417 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Yakub, ona Zeyd b. Hubab, ona İbn Alkame’nin azatlısı Humeyd el-Mekkî, ona Atâ b. Ebu Rebah, ona Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yolunuz cennet bahçelerine düşerse oralardan faydalanmaya bakın”. Ben: 'Ey Allah’ın Rasulü, cennet bahçeleri nedir? dedim. O: “Mescitlerdir” buyurdu. Ben: 'Peki, ey Allah’ın Rasulü, oralardan yararlanmak ne demektir?, dedim. O: “Subhanallâhi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber: Allah’ı her türlü eksiklikten tenzih ederim, hamd Allah’a mahsustur, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür (demektir)” buyurdu. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garib bir hadistir.
Bize İshak b. İbrahim (Râhûye el-Mervezî), ona Yahya b. Said (el-Kattân), ona (Ebu Abdullah Muhammed) b. Aclân, ona (Ebu İbrahim) Amr b. Şuayb (el-Kuraşî), ona babası (Şuayb b. Muhammed es-Sehmi) ona da dedesinin (Abdullah b. Amr) rivayet ettiğine göre "Hz. Peygamber (sav) Cuma günü namazdan önce mescitte halka yaparak oturmayı ve mescitte alış veriş yapmayı yasaklamıştır."
Bize Kuteybe, ona Leys b. Sa’d, ona İbn Aclân, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da dedesinin rivayet ettiğine göre "Nebi (sav) mescitlerde karşılıklı şiirler okunmasını yasaklamıştır."
Bize Muhammed b. Vehb, ona Muhammed b. Seleme, ona Ebu Abdurrahim, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona da Ebu Zübeyr, Cabir’in şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir adam mescide gelip kayıp malını soruşturmaya kalktı. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) 'Bulamayasın!' buyurdu."
Bize Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Misver ez-Zührî –Basralı’dır- ve Muhammed b. Mansur, onlara Süfyan’ın rivayet ettiğine göre Süfyan Amr’a şöyle sormuştur: 'Câbir’in şöyle dediğini duydun mu: "Bir adam elinde oklarla mescitten geçiyordu. Rasulullah (sav) ona: 'Okların temrenlerini elinle tut” buyurdu." Amr: 'Evet, duydum' dedi.
Bize Kuteybe, ona Hammâd, ona Sabit, ona da Enes’in rivayet ettiğine göre "Bir bedevi mescitte küçük abdestini bozdu. Oradakilerden birisi ona mani olmak için üzerine yürüyünce Rasulullah (sav): 'Bırakın adamı, sıkıntısını içinde bırakmayın!' buyurdu. Bedevi işini bitirince, Rasulullah (sav) bir kova su getirilmesini istedi ve o suyu onun sidiği üzerine döktü."
Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Ömer b. Abdülvâhid, ona Evzâî, ona Muhammed b. Velid, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: "Bir bedevi kalkıp mescidin içinde küçük abdestini bozdu. Oradakiler adama mani olmak için üzerine yürüyünce Rasulullah (sav): 'Bırakın adamı, idrarının üzerine bir kova su dökün. Şüphesiz sizler kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, işleri zora sokanlar olarak gönderilmediniz' buyurdu."
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail, ona Yahya b. Ali b. Yahya b. Hallâd b. Rifaâ b. Rafî ez-Zürakî, ona babası, ona dedesi, ona Rifaâ b. Rafî’in rivayet ettiğine göre, "Rasulullah (sav) namaz safında oturmakta iken…" diye başlayıp hadisin geri kalan kısmını rivayet etti.
Bize İshak b. Mansur, ona Yahya, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Câbir’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim şu sebzeden yerse...” (İlk gün “Sarımsak yerse” demişti, sonra): “Sarımsak, soğan ve pırasa yerse, mescitlerimizde bize yaklaşmasın. Çünkü şüphesiz insanların rahatsız oldukları şeylerden melekler de rahatsız olurlar”.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya b. Saîd, ona Hişâm, ona Katâde, ona Salim b. Ebu’l-Ca’d, ona Ma’dân b. Ebu Talha’nın rivayet ettiğine göre Ömer b. Hattab şöyle demiştir: Ey insanlar şüphesiz sizler, soğan ve sarımsak denen şu iki sebzeyi yiyorsunuz ki benim kanaatime göre onlar son derece nahoş şeylerdir. "Allah’ın Nebisi (sav) bir kimseden bu iki sebzenin kokusunu aldığı zaman emir verir, o adamı Bakî’e gönderirdi", kendi gözümle gördüm. Bunları yiyecek olanlar muhakkak iyice pişirsinler de kokularını öldürsünler.