حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ قَالَ: كُنْتُ مَعَ عَمِّى فَسَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُبَىِّ ابْنَ سَلُولَ يَقُولُ لأَصْحَابِهِ ( لاَ تُنْفِقُوا عَلَى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ حَتَّى يَنْفَضُّوا ) وَ ( لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الأَعَزُّ مِنْهَا الأَذَلَّ ) فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَمِّى فَذَكَرَ ذَلِكَ عَمِّى لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَدَعَانِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَحَدَّثْتُهُ فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ وَأَصْحَابِهِ فَحَلَفُوا مَا قَالُوا فَكَذَّبَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَصَدَّقَهُ فَأَصَابَنِى شَىْءٌ لَمْ يُصِبْنِى قَطُّ مِثْلُهُ فَجَلَسْتُ فِى الْبَيْتِ فَقَالَ عَمِّى مَا أَرَدْتَ إِلاَّ أَنْ كَذَّبَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَمَقَتَكَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) فَبَعَثَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَرَأَهَا ثُمَّ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ قَدْ صَدَّقَكَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19899, T003312
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ قَالَ: كُنْتُ مَعَ عَمِّى فَسَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ أُبَىِّ ابْنَ سَلُولَ يَقُولُ لأَصْحَابِهِ ( لاَ تُنْفِقُوا عَلَى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ حَتَّى يَنْفَضُّوا ) وَ ( لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الأَعَزُّ مِنْهَا الأَذَلَّ ) فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَمِّى فَذَكَرَ ذَلِكَ عَمِّى لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَدَعَانِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَحَدَّثْتُهُ فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ وَأَصْحَابِهِ فَحَلَفُوا مَا قَالُوا فَكَذَّبَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَصَدَّقَهُ فَأَصَابَنِى شَىْءٌ لَمْ يُصِبْنِى قَطُّ مِثْلُهُ فَجَلَسْتُ فِى الْبَيْتِ فَقَالَ عَمِّى مَا أَرَدْتَ إِلاَّ أَنْ كَذَّبَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَمَقَتَكَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) فَبَعَثَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَرَأَهَا ثُمَّ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ قَدْ صَدَّقَكَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Ubeyydullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, Zeyd b. Erkam’ın şöyle dediğini rivayet etti: Amcam ile beraberdim, Abdullah b. Ubeyy b. Selûl’u arkadaşlarına: “Rasulullah’ın yanındakilere infak etmeyin ki ayrılıp dağılsınlar” ve: “And olsun Medine’ye dönersek şüphesiz daha aziz (güçlü) olanlar, oradan daha zelil (güçsüz) olanları çıkartacaktır” dedi. Ben bunu amcama söyledim, amcam da bunu Nebi’ye (sav) söyledi. Nebi (sav) beni çağırdı, ben de ona (duyduklarımı) anlatınca, Rasulullah (sav) Abdullah b. Ubeyy ve arkadaşlarına birisini gönderdi, onlar da (o sözleri) söylemediklerine yemin ettiler. Rasulullah da (sav) beni yalanlayıp, onun doğru söylediğini kabul etti. Hiçbir şekilde başıma gelmemiş bir musibet gelip beni bulmuş oldu. Evimde oturup kaldım. Amcam: Sen ne yapmak istedin? İşte Rasulullah (sav) seni yalanladı ve sana öfkelendi, dedi. Yüce Allah da: “Sana münafıklar geldiklerinde…” (diye başlayan Münâfikun suresini) indirdi. Rasulullah (sav) bana birisini gönderdi, (ben de yanına gittim) bu sureyi okudu, sonra da: “Şüphesiz Allah senin doğruladı” buyurdu.
