333 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Ebu Akîl el-Mısrî ve Muhammed b. Seleme el- Mısrî, onlara İbn Vehb -İbn Ebu Akîl (rivayetine göre İbn Vehb) şöyle dedi: -bana Üsame -yani İbn Zeyd-, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da Abdullah b. Amr b. As, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her kim cuma günü gusleder, -varsa- hanımının kokusundan sürünür, en güzel elbisesini giyer, insanların omuzlarına basmadan ilerler ve hutbe esnasında konuşmazsa (bu yaptıkları) iki cuma arasındaki (günahlarına) kefaret olur. Konuşan ve insanların omuzlarına basan kimseye ise (cuma namazı) öğle namazı (gibi) olur."
Açıklama: Seneddeki "kâle İbn Ebu Akîl: ahberanî" cümlesindeki "ahberanî" ifadesi, ilk bakışta ona ait gibi görünmesine rağmen, aslında Abdullah b. Vehb'e aittir.
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona Ata el-Horasanî, ona Mevlâ İmraetihi Ümmü Osman şöyle rivayet etmiştir: Kûfe minberinde Ali'yi şöyle derken işittim: "Cuma gününde şeytanlar sancakları ile çarşılara çıkıp insanlara işlerini hatırlatırlar -ravi şüpheye düşüp الرَّبَائِثِ kelimesini zikretmiştir- ve onları cuma namazından alıkoyarlar. Melekler de çıkarlar ve mescidin kapısına oturup imam (hutbeye) çıkana dek ilk ânda geleni (ve) ikinci vakitte geleni yazarlar. Kişi, (imamı) işitip görebileceği yere oturduğunda susar ve konuşmazsa ona iki ecir vardır. Eğer uzakta durup (imamı) işitemeyeceği (bir yere) oturur, susar ve konuşmazsa ona da bir ecir vardır. Şayet (imamı) işitip görebileceği bir yere oturur, konuşup susmazsa ona bir günah vardır. Cuma günü yanındakine 'sus' diyen bile boş konuşmuştur. Boş konuşanın da cumasından bir nasibi yoktur." [Ardından Ali, hutbesinin sonunda bunu Rasulullah'ın (sav) buyurduğunu söylemiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Velid b. Müslim, İbn Cabir'den الرَّبَائِثِ kelimesini zikretmek suretiyle nakletmiş, (senetteki raviyi de) hanımının mevlâsı Ümmü Osman b. Atiyye şeklinde zikretmiştir.]
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Velid b. Müslim ile Ebu Davud arasında inkita' vardır.
Bize Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Hemmam, ona Katade, ona Hasan, ona da Semüra, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kim cuma günü abdest alırsa gerekli olan ve güzel bir şey yapmış olur. Ancak kim guslederse bu daha faziletlidir."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Amr b. Ebu Amr, ona da İkrime şöyle dedi: Iraklı bazı insanlar gelip Ya İbn Abbas! Cuma günü gusletmeyi vacib görür müsün? diye sordular. İbn Abbas, hayır, fakat yıkanan kişi için onda hayır ve temizlik vardır. Gusletmeyen kimseye de sorumluluk yoktur. Size (cuma günü) gusletmenin nasıl başladığını haber vereyim. İnsanlar darlık ve meşakkatte idiler. Yünden elbiseler giyer, bedenleriyle (yük taşıyarak) çalışırlardı. Mescidleri dar, tavanı basıktı. O (tavan) bir gölgelikten ibaretti. Sıcak bir günde, Rasulullah (sav) mescide geldi. Yün elbiseler içerisinde insanlar terlemiş, kendilerinden kokular yayılmıştı. Bu kokularla birbirlerine eziyet veriyorlardı. Rasulullah (sav) bu kokuyu hissedince "Ey insanlar! Bugün (cuma günü) olunca yıkanınız. Her biriniz bulabildiği koku ve yağların en güzelini sürünsün," buyurdu. Aradan zaman geçti ve Allah, (mallar, elbiseler, hizmetçilerle onlara) bolluk verdi. Müslümanlar yünden başka elbiseler giymeye başladılar. (bizzat bedenen) Çalışmaya ihtiyaçları kalmadı, mescidleri genişletildi. Böylece birbirlerine eziyet veren ter de kısmen zail oldu.
Bize Muhammed b. Seleme el-Muradî, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Said b. Ebu Hilal ve Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, onlara Ebu Bekir b. Münkedir, ona Amr b. Süleym ez-Züraki, ona Abdurrahman b. Ebu Said el-Hudrî, ona babası (Ebu Said el-Hudri'nin) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: "Cuma günü gusletmek, misvak kullanmak ve bulabildiği bir güzel kokudan sürmek baliğ olan her Müslümanın vazifesidir." [Bükeyr, rivayetinde Abdurrahman'ı zikretmemiş ve koku ile alakalı da hanımının kokusundan da olsa demiştir.]
Bize Muhammed b. Seleme el-Muradî, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Said b. Ebu Hilal ve Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, onlara Ebu Bekir b. Münkedir, ona Amr b. Süleym ez-Züraki, ona Abdurrahman b. Ebu Said el-Hudrî, ona babası (Ebu Said el-Hudri'nin) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü gusletmek, misvak kullanmak ve bulabildiği bir güzel kokudan sürmek baliğ olan her Müslümanın vazifesidir." [Bükeyr, rivayetinde Abdurrahman'ı zikretmemiş ve koku ile alakalı da 'hanımının kokusundan olsa bile' demiştir.]
Bize İbn Ebu Akîl el-Mısrî ve Muhammed b. Seleme el- Mısrî, onlara İbn Vehb -İbn Ebu Akîl (rivayetine göre İbn Vehb) şöyle dedi: -bana Üsame -yani İbn Zeyd-, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da Abdullah b. Amr b. As, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her kim cuma günü gusleder, -varsa- hanımının kokusundan sürünür, en güzel elbisesini giyer, (camide) insanların omuzlarına basmadan ilerler ve hutbe esnasında konuşmazsa (bu yaptıkları) iki cuma arasındaki (günahlarına) kefaret olur. (Hutbe esnasında) konuşan ve insanların omuzlarına basan kimseye ise (cuma namazı) öğle namazı (gibi) olur."