230 Kayıt Bulundu.
Bana Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona babası şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. el-Hattâb, Hüney adındaki azatlı kölesini (devletin zekat hayvanlarını otlatmak için ayırdığı) merayı korumak için bekçi tayin etti ve ona şunları söyledi: "Ey Hüney! İnsanlara yumuşak davran, mazlumun duasından sakın. Çünkü mazlumun duası mutlaka kabul edilir. Az deve ve az koyuna sahip olanlara (merada hayvanlarını otlatmalarına) müsaade et. Ancak Abdurrahman b. Avf ve Osman (b. Affân)'ın hayvanlarını meraya sokma. Çünkü onların hayvanları helak olursa onlar ziraat ve hurmalıklara dönebilirler. Ama az deve veya koyunu olan kişinin hayvanları helak olursa oğulları ile bana gelirler ve 'Ey müminlerin emiri! Ey müminlerin emiri!' diyerek benden yardım isterler. Ben onları öylece bırakayım mı (elbette hayır)! Onlara su ve ot vermek benim için (Müslümanların hazinesinden) altın ve gümüş vermekten daha kolaydır. Allah'a yemin olsun ki onlar benim kendilerine zulmettiğimi düşünüyorlar. Çünkü bu onların beldeleri ve onların sularıdır. Cahiliye zamanında onun için savaş yapmışlardı. İslamiyete de o mülkleri üzere girdiler. Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki Allah yolunda savaşırken onları sırtlarında taşıdığım hayvanlar olmasaydı, onların beldelerinden bir karış yeri bile (zekat hayvanları için) mera olarak ayırmazdım."
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Bana Muhammed b. Hâtim b. Meymun, ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona Ebu Rafi’, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir. “Şüphesiz Allah Teâlâ kıyamet gününde ‘Ey âdemoğlu! Ben hasta oldum da, sen beni ziyaret etmedin!’ diyecek. Âdemoğlu ‘Yâ Rab! Sen alemlerin Rabbisin! Ben seni nasıl ziyaret edebilirim ki?’ cevabını verecek. Cenab-ı Hak, ‘Bilmez miydin ki falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Oysa onu ziyaret etmiş olsaydın, beni onun yanında bulurdun’ diyecek. Sonra ‘Ey âdemoğlu! Senden yiyecek istedim de bana yiyecek vermedin!’ diyecek. Âdemoğlu ‘Yâ Rab! Sen âlemlerin Rabbisin! Sana nasıl yiyecek verebilirim ki!’ diyecek. Allah Teala da ‘Bilmez misin ki, falan kulum senden yiyecek istedi, sen ona yiyecek vermedin. Bilmez miydin ki, ona yiyecek vermiş olsaydın onu benim nezdimde bulacaktın!’ diyecek. Cenâb-ı Hak, ‘Ey Âdemoğlu! Senden su istedim de bana su vermedin!’ diyecek. Âdemoğlu ‘Yâ Rab! Sen âlemlerin Rabbisin! Ben sana nasıl su verebilirim ki!’ cevabını verecek. Cenab-ı Hak ‘Falan kulum senden su istedi; ona su vermedin! Onu su vermiş olsaydın bunun karşılığını benim nezdimde bulurdun!’ diyecektir.