132 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona İsmail b. İbrahim, ona Ziyad b. Müharik, ona Taysele b. Meyyas şöyle demiştir: Ben bir zaman Necedât fırkasına katılmış ve büyük günah olduğunu düşündüğüm bazı günahlar işlemiştim. Bu durumu İbn Ömer'e (ra) anlattım. O da 'hangi günahlar ? diye sordu.' Ben de 'şunu yaptım, bunu yaptım' diye bazı şeyler saydım. Bunu üzerine İbn Ömer bana şöyle söyledi: Bu anlattıkların büyük günahlardan değildir. Büyük günahlar şu dokuz şeydir : 1- Allah'a ortak koşmak [Allah’tan başkasını ilah kabul etmek] 2- Haksız yere adam öldürmek 3— Savaşta düşman karşısından kaçmak 4- İffetli kadına zina iftirasında bulunmak 5— Faiz yemek 6— Yetim malı yemek 7— Mescid-i Haram'da günah işlemek 8— İnsanlarla alay etmek 9— Kendilerine itaatsizlik, saygısızlık ederek ana-babayı ağlatmak. İbn Ömer bunları söyledikten sonra bana dedi ki: 'Cehennemden korkuyor ve Cennete girmek istiyor musun?' Ben de: 'Evet, Allah'a yemin olsun ki', dedim. Bana sordu: 'Annen-baban hayatta mı?' 'Yalnız annem yanımda', dedim. Bunun üzerine bana şunu söyledi: 'Allah'a yemin ederim ki, eğer annene gönlünü alacak güzel sözler söylersen ve ona yemek yedirirsen (geçimini üstlenip ihtiyaçlarını karşılarsan), büyük günahlardan da kaçındığın takdirde, muhakkak Cennet'e girersin.'
Açıklama: Necedât fırkası hakkında bk. https://islamansiklopedisi.org.tr/necedat
Bize Salih b. Abdullah et-Tirmizi, ona Ebu Fedâle Ferec b. Fedâle eş-Şâmî, ona Yahya b. Saîd, ona Muhammed b. Amr b. Ali, ona da Ali b. Ebu Talib’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ümmetim şu on beş şeyi yaparsa başına belalar iner.” 'Bunlar hangileridir, ey Allah’ın Rasulü? diye soruldu. O şöyle buyurdu: “Ganimet belli kimseler arasında dönüp dolaşır hale gelince, emanet ganimet bellenince, zekât zoraki ödenen bir borç gibi kabul edilince, adam annesini hor görüp karısının sözünden çıkmaz olunca, babasına cefa çektirip arkadaşının gönlünü hoş tutunca, mescitlerde sesler yükselince, toplumun önderi onların en adileri olunca, zararından korunmak maksadıyla adama hürmet gösterilince, su gibi içki içilince, ipek elbiseler giyilince, şarkıcı cariyeler tutulup çalgılar çalınınca, ümmetin sonradan gelenleri öncekilere lanet okuyunca işte o vakit kıpkızıl bir rüzgârı yahut yerin dibine geçirilmeyi ve insanların suret ve tabiatlarının değiştirilmesini (mesh edilmeyi) beklesinler.” Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu garib bir hadistir. Biz bunu Ali b. Ebu Talib’in rivayet ettiği bir hadis olarak ancak bu yoldan bilmekteyiz. Ayrıca Ferec b. Fedâle dışında bu hadisi Yahya b. Saîd el-Ensarî’den rivayet eden bir kimse olduğunu bilmiyoruz. Ferec b. Fedâle ise bazı hadis âlimleri tarafından hafızasının zayıflığı yüzünden eleştirilmiştir. Ancak Vekî ve önde gelen daha başka alimler bu hadisi ondan rivayet etmişlerdir.
Bize Ali b. Hucr, ona Muhammed b. Yezid el-Vâsitî, ona Müstelim b. Saîd, ona Rumeyh el-Cüzâmî, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ganimet belli kişilerin elinde dönüp dolaşır hale getirilince, emanet ganimet bilinince, zekât ağır bir borç gibi görülünce, dinden başka bir maksatla ilim öğrenilince, adam annesini hor görüp hanımına itaat edince, babasını başından def edip dostunu yanı başında tutunca, mescitte sesler yükselince, kabilenin başına en fasıkları efendi olunca, bir kavmin lideri onların en rezilleri olunca, zararından korunmak maksadıyla bir adama hürmet gösterilince, şarkıcı cariyeler ve çalgı çengi meclisleri aleni hale gelince, su gibi içki içilince, bu ümmetin sonradan gelenleri öncekilere lanet okuyunca beklesinler ki kıpkızıl bir rüzgâr, bir sarsıntı, yerin dibine geçirilme, hilkatlerin değiştirilmesi, gökten gelecek bir azap gelsin. Artık ipi kopan bir gerdanlığın peş peşe dağılan taneleri gibi azaplar art arda kopar gelir.” Ebu İsa dedi ki: Bu hususta Ali’den gelmiş rivayet de vardır. Bu ise garib bir hadistir, sadece bu rivayetini biliyoruz.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir çocuk babasını köle olarak bulup onu azat etse ancak hakkını ödeyebilir."
Bize Kubeysa, ona Süfyan, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Çocuk, hiç bir iyilikle babanın hakkını ödeyemez; ancak onu köle olarak bulur da satın alarak hürriyetine kavuşturursa hakkını ödemiş olur."