Ebu İsa dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 63, 5/415
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Kur'an, nuzül sebebi
Münafık, yaptıkları şeyler (Resulullah zamanında)
Yemin, yemin edeni tasdik etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
42251, HM000767
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ حَدَّثَنَا ابْنُ مُبَارَكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَيُّوبَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ زَحْرٍ عَنْ عَلِيِّ بْنِ يَزِيدَ عَنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِي أُمَامَةَ عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ
كُنْتُ إِذَا اسْتَأْذَنْتُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنْ كَانَ فِي صَلَاةٍ سَبَّحَ وَإِنْ كَانَ غَيْرَ ذَلِكَ أَذِنَ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ali b. Ebu Talib 767, 1/296
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
3. Ebu Abdurrahman Kasım b. Abdurrahman eş-Şamî (Kasım b. Abdurrahman)
4. Ebu Abdulmelik Ali b. Yezid el-Elhânî (Ali b. Yezid b. Ebî Hilal)
5. Ubeydullah b. Zahr ed-Damrî (Ubeydullah b. Zahr)
6. Yahya b. Eyyüb el-Gafikî (Yahya b. Eyyüb)
7. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
8. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
Konular:
Adab, izin isteme adabı
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
161504, MK001721
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بن مُوسَى بن يَزِيدَ السَّامِيُّ الْمِصْرِيُّ ، حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بن عَبْدِ اللَّهِ الْغُدَانِيُّ ، حَدَّثَنَا النَّضْرُ بن مَنْصُورٍ ، عَنْ سَهْلٍ الْفَزَارِيِّ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ جُنْدُبٍ ، قَالَ : كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا لَقِيَ أَصْحَابَهُ لَمْ يُصَافِحْهُمْ حَتَّى يُسَلِّمَ عَلَيْهِمْ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cem-i kebîr, Cündüb b. Abdullah b. Süfyan el-Becelî Sümme el-Al 1721, 2/460
Senetler:
1. Ebu Abdullah Cündeb b. Abdullah el-Becelî (Cündeb b. Abdullah b. Süfyan)
2. Ebu Sehl el-Fazarî (Ebu Sehl)
3. Sehl el-Fazar'i (Sehl)
4. Nadr b. Mansur el-Bahilî (Ebu Abdurrahman Nadr b. Mansur)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Ubeydullah el-Ğadânî (Ahmed b. Ubeydullah b. Süheyl b. Sahr)
6. Ahmed b. Musa es-Samî (Ahmed b. Musa b. Yezid)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Tokalaşma, Musafaha, tokalaşma, musâfaha, el sıkışma, kucaklaşma
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا قرة بن خالد قال حدثني قرة بن موسى الهجيمي عن سليم بن جابر الهجيمي قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم وهو محتب في بردة وإن هدابها لعلي قدميه فقلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ للمستسقي من دلوك في إنائه أو تكلم أخاك ووجهك منبسط وإياك وإسبال الإزار فإنها من المخيلة ولا يحبها الله وإن امرؤ عيرك بشيء يعلمه منك فلا تعيره بشيء تعلمه منه دعه يكون وباله عليه وأجره لك ولا تسبن شيئا قال فما سببت بعد دابة ولا إنسانا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166285, EM001182
