100 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Münzir el-Kûfî, ona Muhamed b. Fudayl, ona Zekeriyya b. Ebu Zâide, ona Amir eş-Şa'bî, ona Ebu Seleme, ona Hz. Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bana "Cebrail sana selam söylüyor" dedi. Ben de "Allah'ın rahmeti ve bereketi onun da üzerine olsun." dedim." Bu konuda Nümeyroğullarından bir kişinin babasından, onun da kendi babasından bir rivayeti bulunmaktadır. Ebu İsa: Bu hasen sahih bir hadistir. Bunu Zührî, Ebû Seleme'den, o da Hz. Aişe'den rivayet etmiştir.
Bize Süveyd, ona Abdullah b. el-Mübârek, ona Zekeriyyâ, ona Şa'bî, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman, ona da Hz Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir. Bir gün Hz. Peygamber (sav) bir gün bana "Cebrail sana selam söylüyor" dedi. Ben de "Selam, Allah'ın rahmeti ve bereketleri onun üzerine olsun" dedim. Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir.
Bize Amr b. Mansûr, ona el-Hakem b. Nâfi, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ebû Seleme'nin rivayet ettiğine Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün bana "Aişe! İşte Cebrail, sana selam söylüyor" dedi. Benzer hadis de aynı şekildedir. Ebû Abdurrahman şöyle demiştir: Bu doğru olandır, önceki yanlıştır.
Bize Abdürrezzâk, ona da Ma‘mer, Katâde’den rivayet etti: Yaşlı kadınlara selam verilmesinde bir beis yoktur. Genç bayana ise selam vermek ise asla caiz değildir.
Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah b. el-Mübârek, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Ebû Seleme'nin rivayet ettiğine göre Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün bana "Ey Aişe! İşte Cebrail, sana selam söylüyor" dedi. Ben de "Selam, Allah'ın rahmeti ve bereketleri onun üzerine olsun! Ey Allah'ın resulü! Sen bizim görmediğimizi görüyorsun" dedim. Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle dedi: Bu hasen-sahîh bir hadistir.
Bize Süveyd, ona Abdullah b. el-Mübârek, ona Abdülhamid b. Behrâm, ona Şehr b. Havşeb, ona Esma bt. Yezîd'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) bir gün mescide uğramıştı. Bir grup kadın orada oturuyordu. Elini kaldırıp selam verdi. Ravilerden Abdülhamid, bu kısmı rivayet ederken elini kaldırarak nasıl selamladığını gösterdi. Ebu İsâ (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: Abdülhamid b. Behrâm'ın, Şehr b. Havşeb'den rivayet ettiği hadiste bir beis yoktur. Muhammed b. İsmail şöyle demiştir: Şehr, hasenü'l-hadistir. Böylece o, Şehr'in durumunu güçlendirmiştir. Şöyle demiştir: İbn Avn onun hakkında konuşmuş, Hilal b. Ebu Zeyneb vasıtasıyla Şehr b. Havşeb'den rivayet etmiştir. Bize Belhli Ebu Davud el-Mesâhifî, ona Nadr b. Şümeyl, ona İbn Avn şöyle demiştir: Şehr'den rivayeti terk ettiler. Ebu Davud şöyle demiştir: Nadr dedi ki: Onu terk ettiler yani onu cerh ettiler. Çünkü sultanın verdiği resmi bir görevi üstlenmişti.
Bize Muhammed b. Âdem, ona Abde, ona Hişâm, ona Sâlih b. Rabîa b. Hüdeyr'in rivayet ettiğine göre Hz. Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Allah Hz. Peygamber'e (sav) ben yanındayken vahyetti. Ben de kalkıp aramızdaki kapıyı kapattım. Vahiy bitip rahatladıktan sonra bana "Ey Aişe! Cebrail sana selam söylüyor" dedi.
Bana Mâlik, ona Vehb b. Keysân, ona da Muhammed b. Amr b. Atâ aktardı: Abdullah b. Abbâs’ın yanında oturuyordum. Yemenli bir adam bulunduğu mekana girerek kendisine “esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” dedikten sonra selamına bazı ilavelerde bulundu. O zaman gözlerini kaybetmiş olan İbn Abbâs: – Bu kimdir? diye sordu. Oradakiler de: – Semtine uğramış bir Yemenli, diyerek onu kendisine tanıttılar. Bunun üzerine İbn Abbâs şöyle dedi: – Selam, bereketle noktalanmıştır. Yahyâ dedi ki: Mâlik’e: – Kadına selam verilir mi? diye sorulduğunda, – Selamın yaşlı kadınlara verilmesinde bir sakınca görmüyorum, ancak genç kadınlara verilmesini hoş karşılamıyorum, diye cevap vermiştir.
Bize Muhammed b. Yûsuf, ona Abdülhamîd b. Behrâm, ona da Şehr, Esmâ'nın şöyle dediğini rivayet etti: Rasûlullah (s.a.v.) Mescid-i Nebevî’ye uğradı. O sırada bir grup kadın orada oturuyordu. Eliyle selam verip şöyle buyurdu: – “Geçiminizi sağlayanlara karşı nankörlük etmekten sakının, Geçiminizi sağlayanlara karşı nankörlük etmekten sakının”. Kadınlardan biri: – Nimetlerine karşı nankörlük etmekten Allah'a sığınırız ey Allah’ın nebisi, deyince o: –“Öyle diyorsun da, Uzun süre evlenemeyip evde kalan biriniz (Allah'ın lûtfuyla kısmetini bulduktan sonra kocasına) kızıp: ‘Allah’a yemin olsun ki, ben ondan tek bir gün iyilik görmedim!’ der. İşte bu hem Allah’ın nimetlerine, hem de nafakasını temin edenlere karşı nankörlüktür”, buyurdu.