50 Kayıt Bulundu.
Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir grup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da "Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?" dediler. Onlara de ki: "Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez."
Kendinden dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez.
İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَقَاتِلُوا أَوْلِيَاء الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًا
Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَضَّلَ اللّهُ الْمُجَاهِدِينَ عَلَى الْقَاعِدِينَ
Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Âmir- Abdülmelik b. Amr-, ona Hişam b. Sa'd, ona Kays b. Bişr et-Tağlibî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Derdâ'nın arkadaşı olan babam bana (şunları) anlattı: Dimaşk'ta Nebî’nin (sav) ashabından İbn Hanzaliyye diye anılan bir adam vardı. Yalnız bir kimseydi. İnsanlar ile az oturur kalkardı. Onun meşguliyeti namazdan ibaretti. Namazı bitince ailesinin yanına varana kadar tesbih ve tekbir söylerdi. (Bir gün) biz Ebu Derdâ'nın yanında iken bize uğradı. Ebu Derda (ra) ona: Bize yararı olacak ve sana zararı olmayacak bir söz (söyle) dedi. (Bunun üzerine İbn Hanzaliyye şunları) söyledi: Rasulullah (sav) (düşman üzerine) bir seriyye (akıncı birliği) göndermişti. Bir süre sonra (bu birlik savaştan) döndü. Derken bu birliğe katılanlardan biri Rasulullah'ın (sav) da bulunduğu bir meclise oturdu. Yanında bulunan birisine düşmanla karşılaştığımızda bizi bir görseydin! Falan kimse düşmana saldırıp Al, bu da benden! Ben Gifarlı yiğidim! diyerek mızrağını (düşmana) sapladı. Onun bu sözü hakkında görüşün nedir?' dedi. (O adam da): O zatın (bu sözüyle yapmış olduğu cihadın) sevabını iptal ettiği görüşündeyim, cevabını verdi. Bu sözü bir başkası işitti ve: Ben bu sözde bir sakınca görmüyorum, dedi. Bunun üzerine münakaşaya başladılar. Nihayet (onların bu münakaşasını) Rasulullah (sav) duydu ve şöyle buyurdu: "Hayret doğrusu! (Allah yolunda savaşırken) bu gibi sözler söyleyen bir müslümanın (bu savaşından gereği gibi) sevap almasına ve (dünyada) iyilikle anılmasına hiçbir engel yoktur." Gördüm ki, Ebu Derdâ, Hz. Peygamber'in bu sözüne (çok) sevindi ve sen bunu bizzat Rasulullah'tan (sav) mı işittin? diyerek başını İbn Hanzaliyye'ye (doğru) kaldırmaya başladı. (İbn Hanzaliyye de): Evet, (duydum) cevabını verdi. Ebu Derdâ, İbn Hanzaliyye'ye (bunu bizzat Rasulullah'tan mı duydun diyerek) sormaya devam etti. Nihayet ben (kendi kendime) kesinlikle Ebu Derdâ, (İbn Hanzeliyye'nin) dizlerine değecek (dizlerine çok yaklaştı) diyordum. (İbn Hanzaliyye) bir başka gün (yine) yanımıza uğradı. (Yine) Ebu Derdâ ona: Bize yararlı olan ve sana zararlı olmayan bir söz (söyle) dedi. O da: Rasulullah (sav) bize: "Cihad için elinde tuttuğu ata masraf eden kimse sadaka vererek elini açıp da kapamayan kimse gibidir" buyurdu, dedi. Başka bir gün (yine) bize uğradı. (Yine) Ebu Derdâ: Bize yararı ve sana zararı olmayan bir söz dedi. (O da): Rasulullah (sav) bize: "Saçları (kulak memelerinden aşağı inecek kadar) uzun, eteği de topuklarından daha aşağıya kadar sarkık olmazsa Hureym el-Esedî ne iyi adamdır" buyurdu, dedi. Bu (söz) Hureym'e ulaştı da koşup (eline) bir bıçak (aldı) ve onunla saçını kulaklarına kadar, eteğini de dizlerinin yarısına kadar kısalttı. Sonra diğer bir günde bize (yine) uğradı. Ebu Derdâ ona: Bize fayda verecek ve sana zarar vermeyecek bir söz! dedi. (O da): Rasulullah'ı (sav) (şöyle) derken işittim: "Siz (müslüman) kardeşlerinizin yanına varıyorsunuz. (Onların yanına vardığınız zaman) binek hayvanlarına güzel eğerler vurunuz ve güzel elbiseler giyininiz. Öyle ki halk içinde (vücuttaki) ben gibi olunuz (dış görünüşünüz güzel olsun). Çünkü Allah çirkinliği ve isteyerek çirkinleşmeyi sevmez." [Ebû Davud dedi ki: (Bu cümleyi) Ebu Nuaym da Hişam'dan, ta ki halk arasında (vücuttaki) ben gibi olunuz diye rivayet etti.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: نِعْمَ الْمَالُ الصَّالِحِ لِلْمَرْءِ الصَّالِحِ