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا وهب بن جرير قال حدثنا قرة بن خالد قال حدثني قرة بن موسى الهجيمي عن سليم بن جابر الهجيمي قال : أتيت النبي صلى الله عليه وسلم وهو محتب في بردة وإن هدابها لعلي قدميه فقلت يا رسول الله أوصني قال عليك باتقاء الله ولا تحقرن من المعروف شيئا ولو أن تفرغ للمستسقي من دلوك في إنائه أو تكلم أخاك ووجهك منبسط وإياك وإسبال الإزار فإنها من المخيلة ولا يحبها الله وإن امرؤ عيرك بشيء يعلمه منك فلا تعيره بشيء تعلمه منه دعه يكون وباله عليه وأجره لك ولا تسبن شيئا قال فما سببت بعد دابة ولا إنسانا
Tercemesi:
— Süleym ibni Cabir El-Hüceymî!deıı rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seltem)'e gittim; o bir hırka içinde ihtiba etmişti: dizlerini dikerek oturmuştu. Hırkanın saçakları ayakları üzerindeydi. Ben dedim ki ;
— Ey Allah'ın Resulü bana öğüt ver. Peygamber buyurdu:
«Allah'dan korkup tafevaya sarıl; ve iyilikten hiç bir şeyi küçümseme, kuyudan su çekmek isteyene kendi kovandan onun kabına su boşaltmış olsan bile... Yahut yüzün güler olduğu halde kardeşinle konuşmuş olsan bile... Elbiseni yere sarkıtıp sürtmekten salan; çünkü bu kibirdendir ve Allah Sbunu sevmez. Eğer bîr kimse sende bildiği bir kusurla seni ayıplarsa, sen ona bildiğin bir şeyle onu ayıplama, ona kötü söyleme. Seni kötüleyeni bırak, (söylediğinin) günahı onundur, mükâfatı ise senindir. Asla hiç bir şeye de (insan olsun, hayvan olsun veya başka bir şey olsun.) sövme,»
demiştir ki; Bundan sonra ne bir insana sövdüm, ne de bir hayvana.[1096]
Oturmakla ilgili hallere dair bilgi için 1175 ve 1178 sayılı Hadîs-i Şeriflere müracaat edilsin. Burada oynca öğüt alınması gereken tavsiyeler vardır. Başta Allah korkusu gelmektedir. Zaten diğer bir Hadîs-i Şerifte :
«Hikmetin başı Allah, korkusudur.»
Buyurulmaktadır. İnanarak içten gelen Allah korkusu bütün fenalıkların kapısını kapar ve herkese iyilik kapılarını açar. Yeter ki, bu haşyet samimî olarak duyulmuş ve yaşanmış'olsun. İyiliğin küçüğü olmaz, mutlak surette iyilik etmeyi dinimiz emretmektedir. Bir kardeşin kovasına su boşaltmak, yüzüne karşı gülümser oirnak birer iyilik sayılır. Buniar dahi küçümsenmemelidir.
Entari ve etek gibi giyilen elbiseleri uzatıp yerde sürüterek dolaşmak büyüklük ve kibir alâmetidir. Ululuk ancak Allah'a mahsustur, Allah Tealâ kibirlenip böbürlenenleri sevmez ve onları sonunda hor ve hakîr durumda bırakır. Tevazu gösterenlerin de şanını yüceltir.
İnsan başkasının kusur ve ayıplarını araştırmamalı, .kendi noksanlarını düzeltmeye çalışmalıdır. Kendisini ayıplayana karşı da aynen mukabele etmeyip, onun kusurlarını açığa vurmarnalıdır. Böyle hareket eden sevap kazanır, ayıplayıcıya da vebal kalır.
Kötü söz söylemeyi Hz. Peygamber Efendimiz yasaklamışlardır. Hayvan, İnsarr ve eşya dahil hiç bir varlığa sövmek caiz değildir Sövmek ye kötü söylemek İsİâm edebi İle bağdaşmaz.[1097]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1182, /894
Senetler:
1. Ebu Cürey Süleym b. Cabir el-Hüceymi (Cabir b. Süleym)
2. Kurra b. Musa el-Hüceymi (Kurra b. Musa)
