Giriş

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zubeyr, ona da Mervân ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir: Hevâzin heyeti Müslüman olarak Hz. Peygamber'e (sav) gelip mal­larını ve kendilerinden esir düşenleri geri istedikleri zaman, Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı da onlara "beraberimdekileri görüyorsunuz. Sözün bana en sevimlisi en doğru olanıdır. Şimdi siz iki şeyden birini seçiniz: Ya esir­leri, ya da malları. Ben sizin (ganimet dağıtılmadan önce) gelmenizi beklemiştim" buyurdu. Gerçekten de Allah Rasulü (sav) Tâif dönüşü, on küsur gece onların gelmesini beklemişti. Hz. Peygamber'in (sav) iki şeyden sadece birisini vereceği apaçık belli olunca Hevâzin heyeti "biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla övdükten sonra "amma ba'du" deyip şöyle buyurdu: "Kardeşleriniz tevbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermenin doğru olacağını düşündüm. İçinizden kim gönül hoşluğu ile esirini geri vermeyi arzu ediyorsa bunu yapsın. Kim de hissesini bedelsiz vermeyi arzu etmiyorsa, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından ona payını vermek üzere esirini iade etsin" buyurdu. İnsanlar "gönül hoşluğu ile veriyoruz, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "şimdi kimin gönül hoşluğu ile verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu. İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler. İbn Şihâb der ki: Hevâzin esirleri konusunda bana ulaşan bilgi budur.


    Öneri Formu
280270 B002607-2 Buhari, Hibe, 24

Bize İbn İshak, ona Asım b. Ömer b. Katâde, ona Abdurrahman b. Câbir, ona da Babası Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Hevazin kabilesinde sancak taşıyan bu adam devesi üzerinde (savaş esnasında Müslümanlara saldırarak) yapacağını yaptığı sırada Ali b. Ebu Talip ve Ensar'dan bir kişi yıldırım hızıyla adamın üzerine atıldılar. Ali adamın arkasından geldi ve devenin iki atar damarını vurup kesti. Deve kıç üstü düştü. Ensarî, hemen adamın üzerine atıldı, (kılıcıyla) adamın -zannediyorum- baldırının yarısından bacağına bir darbe indirdi. Adam bineğinden aşağıya düştü. İnsanlar adama kamçılarla vurdular. Vallahi! Ben hezimetten dolayı, Hz. Peygamber’in (sav) yanında bağlı bulunan esirleri görünceye kadar ricat eden insanlar gibi geri dönmedim.


    Öneri Formu
62610 HM015092 İbn Hanbel, III, 377


Açıklama: "فَمَا كَشَفْتُ لَهَا عَنْ ثَوْبٍ" ifadesi, mana esas alınarak "kıza yaklaşmadım" şeklinde tercüme edilmiştir.

    Öneri Formu
30070 İM002846 İbn Mâce, Cihâd, 32


Açıklama: Bu siyak dışında sahih bir hadistir. Abdullah b. Ebu Nuaym'ın zayıflığı sebebiyle isnadı zayıftır. "Ekserin" ifadesi şerhlerde şöyle açıklanmıştır: "Allahım onu yaratmış olduğun bir çok insanın üstünde tut."

    Öneri Formu
68959 HM019796 İbn Hanbel, IV, 399


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنَا النَّبِىُّ لاَ كَذِبْ أَنَا ابْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبْ

    Öneri Formu
150317 BS13423 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 66


    Öneri Formu
30056 İM002840 İbn Mâce, Cihâd, 30


    Öneri Formu
148574 BS011739 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VI, 182


    Öneri Formu
276447 İM002846-2 İbn Mâce, Cihâd, 32


    Öneri Formu
155729 BS018515 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IX ,257


    Öneri Formu
155736 BS018520 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IX ,259