حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا يحيى بن عبد الرحمن العصري قال حدثنا شهاب بن عباد العصري أن بعض وفد عبد القيس سمعه يذكر قال : لما بدا لنا في وفادتنا إلى النبي صلى الله عليه وسلم سرنا حتى إذا شارفنا القدوم تلقانا رجل يوضع على قعود له فسلم فرددنا عليه ثم وقف فقال ممن القوم قلنا وفد عبد القيس قال مرحبا بكم وأهلا إياكم طلبت جئت لأبشركم قال النبي صلى الله عليه وسلم بالأمس لنا إنه نظر إلى المشرق فقال ليأتين غدا من هذا الوجه يعني المشرق خير وفد العرب فبت أروغ حتى أصبحت فشددت على راحلتي فأمعنت في المسير حتى ارتفع النهار وهممت بالرجوع ثم رفعت رؤوس رواحلكم ثم ثنى راحلته بزمامها راجعا يوضع عوده على بدئه حتى انتهى إلى النبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه حوله من المهاجرين والأنصار فقال بأبي وأمي جئت أبشرك بوفد عبد القيس فقال أنى لك بهم يا عمر قال هم أولاء على أثري قد أظلوا فذكر ذلك فقال بشرك الله بخير وتهيأ القوم في مقاعدهم وكان النبي صلى الله عليه وسلم قاعدا فألقى ذيل ردائه تحت يده فاتكأ عليه وبسط رجليه فقدم الوفد ففرح بهم المهاجرون والأنصار فلما رأوا النبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه أمرحوا ركابهم فرحا بهم وأقبلوا سراعا فأوسع القوم والنبي صلى الله عليه وسلم متكئ على حاله فتخلف الأشج وهو منذر بن عائذ بن منذر بن الحارث بن النعمان بن زياد بن عصر فجمع ركابهم ثم أناخها وحط أحمالها وجمع متاعها ثم أخرج عيبة له وألقى عنه ثياب السفر ولبس حلة ثم أقبل يمشي مترسلا فقال النبي صلى الله عليه وسلم من سيدكم وزعيمكم وصاحب أمركم فأشاروا بأجمعهم إليه وقال ابن سادتكم هذا قالوا كان آباؤه سادتنا في الجاهلية وهو قائدنا إلى الإسلام فلما انتهى الأشج أراد أن يقعد من ناحية استوى النبي صلى الله عليه وسلم قاعدا قال ها هنا يا أشج وكان أول يوم سمى الأشج ذلك اليوم أصابته حمارة بحافرها وهو فطيم فكان في وجهه مثل القمر فأقعده إلى جنبه وألطفه وعرف فضله عليهم فأقبل القوم على النبي صلى الله عليه وسلم يسألونه ويخبرهم حتى كان بعقب الحديث قال هل معكم من أزودتكم شيء قالوا نعم فقاموا سراعا كل رجل منهم إلى ثقله فجاؤوا بصبر التمر في أكفهم فوضعت على نطع بين يديه وبين يديه جريدة دون الذراعين وفوق الذراع فكان يختصر بها قلما يفارقها فأومأ بها إلى صبرة من ذلك التمر فقال تسمون هذا التعضوض قالوا نعم قال وتسمون هذا الصرفان قالوا نعم وتسمون هذا البرنى قالوا نعم قال هو خير تمركم وأينعه لكم وقال بعض شيوخ الحي وأعظمه بركة وإنما كانت عندنا خصبة نعلفها إبلنا وحميرنا فلما رجعنا من وفادتنا تلك عظمت رغبتنا فيها وفسلناها حتى تحولت ثمارنا منها ورأينا البركة فيها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166316, EM001198
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا يحيى بن عبد الرحمن العصري قال حدثنا شهاب بن عباد العصري أن بعض وفد عبد القيس سمعه يذكر قال : لما بدا لنا في وفادتنا إلى النبي صلى الله عليه وسلم سرنا حتى إذا شارفنا القدوم تلقانا رجل يوضع على قعود له فسلم فرددنا عليه ثم وقف فقال ممن القوم قلنا وفد عبد القيس قال مرحبا بكم وأهلا إياكم طلبت جئت لأبشركم قال النبي صلى الله عليه وسلم بالأمس لنا إنه نظر إلى المشرق فقال ليأتين غدا من هذا الوجه يعني المشرق خير وفد العرب فبت أروغ حتى أصبحت فشددت على راحلتي فأمعنت في المسير حتى ارتفع النهار وهممت بالرجوع ثم رفعت رؤوس رواحلكم ثم ثنى راحلته بزمامها راجعا يوضع عوده على بدئه حتى انتهى إلى النبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه حوله من المهاجرين والأنصار فقال بأبي وأمي جئت أبشرك بوفد عبد القيس فقال أنى لك بهم يا عمر قال هم أولاء على أثري قد أظلوا فذكر ذلك فقال بشرك الله بخير وتهيأ القوم في مقاعدهم وكان النبي صلى الله عليه وسلم قاعدا فألقى ذيل ردائه تحت يده فاتكأ عليه وبسط رجليه فقدم الوفد ففرح بهم المهاجرون والأنصار فلما رأوا النبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه أمرحوا ركابهم فرحا بهم وأقبلوا سراعا فأوسع القوم والنبي صلى الله عليه وسلم متكئ على حاله فتخلف الأشج وهو منذر بن عائذ بن منذر بن الحارث بن النعمان بن زياد بن عصر فجمع ركابهم ثم أناخها وحط أحمالها وجمع متاعها ثم أخرج عيبة له وألقى عنه ثياب السفر ولبس حلة ثم أقبل يمشي مترسلا فقال النبي صلى الله عليه وسلم من سيدكم وزعيمكم وصاحب أمركم فأشاروا بأجمعهم إليه وقال ابن سادتكم هذا قالوا كان آباؤه سادتنا في الجاهلية وهو قائدنا إلى الإسلام فلما انتهى الأشج أراد أن يقعد من ناحية استوى النبي صلى الله عليه وسلم قاعدا قال ها هنا يا أشج وكان أول يوم سمى الأشج ذلك اليوم أصابته حمارة بحافرها وهو فطيم فكان في وجهه مثل القمر فأقعده إلى جنبه وألطفه وعرف فضله عليهم فأقبل القوم على النبي صلى الله عليه وسلم يسألونه ويخبرهم حتى كان بعقب الحديث قال هل معكم من أزودتكم شيء قالوا نعم فقاموا سراعا كل رجل منهم إلى ثقله فجاؤوا بصبر التمر في أكفهم فوضعت على نطع بين يديه وبين يديه جريدة دون الذراعين وفوق الذراع فكان يختصر بها قلما يفارقها فأومأ بها إلى صبرة من ذلك التمر فقال تسمون هذا التعضوض قالوا نعم قال وتسمون هذا الصرفان قالوا نعم وتسمون هذا البرنى قالوا نعم قال هو خير تمركم وأينعه لكم وقال بعض شيوخ الحي وأعظمه بركة وإنما كانت عندنا خصبة نعلفها إبلنا وحميرنا فلما رجعنا من وفادتنا تلك عظمت رغبتنا فيها وفسلناها حتى تحولت ثمارنا منها ورأينا البركة فيها
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Yahya b. Abdurrahman el-Asarî, ona Şihâb b. Abbâd el-Asarî haber verdi. Şihab, Hz. Peygamber'e elçi olarak giden Abdülkaysoğulları heyetinde yer alan bir kişinin şunları anlattığını söylemiştir:
"Hz. Peygamber'e (s.a.) gitmeye karar verdikten sonra yola çıktık. Medine'ye yaklaştığımız zaman, devesini koşturarak gelen bir adam karşımıza çıktı. Selam verdi, biz de selamını aldık. Sonra durdu ve "siz kimlerdensiniz?" diye sordu. "Abdülkaysoğulları heyetiyiz" dedik. Adam: "Hoş geldiniz, safa geldiniz! Ben de sizi arıyordum, size müjde vermeye geldim! Nebi (s.a.) dün bize doğu tarafına baktığını söyledi ve: "Yarın muhakkak şu taraftan yani doğudan Arapların en hayırlı heyeti gelecek !" dedi. Gece sabaha kadar bir sağa bir sola döndüm. Sabah olunca da deveme atlayıp gün yükselene kadar hiç durmadan yol aldım. Tam dönmeye niyetlenmiştim ki bineklerinizin başlarını gördüm." dedi ve devesini yularıyla çevirip geldiği gibi hızla geriye gitti. Hz. Peygamber'in (s.a.) yanına vardı. Muhacirler ve Ensardan sahabesi etrafındaydı: "Anam babam sana feda olsun! Abdülkaysoğulları heyetinin yaklaştığını müjdelemeye geldim!" dedi. Hz. Peygamber: "Nereden biliyorsun ey Ömer?" dedi, adam: "hemen peşimdeler, yaklaştılar" dedi ve olanları anlattı. Hz. Peygamber: "Allah da seni hayırla müjdelesin!" dedi.
