175 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Yahyâ, ona Mâlik, ona Nâfi', ona Abdullah b. Ömer’in oğulları Sâlim ve Ubeydullah’ın rivayet ettiklerine göre, babaları Abdullah b. Ömer, ailesini (hanımları) ve küçük çocuklarını, sabah namazını Minâ’da kılıp (kalabalığa yakalanmamak için diğer) insanlar gelmeden önce (Akabe Cemresinde) şeytanı taşlayabilsinler diye Müzdelife’den Minâ’ya önceden gönderirdi.
Açıklama: Aslında sünnet olan, Müzdelife'de gecelemek, sabah namazını orada kılmak ve peşinden vakfeye durmaktır. Ardından şeytanı taşlamak için Minâ'ya hareket etmektir. Ancak izdiham riskinden ötürü kadınlar ve küçük çocuklar için rivayetteki ruhsat Hz. Peygamber (sav) tarafından verilmiştir. (bk. Buhârî, "Hac", 97.) Günümüzde aşırı kalabalıktan dolayı bu ruhsat diğer hacılar için de uygulanmaktadır.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Sibâ'ın azatlısı Ata ona da Üsame b. Zeyd şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) Arafat'tan inerken onun terkisindeydim. Rasulullah (sav), vadiye inince bineğini çökertti ve def-i hacet için ayrıldı. Dönünce kendisine kaptan su döktüm o da abdest aldı. Sonra bineğine binip Müzdelife'ye geldi. Akşam ve yatsı namazlarını orada cemetti."
Bize İbn Kesîr, ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona da Amr b. Meymun'un rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattab (ra) şöyle demiştir: "Cahiliye döneminde halk, Sebir dağı üzerine güneşin doğduğunu görünceye kadar (Müzdelife'den) dağılmazlardı. Hz. Peygamber (sav) onlara muhalefet ederek güneş doğmadan önce oradan ayrıldı."
Açıklama: Sebîr; Müzdelife’de bir dağ adıdır. Mekke’nin büyük dağlarından biridir. Mina’ya giderken sol tarafta kalır. Müşrikler, ancak güneş doğduktan sonra Müzdelife’den dağılırlardı. Bir an önce dağılmak için de güneşin doğmasını sabırsızlıkla beklerler, hatta; “Ey Sebîr dağı, artık ağar ki, gidip kurbanlarımızı keselim” diye söylenirlerdi. Hz. Peygamber, genellikle gayri müslimlerin âdetlerine muhalefet ederdi. Bunun pek çok örneği vardır. İşte burada da müşriklere muhalefet ediyor ve Müzdelife’den, güneş doğmadan, ama fecr-i sadıktan sonra ayrılıyordu; Kasvâ adlı devesine biner, Meş’ar-i Haram’a gelir, kıbleye döner, Allah’a dua eder, tekbir-tehlil getirir, ufukta sarılık iyice kendini gösterinceye kadar vakfe yapar, sonra da güneş doğmadan orayı terk ederdi. Özürsüz Müzdelife vakfesini terk edenin ceza olarak bir kurban kesmesi gerekir.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Süfyan, ona Ubeydullah b. Ebu Yezid'in rivayet ettiğine göre; o, İbn Abbas'ın (ra) şöyle dediğini bizzat duymuş: "Ben Rasulullah'ın (sav) Müzdelife gecesinde, ailesinin zayıf olan efradı ile önden gönderdiği kişilerdendim."
Açıklama: Kadınları, çocukları ve yaşlıları Müzdelife’den sabahleyin erkence Mina’ya göndermek câizdir. Zira onlar hem yavaş yol alırlar hem de izdiham sıkıntısına dayanamazlar.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Seleme b. Küheyl, ona el-Hasan el-Urani ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: Müzdelife gecesinde Rasulullah (sav) biz Abdulmuttalib çocuklarını merkeplerle önden yola koydu. Bu sırada uyluklarımıza vuruyor ve şöyle diyordu: "Yavrularım, güneş doğmadan cemreleri atmayınız." [Ebû Davud dedi ki: Hadisteki letaha fiili hafifçe vurmak demektir.]