26 Kayıt Bulundu.
Bize Sadaka b. Fazl, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said, ona babası (Keysân el-Makburî), ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: “Kadınlarla dört şey için evlenilir: Dini, güzelliği, malı ve soyu (itibarı, asaleti) için (evlenilir). Dini için evlenmeyi seçmelisin; ellerin bereketle dolsun.”
Bize Muhammed b. Uyeyne, ona Ali b. Mushir, ona Abdülmelik, ona Atâ b. Ebu Rebah, ona da Câbir Nebi’den (sav) bu hadisi (bu senedle) rivayet etmiştir.
Bize Müsedded, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Saîd, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kadınlarla şu dört şey için evlenilir: Malı için, asaleti için, güzelliği için, dindarlığı için. Bunlardan dindar olanını seçersen mutlu olursun."
Açıklama: Burada, kendisiyle evlenilecek olan bir kadında aranması gereken dört özellik zikredilmektedir. Şüphesiz bunlar hemen ilk akla gelenlerdir. Daha başka özellikler de zikredilebilir. İlk üç özellik olan zenginlik, güzellik ve asalet, önemli olmakla birlikte sürekli kalıcı vasıflar değildir, geçicidir. Dördüncü özellik olarak zikredilen dindarlıktan maksat, huydur, ahlâk ve tabiattır. İnsanın güzellik ve zenginlik gibi özellikleri kalıcı olmamasına mukabil, huyu ve tabiatı kalıcıdır. İnsanın ahlakını ve tabiatını değiştirmesi çok zordur, bu özellik ölünceye kadar kendisiyle beraber olur. Bu bakımdan mutlu bir aile kurmak için adayların birbirleri hakkında geçici özelliklerine değil, sürekli ve kalıcı olan özelliklerine dikkat etmeleri, kendi mutlulukları açısından önem ifade eder.
Bize Ahmed b. İbrahim, ona Yezid b. Harun, ona Mansur b. Zâzân'ın kız kardeşinin oğlu Müstelim b. Said, ona Mansur b. Zâzân, ona Muâviye b. Kurre, ona da Ma'kıl b. Yesar rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav), en güzel ve soylu bir kadın buldum, ama çocuk doğurmuyor, onunla evlenebilir miyim? diye sordu. Hz. Peygamber de, "hayır!" diye cevap verdi. Sonra adam ikinci defa geldi, Hz. Peygamber yine "hayır" dedi, üçüncü defa gelince de şöyle buyurdu: "Seven-sevilen ve doğurgan olan kadınlarla evlenin. Çünkü ben sizlerin çokluğu ile diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim."
Açıklama: “Vedûd” kelimesi; seven ve sevilen kişi anlamına gelir. Bu kelime aynı zamanda Allah’ın isimlerinden biridir. Sevgi ve muhabbet kökünden gelmektedir; ya ism-i fail olarak seven yahut da ism-i mef’ûl olarak sevilen kişi demektir. Muhtemelen burada da her iki manada kullanılmıştır. Maksat hem kocasını seven ve hem de kocası tarafından sevilen kadındır. Ailedeki huzur ve âhengin de ancak eşlerin birbirlerini sevmeleri ile mümkün olacağı herkesin bildiği bir husustur. “Velûd” kelimesi ise, çocuk doğurabilen, kısır olmayan kadın demektir. Bilindiği üzere evlenmenin ana gayelerinden biri, neslin devamıdır. Bu da ancak çocuk doğurmakla mümkün olur. Kısır olan bir kadın ise, bu gayeyi gerçekleştiremez. Burada zikredilen bu iki vasıf, normal bir âilede olması gereken iki temel özelliktir.