70 Kayıt Bulundu.
Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın." (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.
Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
De ki: Allah'a itaat edin; Peygamber'e de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, Peygamber'in sorumluluğu kendisine yüklenen (tebliğ görevini yapmak), sizin sorumluluğunuz da size yüklenen (görevleri yerine getirmeniz)dir. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz. Peygamber'e düşen, sadece açık-seçik duyurmaktır.
Açıklama: mütabileriyle hasendir.
Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).
Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk edin. İşte bu doğru yoldur.
(Allah) şöyle buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur."
Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.
İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.
Bize Temim b. Muntasır, ona İshak b. Yusuf, ona Şerik, ona Ebu İshak, ona Ebu Ahves ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: Bizler, namazda oturduğumuzda ne diyeceğimi bilmiyorduk. Rasulullah (sav) de (bu durumu) biliyordu. (Ravi, önceki hadisin) benzerini (nahve) zikredip ona Şerik, ona Cami b. Şeddad, ona Ebu Vail ona da Abdullah'ın şöyle dediğini nakletti: Hz. Peygamber (sav), bizlere teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmediği (bir takım) dualar öğretirdi. (Mesela), "Allah'ım! Kalplerimizi birbirimize ısındır. Aramızı düzelt. Bizleri kurtuluş yollarına sevk et. Bizleri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa (ulaştır). Açık ve gizli olmak üzere kötülükleri bizden uzaklaştır. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi, soyumuzu bizim için mübarek kıl. Bizleri bağışla. Şüphesiz sen, tövbeleri çokça bağışlayıp rahmet edensin. Bizleri nimetlerine şükredip onlara hamd edenlerden, onlardan razı olanlardan kıl. Bize nimetlerini tamamla" (duası, bu dualardandır).