhassir’in iç tarafının yukarısında durunuz.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 876, 1/141
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ اعْلَمُوا أَنَّ عَرَفَةَ كُلَّهَا مَوْقِفٌ إِلاَّ بَطْنَ عُرَنَةَ وَأَنَّ الْمُزْدَلِفَةَ كُلَّهَا مَوْقِفٌ إِلاَّ بَطْنَ مُحَسِّرٍ . قَالَ مَالِكٌ قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَلاَ رَفَثَ وَلاَ فُسُوقَ وَلاَ جِدَالَ فِى الْحَجِّ قَالَ فَالرَّفَثُ إِصَابَةُ النِّسَاءِ وَاللَّهُ أَعْلَمُ قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَائِكُمْ قَالَ وَالْفُسُوقُ الذَّبْحُ لِلأَنْصَابِ وَاللَّهُ أَعْلَمُ قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ. قَالَ وَالْجِدَالُ فِى الْحَجِّ أَنَّ قُرَيْشًا كَانَتْ تَقِفُ عِنْدَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ بِالْمُزْدَلِفَةِ بِقُزَحَ وَكَانَتِ الْعَرَبُ وَغَيْرُهُمْ يَقِفُونَ بِعَرَفَةَ فَكَانُوا يَتَجَادَلُونَ يَقُولُ هَؤُلاَءِ نَحْنُ أَصْوَبُ وَيَقُولُ هَؤُلاَءِ نَحْنُ أَصْوَبُ فَقَالَ اللَّهُ تَعَالَى وَ لِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا هُمْ نَاسِكُوهُ فَلاَ يُنَازِعُنَّكَ فِى الأَمْرِ وَادْعُ إِلَى رَبِّكَ إِنَّكَ لَعَلَى هُدًى مُسْتَقِيمٍ فَهَذَا الْجِدَالُ فِيمَا نُرَى وَاللَّهُ أَعْلَمُ وَقَدْ سَمِعْتُ ذَلِكَ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ .
وقوف الرجل و هو غير طاهرٍ ووقوفه على دابته سئل مالك هل يقف الرجل بعرفة أو بالمزدلفة أو يرمي الجمار أو يسعى بين الصفا والمروة و هو غير طاهر فقال كل أمر تصنعه الحائض من أمر الحج فالرجل يصنعه و هو غير طاهر ثم لا يكون عليه شئ فى ذلك و الفضل أن يكون الرجل فى ذلك كله طاهراً و لا ينبغي له أن يتعمد ذلك و سئل مالك عن الوقوف بعرفة للراكب أينزل أم يقف راكباً فقال بل يقف راكباً إلا أن يكون به أو بدابته علة فالله أعذر بالعذر.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36093, MU000877
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ اعْلَمُوا أَنَّ عَرَفَةَ كُلَّهَا مَوْقِفٌ إِلاَّ بَطْنَ عُرَنَةَ وَأَنَّ الْمُزْدَلِفَةَ كُلَّهَا مَوْقِفٌ إِلاَّ بَطْنَ مُحَسِّرٍ . قَالَ مَالِكٌ قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَلاَ رَفَثَ وَلاَ فُسُوقَ وَلاَ جِدَالَ فِى الْحَجِّ قَالَ فَالرَّفَثُ إِصَابَةُ النِّسَاءِ وَاللَّهُ أَعْلَمُ قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَائِكُمْ قَالَ وَالْفُسُوقُ الذَّبْحُ لِلأَنْصَابِ وَاللَّهُ أَعْلَمُ قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ. قَالَ وَالْجِدَالُ فِى الْحَجِّ أَنَّ قُرَيْشًا كَانَتْ تَقِفُ عِنْدَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ بِالْمُزْدَلِفَةِ بِقُزَحَ وَكَانَتِ الْعَرَبُ وَغَيْرُهُمْ يَقِفُونَ بِعَرَفَةَ فَكَانُوا يَتَجَادَلُونَ يَقُولُ هَؤُلاَءِ نَحْنُ أَصْوَبُ وَيَقُولُ هَؤُلاَءِ نَحْنُ أَصْوَبُ فَقَالَ اللَّهُ تَعَالَى وَ لِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا هُمْ نَاسِكُوهُ فَلاَ يُنَازِعُنَّكَ فِى الأَمْرِ وَادْعُ إِلَى رَبِّكَ إِنَّكَ لَعَلَى هُدًى مُسْتَقِيمٍ فَهَذَا الْجِدَالُ فِيمَا نُرَى وَاللَّهُ أَعْلَمُ وَقَدْ سَمِعْتُ ذَلِكَ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ .
