62 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Halef b. Hişam, ona Hammad b. Zeyd, ona Ebu Cemre, ona İbn Abbas; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona aittir-, ona Abbad b. Abbad, ona Ebu Cemre, ona İbn Abbas (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Abdülkays heyeti Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah'ın Rasulü! Bizler Rabia kabilesindeniz. Sizinle aramızda Mudar kabilesinden kafirler var. Yanınıza ancak haram ayda gelebiliyoruz. Bize öyle bir şey emredin ki biz onu yapalım ve ardımızdaki insanları ona davet edelim' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Size dört şeyi emreder, sizi dört şeyden menederim: Size Allah'a imanı emrederim. -sonra bunu açıkladı- Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in (sav) onun elçisi olduğuna iman etmeyi, namaz kılmayı, zekât vermeyi, ganimetlerin beşte birini zekât olarak vermenizi emrederim. Size dubbâ, hantem, nakîr, mukayyer kullanmayı yasaklarım." [Halef rivayetinde "Allah'tan başka ilah yoktur" ifadesini ilave etmiş ve bir parmağını yummuştur.]
Açıklama: الدُّبَّاء (Dübbâ): Kabak (su kabağı) kabuğundan oyularak yapılan, içi kurutulmuş kaptır. الْحَنْتَمَ (Hanteme): Yeşil renkli, sırlı veya pişmiş topraktan yapılmış büyük testidir. النَّقِير (Nekîr): Hurma ağacının gövdesi oyularak yapılmış içi boş kaptır. المُقَيَّر (Mukayyer): İç yüzeyi zift veya katranla kaplanmış kaptır. Peygamber Efendimiz (sav) şarap yapımında kullanılmaları sebebiyle bu kap türlerini yasaklamıştır.
Bize İsmail b. İbrahim, ona Avf, ona Ebu Kamûs Zeyd b. Ali, ona da Hz. Peygamber'e (sav) gelen Abdülkays heyetinden biri şöyle haber verdi: "Biz, Rasulullah’a hediye olarak, o dönemde yaygın olan hediyelerden olan bir Navt (hurma balı dolu tulum) ya da kırba (deri tulum) takdim ettik. İçinde ya ta‘dûd ya da bernî hurmasından (Medine’nin meşhur hurmaları) vardı. Rasulullah (sav) 'Bu nedir?' dedi. Biz 'Bu bir hediyedir' dedik. Râvî der ki: Sanıyorum, Rasulullah içlerinden bir hurmaya baktı, sonra tekrar yerine koydu ve 'Bunu Âl-i Muhammed’e ulaştırın' buyurdu. Sonra heyet, Hz. Peygamber’e (sav) birçok şey sordu. En sonunda içkiler hakkında da soru sordular. Rasulullah (sav) '(İçki yapmak için kullanılan) şu kaplardan içmeyin: dubbâ (kabak kap), hantem (yeşil seramik küp), nakîr (hurma ağacının içi oyulmuş kütüğü), muzaffet (ziftlenmiş testi). Temiz ve ağzı sıkıca kapalı olan helâl kaplardan için' buyurdu. İçlerinden biri 'Ey Allah’ın Elçisi! Dubbâ’, hantem, nakîr ve muzaffet’in ne olduğunu sen nereden biliyorsun?' dedi. Rasulullah (sav) 'Ben onların ne olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsunuz? Hicaz’da Hecer bölgesinden daha izzetli bir yer mi var? (yani bu kapların memleketini, insanlarını ve örfünü biliyorum)' buyurdu. Biz 'En izzetli yer el-Muşeqqar’dır' dedik. Rasulullah (sav) 'Vallahi oraya girdim ve onun iklîdini (anahtarını) da aldım' buyurdu." "(Ebu Kamûs) der ki: Hz. Peygamber’in bu sözlerinden bir kısmını unutmuştum, ama Ubeydullah b. Ebu Cerve onu bana hatırlattı ve şöyle dedi: Ben Zâre kuyusunun başında durmuştum. Sonra Rasulullah (sav) 'Allahım! Abdülkays kabilesini bağışla! Onlar isteyerek ve gönüllü olarak Müslüman oldular. Ne küçük düştüler, ne de intikamla karşılaştılar. Oysa bizim kavmimizden bazıları, ancak zelil edilince ve mağlup kılınınca İslâm’a giriyorlar' buyurdu, sonra yüzünü kıblenin sağ tarafından tam kıbleye doğru çevirdi ve Abdü’l-Kays için dua etmeye devam etti. Sonra da 'Doğu halkının en hayırlısı, Abdülkays’tır' buyurdu."