3. Ebu Halid Kurra b. Halid es-Sedûsî (Kurra b. Halid)
4. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Adab, oturma adabı
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Kibir, elbiseyi yerde sürüyerek
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Müslüman, kardeşini küçük görmez
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Takva, ulaşmanın yolları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
158443, BS021696
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَلِىٍّ الرُّوذْبَارِىُّ أَنْبَأَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ دَاسَةَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ أَبِى غِفَارٍ حَدَّثَنَا أَبُو تَمِيمَةَ الْهُجَيْمِىُّ وَأَبُو تَمِيمَةَ اسْمُهُ طَرِيفُ بْنُ مُجَالِدٍ عَنْ أَبِى جُرَىٍّ جَابِرِ بْنِ سُلَيْمٍ قَالَ : رَأَيْتُ رَجُلاً يَصْدُرُ النَّاسُ عَنْ رَأْيِهِ لاَ يَقُولُ شَيْئًا إِلاَّ صَدَرُوا عَنْهُ قُلْتُ مَنْ هَذَا؟ قَالُوا : رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم-. قُلْتُ : عَلَيْكَ السَّلاَمُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَرَّتَيْنِ. قَالَ :« لاَ تَقُلْ عَلَيْكَ السَّلاَمُ عَلَيْكَ السَّلاَمُ تَحِيَّةُ الْمَيِّتِ قُلِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ ». قَالَ قُلْتُ : أَنْتَ رَسُولُ اللَّهِ. قَالَ : أَنَا رَسُولُ اللَّهِ الَّذِى إِذَا أَصَابَكَ ضَرٌّ فَدَعَوْتَهُ كَشَفَهُ عَنْكَ وَإِنْ أَصَابَكَ عَامَ سَنَةٍ فَدَعَوْتَهُ أَنْبَتَهَا لَكَ وَإِذَا كُنْتَ بِأَرْضِ قَفْرٍ أَوْ فَلاَةٍ فَضَلَّتْ رَاحِلَتُكَ فَدَعَوْتَهُ رَدَّهَا عَلَيْكَ ». قَالَ قُلْتُ : اعْهَدْ إِلَىَّ. قَالَ :« لاَ تَسُبَنَّ أَحَدًا ». قَالَ : فَمَا سَبَبْتُ بَعْدَهُ حُرًّا وَلاَ عَبْدًا وَلاَ بَعِيرًا وَلاَ شَاةً. قَالَ :« وَلاَ تَحْقِرَنَّ مِنَ الْمَعْرُوفِ شَيْئًا وَأَنْ تُكَلِّمَ أَخَاكَ وَأَنْتَ مُنْبَسِطٌ إِلَيْهِ وَجْهُكَ إِنَّ ذَلِكَ مِنَ الْمَعْرُوفِ وَارْفَعْ إِزَارَكَ إِلَى نِصْفِ السَّاقِ فَإِنْ أَبَيْتَ فَإِلَى الْكَعْبَيْنِ وَإِيَّاكَ وَإِسْبَالَ الإِزَارِ فَإِنَّهَا مِنْ الْمَخِيلَةِ وَإِنَّ اللَّهَ لاَ يُحِبُّ الْمَخِيلَةَ وَإِنِ امْرُؤٌ شَتَمَكَ وَعَيَّرَكَ بِمَا يَعْلَمُ فِيكَ فَلاَ تُعَيِّرْهُ بِمَا تَعْلَمُ فِيهِ فَإِنَّمَا وَبَالُ ذَلِكَ عَلَيْهِ ».
Tercemesi:
Bize Ebu Ali Ruzbari ona Ebu Bekir b. Dase ona Ebu Davud ona Müsedded ona Yahya ona Ebu Gifar ona Ebu Temime Hüceymi (Ebu Temime'nin adı Tarif b. Mücalid'dir), Ebu Cüreyy Cabir b. Süleym'in şöyle dediğini bildirmiştir:
İnsanların görüşüne itiraz etmeden kabul ettikleri ne derse yaptıkları bir adam gördüm. “Kimdir bu adam ” dedim. Allah’ın Resulü (s.a.v.) dediler. Ben de iki defa “aleykesselam ya resulallah” dedim.” Resulullah (s.a.v.) “Aleykesselam deme. Aleykesselam ölüye verilen selamdır. Es-selamü aleyke de” diye buyurdu. Ben “Sen Allah’ın resulü müsün?” diye sordum . "Evet ben Allah’ın resulüyüm. O Allah ki başına bir bela gelir de ona dua edersen belayı defeder. Kıtlık yaşarsan ve ona dua edersen mahsulleri senin için bitirir. Çorak veya boş bir arazide bineğini kaybedip ona dua edince deveni geri getirir" diye buyurdu. Bunun üzerine "bana tavsiyede bulun" dedim.
