64 Kayıt Bulundu.
Bize İbnu's-Serh ile Saîd b. Mansur ve Müsedded, onlara Süfyan, ona Mansur el-Hacebî, ona dayısı, ona da annesi Safiyye bt. Şeybe şöyle demiştir: Ben Eslemiyye'yi şöyle derken işittim: Ben Osman'a, Rasulullah (sav) seni çağırdığında ne dedi? diye sordum. Cevaben dedi ki: Rasulullah bana, "ben sana iki boynuzu örtmeni söylemeyi unutmuşum. Çünkü Kâbe'de namaz kılanı meşgul edecek bir şeyin bulunmaması gerekir," buyurdu. [Ravi İbnu's-Serh dedi ki: (Burada Mansur'un) dayım diye bahsettiği kişini adı Müsâfi b. Şeybe'dir.]
Açıklama: Bu olay Mekke fethi sırasında cereyan etti. Söz konusu “iki boynuz”, Kâbe’nin içinde bulunan ve Hz. İsmail’in yerine kesilen koçun boynuzları idi. Namaz kılan kişinin meşgul edilmemesi için Hz. Peygamber onun örtülmesini istedi. Önceden unutmuş olması, Peygamberlik görevini ihlâl etmez, çünkü o, tebliğ görevine dahil değildi. Bu hadis meçhul bir senetle rivayet edilmiştir. el-Eslemiye diye kaydedilen Eslem’li kadının kim olduğu bilinmemektedir
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Nafi', ona da Abdullah b. Ömer (ra) rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Üsame b. Zeyd, Kâbe hizmetçisi Osman b. Talha ve Bilâl birlikte Kâbe'nin içine girdiler. (Osman) Kâbe'nin kapısını kapattı. Onlar bir müddet içerde kaldılar. Abdullah b. Ömer dedi ki: Kâbe'den çıktıkları zaman, Rasulullah'ın (sav) içerde ne yaptığını Bilal'e sordum. Cevaben dedi ki: Bir direği soluna, iki direği sağına, üç direği de arkasına aldı. -O gün Kâbe altı direk üzerinde idi-, sonra namaz kıldı."
Bize Abdullah b. Muhammed b. İshak el-Ezremi, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona da Malik (önceki hadisi) rivayet etti. "Ancak Abdurrahman (önceki hadiste geçen) direkleri zikretmemiş, sadece Hz. Peygamber içerde namaz kıldı, kendisiyle kıble duvarı arasında üç ziralık bir mesafe vardı demiştir."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer (ra) Hz. Peygamber'den (daha önce geçen) Ka'neb hadisi ile aynı manada bir hadis rivayet etti. "Bu rivayette, ben Kâbe'nin içimde Hz. Peygamber'in kaç rekât namaz kıldığını Bilâl'e sormayı unuttum dedi."
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona Yezid b. Ebu Ziyad, ona Mücahid ona Abdurrahman b. Safvan rivayet etmiştir: "Ben Ömer b. el-Hattab'a sordum: Rasulullah (sav) Kâbe'nin içine girdiği zaman ne yaptı? diye sordum. İki rekât namaz kıldı dedi."
Bana Muhammed, ona Süreyc b. Numan, ona Füleyh, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Mekke'nin fethi yılında, Usame'yi arkasına bindirmiş olarak Kasvâ (adlı devesi) üzerinde, yanında da Bilâl ile Osman b. Talha olduğu halde gelip Kâbe'nin yanında devesini çöktürdü ve Osman b. Talha'ya "Kâbe'nin anahtarım bize getir" diye emretti, o da anahtarı Peygamber'e (sav) getirdi. Peygamber (sav) için kapıyı açıp içeriye girdi. O'nunla birlikte Usame, Bilâl ve Osman da içeriye girdi ve kapıyı kapatıp uzun bir süre içeride kaldıktan sonra Hz. Peygamber (sav) dışarı çıktı. Ardından hemen insanlar Kâbe'ye girmeye yeltendiler, ama ben önce davranıp içeri girdim, Bilal'i Kâbe kapısının arkasında ayakta dikilirken buldum ve ona “Rasulullah (sav) nerede namaz kıldı? diye sordum” O da “şu öndeki iki direğin arasında kıldı” dedi. O zamanlar Ka'be iki sıra halinde, altı direk üzerinde kurulmuştu. Rasulullah (sav) namaz kılarken Kâbe kapısını arkasına aldı. Yüzünü de duvara doğru döndü. Duvar ile arasında üç zira kadar bir mesafe vardı. İbn Ömer der ki: Rasulullah'ın kaç rekât kıldığını sormayı unuttum. Rasulullah'ın namaz kıldığı yerde kırmızı bir mermer vardı.