368 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeydullah, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona el-Haris, Hz. Ali’nin şöyle dediğini rivayet etti: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır. Karşılaştığında ona selam verir, aksırdığında ‘yerhamukellah’ diyerek hayır duada bulunur, hastalandığında onu ziyaret eder, davet ettiğinde davetine icabet eder, öldüğünde (cenaze namazında) hazır bulunur, kendisi için sevdiği şeyi onun için de sever ve gıyabında dahi ona karşı samimi ve dürüst olur.”
Açıklama: Hadisi Hz. Ali'den rivayet eden Haris b. Abdullah el-Aver bazı hadis münekkitleri tarafından yalancılıkla ve aşırılığa kaçan bir Ali sevgisi ile itham edilmiştir. Ancak onun hadis rivayetinde değil Hz. Ali'yi sevmekte aşırıya kaçan bir taraftarı olduğu için onun hakkındaki görüşlerinde yalan söylediği de zikredilmiştir.(İbn Hacer, Takrib, I, 172; a.g.mlf., Tehzib, II, 126).
Açıklama: Bezzâr'ın Ebû Davud et-Tayalisî'den naklettiği bu rivayet Müsned'inde yer almamaktadır. Tayalisinin Müsnedinde bu konuda iki rivayet yer almaktadır. Bunlardan biri Şube, Abdurrahman b. Leyla, babası, Eyyub el-Ensârî isnadıyla Hz. Peygamber (sav) isnadıyla nakledilmektedir: "Biriniz aksırdığında her durumda Allah'a hamd olsun desin. Ona teşmitte bulunan kişi ona "Allah sana rahmet etsin" desin. O da teşmitte bulunan kişiye Allah beni de sizi de bağışlasın desin. (Tayalisi, Müsned, I, 156 H.no: 81) ve ikinci rivayet Verkâ, Hilal b. Yesaf, Halid el-Arfece el-Eşcâî, Salim b. Ubeydullah el-Eşcaî ile yürüyorlardı bir adam aksırdı ve: "es-Selamu aleykum" dedi. Salim ona şöyle dedi: "Sana ve annene selam olsun". Bir saat yürüdükten sonra adama herhalde dediğimden hoşlanmadın"dedi. Adam: "Keşke annemi iyiliği veya kötülüğü ile anmamanı isterdim" dedi. Salim: "-Ben sana Hz. Peygamber (sav) gördüğüm şekilde konuştum. Bir adam Hz. Peygamber (sav)'in yanında aksırdı ve selamun aleykum dedi. Hz. Peygamber (sav) ona: " sana ve annene de, sizden biri aksırdığında "elhamdülillahi rabbil alemin" desin. Kardeşi de ona "yerhamukellah" desin. o da ona: "Allah hidayet etsin, kalbini ve halini ıslah etsin" desin." (Tayalisi, Müsned, I, 320 H.no: 167) rivayetleri zikredilmektedir. Bu durum basılan nüshanın ya eksik olduğuna veya Bezzâr'ın Tayalisî'nin bir başka eserinden bu rivayeti naklettiğine işaret eder. Bununla birlikte Buhari, Bezzar'ın naklettiği bu rivayeti Tayalisi yerine Malik b. İsmail vasıtasıyla Abdilaziz b. Seleme'den aynı isnadla nakletmektedir. Buharî'nin tarikinde rivayet metininde فإذا قال له يرحمك الله فليقل (el-Buharî, Sahih, 1987-1407, V, 298 H.no: 5870)şeklinde verdiği ifadeyi, Bezzâr muhtasar bir ifade ile وليقل هو şeklinde vermektedir. -...Genel olarak rivayetlerde aksıran ve Allaha hamd edene teşmit emredilmekle birlikte bazı rivayetlerde aksıranın teşmit edenlere karşılık olarak farklı dualar yapacağı zikredilmemektedir. Rivayetlerde "yehdikumullah ve yuslih balekum"= "Allah hidayet etsin ve düşünce ve kalbinizi ve halinizi ıslah eylesin" veya "yağfirullahu lena ve lekum"= "Allah sizi de bizi de bağışlasın" ifadesi yer almakta veya bir karşılık vereceği zikredilmemektedir. Rivayette yer alan "hidayet", "ıslah" ve "bâl" kelimelerine kullanıldığı yer ve kişiler açısından Kuran ve hadislerde farklı anlamlar yüklemek