112 Kayıt Bulundu.
Bize Hennâd b. es-Seriy, ona Vekî’, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: “Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçiyordu. ‘Bu mezardakilerin ikisi de azap görüyorlar. Üstelik azap görmeleri büyük bir günah sebebiyle değildir. Bu idrarından sakınmazdı, bu ise insanlar arasında laf taşırdı’ buyurdu. Sonra taze bir hurma dalı getirilmesini istedi. Dalı ikiye böldü ve parçalardan birini bir mezara, diğerini öbür mezara dikti. Sonra da, ‘Bu dallar kurumadıkça umulur ki onların azabı hafifletilir’ buyurdu.” Mansur bu rivayeti farklı bir isnadla tahric etmiş ve onu Mücahid vasıtasıyla İbn Abbas'tan rivayet etmiştir, Tavus'u zikretmemiştir.
Bize Hennâd, Kuteybe ve Ebû Kureyb, onlara Vekî’, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştu: "Bu ikisi mezarlarında azap görüyorlar. Üstelik azaplarına sebep olan şey büyük bir günah değil. Buradaki idrar yaparken sütre kullanmazdı, şuradaki ise insanlar arasında laf taşırdı." Ebû İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Hureyre, Ebû Musa, Abdurrahman b. Hasene, Zeyd b. Sâbit ve Ebû Bekre'den hadis rivayet edilmiştir. Yine Ebû İsa dedi ki: Bu, hasen-sahîh bir hadistir. Mansûr bu hadisi Mücâhid'den, o da İbn Abbâs'tan rivayet etmiş, bu senette Tâvûs'u zikretmemiştir. el-A'meş'in rivayeti daha sahihtir. Dedi ki: Vekî'in müstemlisi Ebû Bekir Muhammed b. Ebân el-Belhî’den işittim, o da Vekî'in şöyle dediğini duymuştur: "el-A'meş, İbrahim'in isnadını Mansûr'dan daha iyi bilir."
Bize Hennâd, Kuteybe ve Ebû Kureyb, onlara Vekî’, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurmuştu: "Bu ikisi mezarlarında azap görüyorlar. Üstelik azaplarına sebep olan şey büyük bir günah değil. Bunlardan biri idrar yaparken sütre kullanmazdı, diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı." Ebû İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebû Hureyre, Ebû Musa, Abdurrahman b. Hasene, Zeyd b. Sâbit ve Ebû Bekre'den hadis rivayet edilmiştir. Yine Ebû İsa dedi ki: Bu, hasen-sahîh bir hadistir. Mansûr bu hadisi Mücâhid'den o da İbn Abbâs'tan rivayet etmiştir. Bu senette Tâvûs'u zikretmemiştir. el-A'meş'in rivayeti daha sahihtir. Dedi ki: Vekî'in müstemlisi Ebû Bekir Muhammed b. Ebân el-Belhî’den işittim, o da Vekî'in şöyle dediğini duymuştur: "el-A'meş, İbrahim'in isnadını Mansûr'dan daha iyi bilir."
Bize Ebû Saîd el-Eşecc ile Ebû Küreyb Muhammed b. el-Alâ ve İshak b. İbrahim, onlara Vekî’; -İshak bize Vekî’ haber verdi dedi, diğer ikisi ise bize Vekî’ hadis olarak rivayet etti ifadesini kullandılar-, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs’ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurmuştu: "Bunlara azap ediliyor, hem de çok büyük olmayan sebeplerden dolayı azap görüyorlar. Bunlardan biri insanlar arasında söz taşırdı, diğeri ise idrar yaparken örtünmüyordu." Sonra Hz. Peygamber (sav) taze bir hurma dalı isteyip onu iki parçaya ayırmış ve her birini bir mezara dikerek şöyle buyurmuştu: "Bu dallar kurumadıkça, umulur ki bu kimselerin azabı hafifletilir."
Açıklama: Bu hadîse genellikle "idrarından sakınmıyordu" diye mana verilmektedir. Bu manaya uygun başka rivayetler vardır. Ancak bu hadiste örtünmek anlamına gelen "setr" fiili kullanılmaktadır. O dönemde müstakil tuvaletler bulunmadığı için insanlar bu ihtiyaçlarını açık alanda yerine getirirlerdi. Dolayısıyla hadisin, abdest bozarken bir sütrenin arkasına geçilmesi, insanların gözleri önünde yapılmaması, mahremiyete uygun davranılması manasına gelmesi muhtemeldir.
Bize Ebû Saîd el-Eşecc ile Ebû Küreyb Muhammed b. el-Alâ ve İshak b. İbrahim, onlara Vekî’; -İshak bize Vekî’ haber verdi dedi, diğer ikisi ise bize Vekî’ hadis olarak rivayet etti ifadesini kullandılar-, ona el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs’ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurmuştu: "Bunlara azap ediliyor, hem de çok büyük olmayan sebeplerden dolayı azap görüyorlar. Bunlardan biri insanlar arasında söz taşırdı, diğeri ise idrar yaparken örtünmüyordu." Sonra Hz. Peygamber (sav) taze bir hurma dalı isteyip onu iki parçaya ayırmış ve her birini bir mezara dikerek şöyle buyurmuştu: "Bu dallar kurumadıkça, umulur ki bu kimselerin azabı hafifletilir."