Sonra ashap, oturdukları yerde heyeti karşılamak için hazırlandılar. Hz. Peygamber oturuyordu. Hırkasının ucunu elinin altına koydu ve üzerine yaslanarak ayaklarını uzattı.Nihayet heyet ulaştı. Muhacirler ve Ensar heyetin gelmesine sevindiler. Heyettekiler de Hz. Peygamber'i ve ashabını görünce sevinçten bineklerini hızlandırıp koştura koştura geldiler. Ashab gelenlere yer açtılar. O sırada Hz. Peygamber hala aynı vaziyette yaslanmış duruyordu. Heyet içinden sadece "Eşecc" yani Münzir b. Âiz b. Münzir b. el-Hâris b. en-Numan b. Ziyad b. Asar gelmeyip geride kaldı. Develerin yularlarını tutup hayvanları toparladı, onları ıhtırıp yüklerini indirdi ve eşyalarını bir araya getirdi. Sonra kendisine ait bir heybe çıkardı, üzerindeki yolculuk elbiselerini soydu ve altlı üstlü yeni bir elbise giydi. Ağır ağır Hz. Peygamber'in yanına doğru gelmeye başladı. Hz. Peygamber: "Sizin büyüğünüz, lideriniz ve yöneticiniz kimdir?" diye sordu. Hepsi birden Münzir'i gösterdiler. Hz. Peygamber: "ileri gelenlerinizin evladı mıdır?" diye sordu. Heyettekiler: "Cahiliye döneminde ataları bizim ileri gelenlerimizdi, bizi İslam'a yönlendiren de odur" dediler.
Eşec meclise gelince bir kenara oturacak oldu, fakat Hz. Peygamber doğrulup oturdu ve "Şöyle buyur ey Eşecc!" dedi. Kendisine ilk defa o gün "Eşecc (yaralı yüz)" deniliyordu. O, sütten yeni kesilmiş bir çocukken bir merkep kendisini toynağıyla tepmiş ve yüzünde ay biçiminde bir iz oluşmuştu. Peygamber (s.a.) onu yanına oturttu, kendisine iltifat etti ve diğerlerinden üstün kadrini bildi.
