417 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Ebu Akîl el-Mısrî ve Muhammed b. Seleme el- Mısrî, onlara İbn Vehb -İbn Ebu Akîl (rivayetine göre İbn Vehb) şöyle dedi: -bana Üsame -yani İbn Zeyd-, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da Abdullah b. Amr b. As, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her kim cuma günü gusleder, -varsa- hanımının kokusundan sürünür, en güzel elbisesini giyer, insanların omuzlarına basmadan ilerler ve hutbe esnasında konuşmazsa (bu yaptıkları) iki cuma arasındaki (günahlarına) kefaret olur. Konuşan ve insanların omuzlarına basan kimseye ise (cuma namazı) öğle namazı (gibi) olur."
Açıklama: Seneddeki "kâle İbn Ebu Akîl: ahberanî" cümlesindeki "ahberanî" ifadesi, ilk bakışta ona ait gibi görünmesine rağmen, aslında Abdullah b. Vehb'e aittir.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki', onlara da el-A'meş'in rivayet ettiğine göre Ebû Salih şöyle demiştir: "Bir zamanlar, bir kişi mescitten bir çakıl taşını alıp dışarı çıkarmak istese, taş ona Allah aşkına yapma! diye yalvarır, derlerdi."
Bize Abbas b. Abdulazim, ona Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr, ona Halid b. Meysere el-Attâr, ona Muaviye b. Kurra, babasının söyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) şu iki bitkiyi (soğan ve sarımsak yemeyi) yasakladı ve şöyle buyurdu: "Bunları yiyen mescidlerimize yaklaşmasın. Eğer mutlaka yemeniz gerekiyorsa onları pişirerek öldürün (kokusunu etkisiz hale getirin ve öyle yiyin)." [(Bu hadisin ravisi) Kurra b. İyâs, Hz. Peygamber, iki bitki kelimesiyle soğan ve sarımsağı kastetti, dedi.]
Bize İsmail b. Bişr b. Mansur, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Abdullah b. Mübarek, ona da Hayve b. Şurayh şöyle rivayet etmiştir: Ukbe b. Müslim ile karşılaştım ve ona, bana ulaştığına göre Abdullah b. Amr b. Âs sana Hz. Peygamber'den (sav) şöyle rivayet etmiş (öyle mi?) diye sordum. Bunun üzerine Ukbe şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) mescide girdiğinde 'kovulmuş şeytandan yüce Allah'a, onun kerîm zâtına, ezelî kudretine sığınırım' diye dua ederdi." Ukbe bana, sadece bu kadar mı duydun? diye sordu. Ben, evet dedim. O devamını şöyle aktardı: Kişi bunu söylediği zaman 'şeytan, günün geri kalan kısmında benden emin oldu' der.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki', onlara da el-A'meş'in rivayet ettiğine göre Ebû Salih şöyle demiştir: "Bir zamanlar, bir kişi mescitten bir çakıl taşını alıp dışarı çıkarmak istese, taş ona Allah aşkına yapma! diye yalvarır, derlerdi."
Bize Muhammed b. Osman ed-Dımaşkî, ona Abdülaziz ed-Derâverdî, ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman, ona Abdülmelik b. Said b. Süveyd, ona da Ebu Humeyd ya da Ebu Üseyd el-Ensari'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri mescide girdiğinde Nebi'ye (sav) salat-u selam getirsin, ardından Allah'ım, rahmetinin kapılarını bana aç! diye dua etsin. Mescitten çıkarken de Allah'ım, senin fazlından istiyorum diye dua etsin."
Bize Muhammed b. Seleme el-Muradî, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Said b. Ebu Hilal ve Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, onlara Ebu Bekir b. Münkedir, ona Amr b. Süleym ez-Züraki, ona Abdurrahman b. Ebu Said el-Hudrî, ona babası (Ebu Said el-Hudri'nin) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: "Cuma günü gusletmek, misvak kullanmak ve bulabildiği bir güzel kokudan sürmek baliğ olan her Müslümanın vazifesidir." [Bükeyr, rivayetinde Abdurrahman'ı zikretmemiş ve koku ile alakalı da hanımının kokusundan da olsa demiştir.]
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona eş-Şeybanî, ona Adî b. Sabit, ona Zir b. Hubeyş, ona Huzeyfe –zannediyorum- Rasulullah'ın (sav) üç kez şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kıbleye karşı tüküren kimse kıyamet gününde (Allah'ın huzuruna) tükürüğü iki gözünün arasında olarak gelir. Kim de şu pis (kokulu) sebzeyi yerse mescidimize yaklaşmasın."
Bize Ahmed b. Amr b. Serh ve İbn Abde -başkalarıyla birlikte rivayet ettiler, hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre: Rasulullah (sav) mescitte otururken bir bedevi gelip namaza durdu. -İbn Abde şöyle dedi: İki rekât namaz kıldı.- Sonra bedevi, Allah'ım! Bana ve Muhammed'e merhamet et. Başkasına etme, dedi. Bunun üzerine Nebi (sav); "koskoca rahmeti daralttın!" dedi. Derken bedevi mescidin bir köşesine bevletmesin mi! Orada bulunanlar hemen adama doğru koşuştular. Ancak Nebi (sav) onları durdurdu ve "sizler ancak kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, işleri zora sokanlar olarak değil. Bevlettiği yerin üzerine bir kova dolusu su dökün veya bir kova su dökün" buyurdu.