47 Kayıt Bulundu.
Bize Ebü’l-Yemân, ona Şu’ayb, ona ez-Zührî, ona Salim b. Abdullah, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: "Hz. Ömer, çarşıda satılmakta olan parlak atlastan bir kaftan aldı. Ardından o kaftanı alıp Hz. Peygamber'e getirdi ve “Ya Rasulallah, bu kaftanı satın al da bayramda (Cuma ve bayram günlerinde) ve elçiler geldiği vakitler giyinip onunla süslen” dedi. Hz. Peygamber (sav) de ona: “Bu ancak (ahiretten) nasibi olmayan kimsenin giyeceği bir elbisedir” buyurdu. Bundan sonra Allah'ın dilediği kadar bir süre Ömer'in yaşadı. Sonra Hz. Peygamber (sav) ona halis ipekten (dîbâc) dokunmuş bir kaftan yolladı. Hz. Ömer, Hz. Peygamber'e (sav) yönelerek bu kaftanla geldi ve şöyle dedi: “Ya Rasulallah! Sen şöyle demiştin: ‘bu ipekli cübbe ahirette nasibi olmayan kimsenin giyeceğidir.' Sonra da bana bu ipekli cübbeyi gönderdin!” dedi. Hz. peygamber (sav) de ona cevaben şöyle dedi: "Onu satarsın veya onunla bir hacetini görürsün (kadınların bu ipek elbiseyi giyebilir).”
Açıklama: Şerhlerde rivayette yer alan "el-Iyd" bayram günü kelimesi ile cuma ve bayram günlerinin kastedildiğini, "ev tusibu biha haceteke" ibaresi ile eşlerine onu giydirerek ihtiyaçlarını giderirsin anlamındadır. Çünkü kadınlara ipek elbise helaldir açıklamaları yapılmıştır. bkz. Kastallânî,Ahmed b. Muhammed b. Ebû Bekir Abdülmelik, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi Buhârî, (Mısır: Mektebetü'l-Matbuati'l-İslamiyye, 1323), 2/203.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşar, onlara Muhmmed b. Cafer (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (T) bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Amir el-Akadî (T) Bize Abdurrahman b. Bişr, ona Behz, bunların tümüne (Muhammed b. Ca'fer, Muaz, Ebû Amir ve Behz'e) Şube, ona Eş’as b. Süleym aynı isnadla naklettiler. Bu hadisin manası birdir ancak burada “selamı yaymak” kısmı nakledilmemiştir. “ifşâu’s-selam/selamı yaymak” yerine “reddü’s-selâm/selama karşılık vermek” ifadesini kullandı. ve “Bize altın yüzüğü” veya “altın halkayı” yasak etti dedi.
Açıklama: UYARI: Sistem çok sık olarak dijital ortamda düzeltmeye imkân vermiyor. "Kaydet listeye ve listeye dön" veya "Geri dön" butonlarına 30-40 defa bastığım halde. İlgili sayfayı açtığı halde düzeltme imkânı vermiyor. Tam bir işkence. Teknik işlerle görevli arkadaşlara istirhamım, ilgilenilmesi.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşar, onlara Muhmmed b. Cafer (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (T) bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Amir el-Akadî (T) Bize Abdurrahman b. Bişr, ona Behz, bunların tümüne (Muhammed b. Ca'fer, Muaz, Ebû Amir ve Behz'e) Şube, ona Eş’as b. Süleym aynı isnadla naklettiler. Bu hadisin manası birdir ancak burada “selamı yaymak” kısmı nakledilmemiştir. “ifşâu’s-selam/selamı yaymak” yerine “reddü’s-selâm/selama karşılık vermek” ifadesini kullandı. ve “Bize altın yüzüğü” veya “altın halkayı” yasak etti dedi.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşar, onlara Muhmmed b. Ca'fer; (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası; (T) bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Amir el-Akadî; (T) Bize Abdurrahman b. Bişr, ona Behz, bunların tümüne (Muhammed b. Ca'fer, Muaz, Ebû Amir ve Behz'e) Şube, ona Eş’as b. Süleym aynı isnadla naklettiler. Bu hadisin manası birdir, ancak burada 'selamı yaymak' kısmı nakledilmemiştir. Burada ravi 'ifşâu’s-selam/selamı yaymak' yerine 'reddü’s-selâm/selama karşılık vermek' ifadesini kullandı. ve 'Bize altın yüzüğü' veya 'altın halkayı' yasak etti dedi.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşar, onlara Muhmmed b. Ca'fer; (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası; (T) bize İshak b. İbrahim, ona Ebu Amir el-Akadî; (T) Bize Abdurrahman b. Bişr, ona Behz, bunların tümüne (Muhammed b. Ca'fer, Muaz, Ebû Amir ve Behz'e) Şube, ona Eş’as b. Süleym aynı isnadla naklettiler. Bu hadisin manası birdir, ancak burada 'selamı yaymak' kısmı nakledilmemiştir. Burada ravi 'ifşâu’s-selam/selamı yaymak' yerine 'reddü’s-selâm/selama karşılık vermek' ifadesini kullandı. ve 'Bize altın yüzüğü' veya 'altın halkayı' yasak etti dedi.