Sonra heyettekiler Hz. Peygamber'e yönelerek ona sorular sormaya başladılar. Hz. Peygamber merak ettikleri herşeyi onlara anlattı. Nihayet sohbetin sonuna geldiklerinde Hz. Peygamber: "Yanınızda azıklarınızdan bir şey var mı?" diye sordu. "Evet" dediler ve herkes hızlıca kalkıp yükünün yanına gitti. Avuçlarında hurma getirdiler ve Hz. Peygamber'in önünde bulunan deri yaygıya koydular. Hz. Peygamber'in önünde iki arşından kısa bir arşından uzun hurma dalından bir değnek vardı. Kendisi yanından pek ayırmadığı bu değneği elinde tutardı. Hz. Peygamber bu değnekle hurma yığınlarından birine işaret edip "Buna Ta'dûd mu diyorsunuz?" diye sordu. "Evet", dediler. Hz. Peygamber: "Buna Sarefân mı diyorsunuz?" diye sordu, "Evet" dediler. Hz. Peygamber "Buna da Bernî mi diyorsunuz" buyurdu, "Evet" dediler. Sonra Hz. Peygamber: "Hurmanızın en hayırlısı ve sizin için en faydalısı budur" buyurdu. (Abdülkaysoğullarının yaşlılarından birisi bu cümle yerine "en bereketlisi" diye söylemiştir). Bernî hurması bizde boldu, deve ve merkep yemi yapardık. Bu seyahatimizden döndükten sonra ona olan rağbetimiz arttı ve onu yetiştirmeye başladık. Öyle ki zamanla bütün hurmamız bundan ibaret oldu ve onun bereketini gördük."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1198, /905
Senetler:
1. Ba'du Vefdi Abdi'l-Kays (Ba'du Vefdi Abdi'l-Kays)
2. Şihab b. Abbad el-Abdî el-Asarî (Şihab b. Abbad)
3. Ebu Muhammed Yahya b. Abdurrahman el-Asarî (Yahya b. Abdurrahman)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Adab, oturma adabı
Adab, Selam, selamlaşma adabı
Adab, yürüyüş adabı
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Hz. Peygamber, heyetlerle görüşmesi
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
KTB, ADAB
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
KTB, SELAM
Lakap, lakab takmak
Siyer, Hz. Peygamber'e gelen heyetler
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey
Yolculuk, esnasında dikkat edilecek hususlar
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس قال : ذهبت بعبد الله بن أبي طلحة إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم ولد والنبي صلى الله عليه وسلم في عباءة يهنأ بعيرا له فقال معك تمرات قلت نعم فناولته تمرات فلاكهن ثم فغر فا الصبي وأوجرهن إياه فتلمظ الصبي فقال النبي صلى الله عليه وسلم حب الأنصار التمر وسماه عبد الله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166429, EM001254
Hadis:
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن ثابت عن أنس قال : ذهبت بعبد الله بن أبي طلحة إلى النبي صلى الله عليه وسلم يوم ولد والنبي صلى الله عليه وسلم في عباءة يهنأ بعيرا له فقال معك تمرات قلت نعم فناولته تمرات فلاكهن ثم فغر فا الصبي وأوجرهن إياه فتلمظ الصبي فقال النبي صلى الله عليه وسلم حب الأنصار التمر وسماه عبد الله
Tercemesi:
Bize Haccac b. Minhal, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes (b. Malik) şöyle haber vermiştir: (Üvey kardeşim) Abdullah b. Ebu Talha'yı doğduğu gün Hz. Peygamber'e (sav) götürdüm. Hz. Peygamber (sav) bu esnada bir aba giymiş olduğu halde kendi devesine (tedavi amaçlı) katran sürüyordu. Bana yanında hurma var mı? buyurdu. Ben de evet dedim. Hurmayı ağzına atıp çiğnedi ve çocuğun ağzını açıp bir miktar hurma bıraktı. Çocuk da onu diliyle tatmaya çalıştı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hurma Ensar'ın sevdiği şeydir." Hz. Peygamber (sav) çocuğa Abdullah ismini verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1254, /946
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Aile, aile içinde çocuklarla ilişkiler
Aile, Çocuk, doğumu ve sonrasındaki görevler
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, elbiseleri
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey
أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مَنْصُورِ بْنِ جَعْفَرٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ أَبِى أَرْطَاةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الزَّهْوِ وَالتَّمْرِ وَالزَّبِيبِ وَالتَّمْرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19370, N005552
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مَنْصُورِ بْنِ جَعْفَرٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ أَبِى أَرْطَاةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ الزَّهْوِ وَالتَّمْرِ وَالزَّبِيبِ وَالتَّمْرِ .
Tercemesi:
Ebu Said el Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) “Kuru hurma ile hurma çağlasından, kuru üzüm ve hurma karışımından Meşrubat yapmayı yasakladı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Eşribe 5, /2443
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Ertât el-Kûfî (Ebu Ertât)
3. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
6. Ebu Ali Hüseyin b. Mansur es-Sülemi (Hüseyin b. Mansur b. Cafer b. Abdullah)
Konular:
İçki, meyve suyunun alkole dönüşmesi
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19407, N005562
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُرَيْشُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْبَاوَرْدِىُّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ الْحَسَنِ قَالَ أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ وَاقِدٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ التَّمْرِ وَالزَّبِيبِ وَنَهَى عَنِ التَّمْرِ وَالْبُسْرِ أَنْ يُنْبَذَا جَمِيعًا .
