110 Kayıt Bulundu.
Bize Abdüla'la b. Hammad, ona Davud b. Abdurrahman, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Hz. Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) biri Zilka'de, diğeri de Şevval ayında olmak üzere iki defa umre yapmıştır."
Açıklama: Hz. Peygamber’in yaptığı umrelerin sayısı hakkında 2, 3 ve 4 rakamları verilmekte ise de hakikatte aralarında ihtilaf yoktur. Dört defa umre yaptı diyenler, Hudeybiye, Kaza ve Ci’râne umreleriyle vedâ haccı esnasında yapılan umreyi sayarlar. Üç defa yaptı diyenler de veda haccı esnasında yapılan umreyi saymazlar; çünkü o, müstakil bir umre olmayıp hacla birlikte yapılmıştı. İki defa umre yaptı diyenler ise, veda haccında yapılan umre yanında Hudeybiye umresini de saymazlar. Çünkü bilindiği üzere Hudeybiye yılında umre niyetiyle ihrama girilmiş, ama yapılan anlaşma gereği tavaf yapılmadan geri dönülmüştü.
Bize Abdüla'la b. Hammad, ona Davud b. Abdurrahman, ona Abdullah b. Osman b. Huseym, ona Yusuf b. Mâhek, ona Hafsa bt. Abdurrahman b. Ebu Bekir, ona da babasının rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) Abdurrahman'a şöyle demiş: "Ya Abdurrahman! Kız kardeşin Aişe'yi terkine al, ona Ten'îm'den (ihrama sokarak) umre yaptır. Aişe'yi tepeden aşağıya indirdiğinde orada ihrama girsin. Çünkü bu makbul bir umredir."
Açıklama: Ten’im; Mekke’ye 6 km. mesafede ve Harem sınırları içinde olmakla birlikte Harem’den sayılmayan bir yerdir. Mekkelilerin mîkat mahallidir. Hanefî fukahası, Hz. Aişe'nin yaptığı bu umrenin, hayızlı olması sebebiyle daha önce yapamadığı umrenin kazası olduğunu söyler. Diğer üç mezheb ise, bu umrenin kaza olmadığını ifade ederler.
Bize Vehb b. Bakıyye, ona Halid, ona Eflah, ona el-Kasım, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: "Umre için Ten'im'den ihrama girdim ve Mekke'ye gelip umremi eda ettim. O sırada Rasûlullah (sav) beni el-Ebtah mevkiinde beklemekte idi. Nihayet ben umremi bitirince yola çıkmak için halka emir verdi." [Hz. Âişe, Hz. Peygamber Kâbe'ye geldi, onu tavaf etti, sonra yola çıktı dedi.]
Açıklama: İsnadı Şeyhân'nın şartlarına göre sahihtir.