وقوف الرجل و هو غير طاهرٍ ووقوفه على دابته سئل مالك هل يقف الرجل بعرفة أو بالمزدلفة أو يرمي الجمار أو يسعى بين الصفا والمروة و هو غير طاهر فقال كل أمر تصنعه الحائض من أمر الحج فالرجل يصنعه و هو غير طاهر ثم لا يكون عليه شئ فى ذلك و الفضل أن يكون الرجل فى ذلك كله طاهراً و لا ينبغي له أن يتعمد ذلك و سئل مالك عن الوقوف بعرفة للراكب أينزل أم يقف راكباً فقال بل يقف راكباً إلا أن يكون به أو بدابته علة فالله أعذر بالعذر.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Hişâm b. Urve’nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. ez-Zübeyr şöyle derdi: Bilin ki, Urene vadisinin iç tarafı dışında Arafat’ın her yeri vakfe edilecek yerdir. Muhassir vadisinin iç tarafı dışında Müzdelife’nin tamamı vakfe yapılacak yerdir.
Mâlik dedi ki: Şanı mübarek ve yüce Allah: “Artık hacda refes (kadına yaklaşmak) de yoktur, günah işlemek, kavga etmek de yoktur” (Bakara, 2/197) buyurmaktadır.
(Mâlik) dedi ki: Refes kadınlara yaklaşmak demektir. Elbette Allah en iyi bilendir. Nitekim şanı yüce ve mübarek Allah: “Oruç gecesinde size refes (kadınlarınıza yaklaşmak) helâl kılındı” (Bakara, 2/187) buyurmaktadır. (Mâlik) dedi ki: Fusûk (günah işlemek), putlar için hayvan kesmektir. Allah elbette en iyi bilendir. Nitekim şanı mübarek ve yüce Allah: “Ve Allah’tan başkasının adına boğazlandığından dolayı fısk olanlar…” (En’âm, 6/145) buyurmaktadır.
(Mâlik) dedi ki: Hacda cidâl (kavga etmek) ise şu demektir: Kureyşliler Müzdelife’de Kuzah (tepesi) yakınında Meş’ar-i Haram’da vakfe yaparlardı. Araplar ve onların dışındakiler ise Arafat’ta vakfe yaparlardı. Bundan dolayı birbirleriyle tartışarak, şunlar: Biz daha doğruyuz derler, diğerleri ise hayır biz daha doğruyuz derlerdi. Şanı yüce Allah da: “Her ümmet için bir ibadet yolu tayin ettik ki ona göre ibadet etsinler, o halde bu hususta seninle asla çekişmesinler (cidâl etmesinler) ve sen Rabbine çağır, muhakkak sen hakka götüren dosdoğru yol üzeresin” (Hac, 22/67) buyurmaktadır. İşte bizim kanaatimize göre (Bakara, 2/197’de sözü edilen) cidâl’in (kavga etmenin) manası budur. Allah elbette en iyi bilendir. Hem ben bu açıklamayı ilim ehlinden dinlemişimdir.
Bir kimsenin taharetsiz olarak vakfe yapması ve bineği üzerinde vakfe yapması ile ilgili olarak Mâlik’e: Bir adam taharetsiz olduğu halde Arafat’ta ya da Müzdelife’de vakfe yapsa yahut cemrelere taş atsa, ya da Safa ile Merve arasında sa’y yapsa (durumu ne olur), diye sorulunca, o şu cevabı verdi: Ay hali olan bir kadının hac işlerinden yaptığı her bir şeyi erkek de taharetsiz olarak yapabilir daha sonra da bundan dolayı ona bir şey düşmez. Ama fazilet, erkeğin bütün bu durumlarda taharetli olmasıdır. Bunu (taharetsiz olarak) kasten yapmaması gerekir.
Yine Mâlik’e, binek üzerinde olan, Arafat’ta vakfe yaparken bineğinden iner mi, yoksa bineği üstünde olduğu halde mi vakfe yapar, diye sorulması üzerine, o: Hayır, bineği üzerinde vakfe yapar. Kendisinin yahut da bineğinin bir rahatsızlığı olması hali müstesnâ. Çünkü yüce Allah mazeret sebebiyle herkesten daha çok mazur görür, mazereti kabul eder, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 877, 1/141
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
2. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
Konular:
Fısk, Fasık, Allah'ın emrini açıktan ihlal etmek
Hac, Arafat
Hac, Müzdelifede vakfe ve telbiye
Tartışma