Tercemesi:
Amr b. Dinar (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Câbir b. Abdullah (r.a)’tan işittim şöyle diyordu: “Rasûlullah (s.a.v), hurma ile kuru üzüm karışımından yapılan içkilerle, olgun hurma ile kuru hurmanın karışımından yapılan içkileri yasakladı.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Eşribe 10, /2443
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
4. Ebu Abdurrahman Ali b. Hasan el-Abdî (Ali b. Hasan b. Şakîk b. Dinar b. Miş'ab)
5. Kureyş b. Abdurrahman el-Bâverdî (Kureyş b. Abdurrahman)
Konular:
İçecekler, sarhoşluk vermesi bakımından
İçki, meyve suyunun alkole dönüşmesi
İçki, yasağın kapsamı ve tanımı
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19414, N005566
Hadis:
أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ هِشَامِ بْنِ حَسَّانَ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ قَالَ شَهِدْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ أُتِىَ بِبُسْرٍ مُذَنَّبٍ فَجَعَلَ يَقْطَعُهُ مِنْهُ .
Tercemesi:
Ebu İdris (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. Malik’in yanındaydım. Bir tarafı olgunlaşmış hurma getirildi, olmuş tarafını koparmaya başladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Eşribe 13, /2443
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Süveyd b. Nasr el-Mervezi (Süveyd b. Nasr b. Süveyd)
Konular:
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20070, T003356
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَلْقَمَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ حَاطِبٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ بْنِ الْعَوَّامِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ ( ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ ) قَالَ الزُّبَيْرُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ فَأَىُّ النَّعِيمِ نُسْأَلُ عَنْهُ وَإِنَّمَا هُمَا الأَسْوَدَانِ التَّمْرُ وَالْمَاءُ . قَالَ « أَمَا إِنَّهُ سَيَكُونُ » . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Zübeyr b. Avvam (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Tekasür sûresi 8. ayeti hakkında Zübeyr: Ey Allah’ın Rasûlü! sorulacağımız nimet hangi nimettir. Bunlar iki siyahtan ibarettir; Hurma ve su… Bu mutlaka gerçekleşecektir. Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 102, 5/448
Senetler:
1. Ebu Abdullah Zübeyr b. Avvâm el-Esedî (Zübeyr b. Avvâm b. Huveylid b. Esed b. Abdüluzza)
2. Ebu Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Esedî (Abdullah b. Zübeyr b. Avvam)
3. Ebu Muhammed Yahya b. Abdurrahman el-Lahmî (Yahya b. Abdurrahman b. Hâtıb b. Ebu Belte'a)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20074, T003357
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَيَّاشٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: لَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ ( ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ ) قَالَ النَّاسُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ عَنْ أَىِّ النَّعِيمِ نُسْأَلُ وَإِنَّمَا هُمَا الأَسْوَدَانِ وَالْعَدُوُّ حَاضِرٌ وَسُيُوفُنَا عَلَى عَوَاتِقِنَا . قَالَ « إِنَّ ذَلِكَ سَيَكُونُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَحَدِيثُ ابْنِ عُيَيْنَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عِنْدِى أَصَحُّ مِنْ هَذَا . سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ أَحْفَظُ وَأَصَحُّ حَدِيثًا مِنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَيَّاشٍ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Tekasûr sûresi 8. ayeti inince, Ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü hangi nimetlerden sorguya çekileceğiz?” “Bunlar iki siyah şeyden ibarettir; Düşmanımız karşımızda, kılıçlarımız ise omuzlarımızdadır.” Rasûlullah (s.a.v.): “Bu mutlaka gerçekleşecektir” buyurdu. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)Tirmizî: İbn Uyeyne’nin Muhammed b. Amr’dan rivâyeti bence bu rivâyetten daha sahihtir. Sûfyân b. Uyeyne hadis yönünden Ebû Bekir b. Ayyaş’tan daha hafız ve daha sahih rivâyetler edendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 102, 5/448
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
4. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Yiyecekler, Hurma, İlgili Herşey