Giriş

Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre, Rasûlullah (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir”. (ح)Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Ma‘mer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre, Rasûlullah (sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam almak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demek, davetine katılmak, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazelere katılmaktır.” Abdürrezzak "Ma'mer bu hadisi Zührî’den, mürsel olarak rivayet ediyordu" dedi. Bir rivayette de İbn Müseyyeb, ona da Ebû Hureyre tarıkiyle müsned olarak rivayet etti.


    Öneri Formu
270574 M005650-2 Müslim, Selam, 4


Açıklama: ....-Ravilerden tabiinden olan Hz. Osman'ın mevlası Husayf b. Abdurraman el-Cezeri el-Hadramî saduk seyyiulhıfz ve ömrünün sonunda ihtilatı sebebiyle zayıf bir ravidir. (Ukayli, Duafa, II, 31) Rivayet muhteva açısından; "aksırıldığında "el-Hamdülillah" denilmesi gerektiğini bildiren sahih rivayetlerle müşterek mana ile nakledilmektedir.

    Öneri Formu


Açıklama: Hadislerde geçen "teşmit": aksırınca; elhamdülillah diyene: "yerhamükellah" demektir. Bu sebeple tercümemizde hep bunu tercih ettik. Hayır dua yerine de kullanılan bu kelimenin asıl anlamı düşmanların şamatasını gidermek demektir. Aksıran kimseye elhamdülillah demek suretiyle şeytanın şamatasını giderdiği için bu ad verilmiştir. (İmam Nevevi, Riyazüs salihin Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Tercüme ve Şerhedenler: M. Yaşar Kandemir, İ. Lütfi Çakan, Raşit Küçük, Erkam Yayınları, İtanbul, 2010, IV, 171.) Aksrınca elhamdülillah diyen kimseye yerhamukellah diye mukabelede bulunmanın meşruluğu konusunda icma vardır. Bu bir görev olup, İslam'ın önemli muaşeret kurallarından sayılır. Zahiri ve Malikî mezhebinden bazı imamlar elhamdülillah diyeni işiten herkesin ona mukabelede bulunmasını vacip saymışlardır. Hatta Kadı Iyâz, İmam Malik'in teşmitin farz olduğu yönündeki görüşünün daha yaygın olduğunu söylemiştir. Fakat Ulemanın çoğunluğunun mezhebine göre teşmit farz ve vacip olmayıp, sünnet ve menduptur. Elhamdülillah diyen kimseye yerhamukellah demesi teşmittir. Kendisine rahmet dileyen "yağfirullahu lena ve leküm"" (Ebû Dâvud, Edeb 90) veya "yehdikumullahu ve yuslihu bâleküm" diye karşılık verir. İkinci teşmitin aksırdığında "elhamdülillah" diyen Ehli kitaba "yehdikumullahu ve yuslihu bâleküm" denileceği de rivayet edilmektedir. (Ebû Dâvud, Edeb 93; Tirmizî Edeb 3) Hidayet dilenmesi yukarda da arz edildiği üzere inanan için sıratı müstakim üzere hayat dilemek kafir için ise imana gelmesini dilemek anlamınadır. Bu açıdan teşmitte Hz. Peygamber'in de yaptığı gibi; inananlara "Yerhamuke Allahu" ifadesini mü'minlere: "Yehdikumullahu ve yuslihu baleküm" ifadesini gayrı müslümlere denilmesi daha uygundur.

    Öneri Formu


Açıklama: İbn Ebu Leyla hadiste zayıftır.

    Öneri Formu
276301 HM023953-2 İbn Hanbel, V, 419


    Öneri Formu
104743 MŞ005305 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavat, 356


    Öneri Formu
170136 MK009748 Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, IX, 351


    Öneri Formu


    Öneri Formu

Bize Yahya b. Yahya et-Temimi, ona Ebu Heyseme, ona Eş’as b. Ebu’ş-Şa’sa (T) Yine bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Eş’as, Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bera b. Azib’in huzuruna girdim ve onu şöyle derken işittim: Hz. Peygamber bize yedi şeyi emir, yedi şeyi de yasak etti: Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenaze törenine katılıp namazını kılmayı, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmayı, yemin edince gereğini yerine getirmeyi veya (şöyle yapacaksın diye) yemin edenin yeminini bozdurmamayı, mazluma yardım etmeyi, davete icabet etmeyi ve selamı yaymayı emretti. Altın yüzükleri yahut altından yüzük takmayı, gümüş kaptan bir şey içmeyi, ipekten eyer kılıfı yapmayı, ibrişimli ipek kumaşları, ipek, parlak atlas (istebrak) ve halis ipeği (dibac) yasak etti."


Açıklama: Hz. Peygamber tarafından emredilen ve nehyedilen yedi şey incelendiğinde bütün davranışların sosyal içerikli olduğu görülür. Hasta ziyareti de fertlerin zor zamanlarda birbirlerine maddi ve manevi olarak destek olmalarını sağlayacak toplumsal yönü olan bir ameldir. İbnü'l-Cevzî hadiste zikredilen hasta ziyaretinin gayelerine dikkat çekmiştir. Ona göre hasta şunlar gibi bazı amaçlara binaen ziyaret edilir: Rahatlatmak ve ihtiyaçlarını gidermek, ya da belki de vefatı yaklaşmış birinin ölüm hakkındaki nasihatlerini dinleyip, bunlara kulak vermek. (Bk. İbnü'l-Cevzi, Keşfu'l-müşkil, II, 236)

    Öneri Formu
208869 M005388-2 Müslim, Libas ve Zînet, 3

Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona ‘Alâ, ona da babası, Ebû Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasûlullah (sav); “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır.” buyurdu. “Bunlar nedir ey Allah'ın Rasûlü?" diye sorulunca; “Karşılaştığında ona selam verir, seni davet ettiğinde davetine katıl, senden nasihat istediğinde ona nasihat et, aksırdığında ve hemen akabinde Allah’a hamdettiğinde يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) de, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde de ona cenazesine katıl.” buyurdu.


    Öneri Formu
271006 M005651-3 Müslim, Selam, 5