mümkündür. Hidayet kelimesi gayrı müslim için imana gelmesi, mümin için sıratı müstakimde kalmasıdır. Islah kelimesi bâl kelimesi ile düşünce sisteminin ıslahı, kalbin ıslahı, halin ıslahı gibi anlamlar yüklenebilir. Allah'ın kızdığı veya delalet halinden kurtulmasını dilemektir. Mü'min için cennetle nimetlenenlerin makamlarında ameller konusunda doğrudan en doğruya yönelmektir. Zihnin ve kalbin sefası ile İslam fıtratı üzere kalabilmektir. Hidayet ve ıslah ifadesinin Kuran-ı Kerim'de inananlar için de kullanıldığı bilinmektedir. Muhammed suresi 47/4-5. ayette: وَالَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَلَنْ يُضِلَّ أَعْمالَهُمْ (4) سَيَهْدِيهِمْ وَيُصْلِحُ بالَهُمْ Allah yolunda savaşanların amellerinin boşa gitmeyeceği ve onları Allah'ın hidayet edeceği (sıraatı müstakime) ve fikirlerini (kalblerini ve hallerini islam üzere sabit kılarak) ıslah edeceğini, düzelteceğini beyan etmektedir. Ayrıca Muhammed suresi 47/2 وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحاتِ وَآمَنُوا بِما نُزِّلَ عَلى مُحَمَّدٍ وَهُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ كَفَّرَ عَنْهُمْ سَيِّئاتِهِمْ وَأَصْلَحَ بالَهُمْ ayetinde inanıp salih amel işleyen ve Hz. Peygamber'e Kurana'ın Rableri tarafından indirildiğinin gerçek olduğuna iman edenlerin günahlarını bağışlayacağı ve fikirlerini (hal ve gönüllerini) ıslah edeceğini haber vermektedir. Bu iki ayette hidayet ve İslah kelimesi müminler için kullanılmaktadır. Gayrı müslim için hidayet dilemek imana gelmesini için dua; Kuran'a göre mü'min için hidayet dilemek sıratı müstakim üzere bir hayat dilemektir. Bu sebeble namazda her rekatta sıratı müstakıme hidayet olmak için dua edilir. Fatiha suresini "ihdinassıratal müstakim..." ayetini okuyarak Allah'a sıratı müstakim üzere bizi tutması için istekte bulunuruz. -..Hadisten çıkarlacak hükümler: 1- Aksırmak dinçlik ve sağlık nişanesi olarak Allah'a hamdi gerektirecek bir durumdur. 2-Her halükarda aksıranın "elhamdulillah"= "Alah'a hamd ederim" demesi gerekir. 3- İnananlara teşmitte "yerhamukellah" ="Allah size rahmeti ile muamele eylesin" duası esastır. 4-Yahudiler ve gayrı müslimlere teşmitte "Yehdiku mullahu ve yuslihu bâlekum" ="Allah size iman nasip etsin ve yanlışta direnen düşünce dünyanızı ıslah eylesin" denilmesi esastır. 5- Aksıran teşmitte bulunanlara "Yedikumullahu ve yuslihu bâlekum" = "Allah sizi sıratı müstakm üzere kılsın ve kalbinizi islam dini üzere sabit eyleyerek halinizi düzeltsin" anlamınadır.
Açıklama: Ebu Yahya Fuleyh b. Süleymân saduk çok hata yapan bir ravidir.(Zehebî, Siyer, XIII, 399)
Açıklama: Rivayetin ravilerinden Muhammed b. Ahmed el-Kantari leyyin olmakla tenkit edilmiştir. (İbn Hacer, Lisanul-Mizan, V, 49). Ebû Kılabe Abdulmelik er-Rakkaşî saduktur.(Zehebî, Kâşif, I, 669). Rivayette Allah'ın hoşlandığı aksırma ve hoşlanmadığı esnemeden şeytanın esnemenin belirtisi ile gülmesi ve neşelenmesi kulun gaflet halinden hoşlanmasındandır. Aslında bu iki insani fiilin temsili anlatımında insanın şuur halinde Allah'ı zikir ve amele engel olan her şey şeytanla ilgilendirilmektedir. İnsanın esnemenin oluşmasına sebeb olacak çok yemek, çok uyumak ve tembellik hallerinden kaynaklanır Na hoş görüntü ve faydasız her şey şeytanın hoşuna gidecek bir durumdur. Allah ise Şeytanın sevinmesinden hoşlanmayacaktır.