Kimseye sövme diye buyurdu. Ben ondan sonra ne hür ne köle hiç kimseye ne deve ne koyun hiçbir hayvana sövmedim. Sonra şöyle dedi: Hiçbir iyiliği küçümseme. Müslüman kardeşinle güler yüzle konuşmayı dahi küçümseme. Bu bir iyiliktir. Elbisenin paçaları baldırlarına kadar olsun. Mutlaka uzatacaksan bilek kemiklerine kadar uzat. Sakın paçalarını yerde sürüme. Çünkü bu kibirden ileri gelir. Allah kibirlenenleri sevmez. Eğer bir kimse sana söver ve sen de var olduğunu bildiği bir şeyden ötürü ayıplarsa sen o kişide var olduğunu bildiğin şeyden ötürü ayıplama . Onun davranışının vebali kendi üzerinedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Ebu Cürey Süleym b. Cabir el-Hüceymi (Cabir b. Süleym)
2. Ebu Temime Tarif b. Mücalid el-Hüceymî (Tarif b. Mücalid)
3. Müsenna b. Said et-Tâî (Müsenna b. Sa'd)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
6. Ebû Dâvûd es-Sicistânî (Süleyman b. el-Eş'as b. İshak es-Sicistâni)
7. Ebû Bekir Muhammed b. Dâse el-Basrî (Muhammed b. Bekir b. Muhammed b. Abdurrezzak b. Dâse)
8. Ebu Ali Hasan b. Muhammed et-Tûsî (Hüseyin b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Hz. Peygamber, mucizeleri
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Kibir, elbiseyi yerde sürüyerek
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
KTB, SELAM
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Müslüman, peygamber sevgisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
150364, BS13470
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ بْنُ الْفَضْلِ الْقَطَّانُ بِبَغْدَادَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرِ بْنِ دُرُسْتُوَيْهِ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ سُفْيَانَ حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمُقْرِئُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ الْوَلِيدِ بْنِ أَبِى الْوَلِيدِ أَنَّ سُلَيْمَانَ بْنَ خَارِجَةَ أَخْبَرَهُ عَنْ خَارِجَهَ بْنِ زَيْدٍ : أَنَّ نَفَرًا دَخَلُوا عَلَى أَبِيهِ زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَقَالُوا : حَدِّثْنَا عَنْ بَعْضِ أَخْلاَقِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ : كُنْتُ جَارَهُ فَكَانَ إِذَا نَزَلَ الْوَحْىُ بَعَثَ إِلَىَّ فَأَتَيْتُهُ فَأَكْتُبُ الْوَحْىَ وَكُنَّا إِذَا ذَكَرْنَا الدُّنْيَا ذَكَرَهَا مَعَنَا وَإِذَا ذَكَرْنَا الآخِرَةَ ذَكَرَهَا مَعَنَا وَإِذَا ذَكَرْنَا الطَّعَامَ ذَكَرَهُ مَعَنَا أَوَكُلَّ هَذَا نُحَدِّثُكُمْ عَنْهُ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Nikah 13470, 13/510
Senetler:
1. Ebu Saîd Zeyd b. Sabit el-Ensarî (Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
2. Ebu Zeyd Harice b. Zeyd el-Ensarî (Harice b. Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
3. Süleyman b. Harice el-Ensari (Süleyman b. Harice b. Zeyd b. Sabit)
4. Velid b. Ebu Velid el-Kuraşî (Velid b. Osman)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
7. Ebu Yusuf Yakub b. Süfyan el-Fesevî (Yakub b. Süfyan b. Cüvan)
8. Ebu Muhammed Abdullah b. Cafer en-Nahvî (Abdullah b. Cafer b. Dürüstuye)
9. ُُEbu Hüseyin Muhammed b. Hüseyin el-Mettusî (Muhammed b. Hüseyin b. Muhammed Fadl b. Yakub)
Konular:
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Kur'an, yazılışı ve yazıldığı malzeme
Yazı, katiplik