Giriş

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Yanımda bir kadın varken Rasulullah (sav) yanıma girdi ve "Bu (kadın) kim?" buyurdu. Hz. Aişe "[Geceleri uyumayan] falan kimse" dedi. [Hz. Aişe], kadının namazından söz etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu sözü [namazlarından söz etmeyi] bırak! Daima elinizden gelecek şeyleri yapınız. Yoksa Allah'a yemin olsun ki, siz usanmadıkça Allah usanmaz" buyurdu. (Hz. Aişe dedi ki) Rasulullah’ın (sav) en çok sevdiği ibadet, kişinin [sürekli] yaptığı idi."


Açıklama: İfrat ve tefritten yani aşırılıktan ve boş vermişlikten uzak bir ibadet hayatının vurgulandığı bu rivayette hayatımızdaki her işte olduğu gibi ibadetlerde de itidalin yani ölçülü davranmanın temel bir ilke olduğu vurgulanmaktadır. "Siz bıkana dek Allah bıkmaz" ifadesi, "Siz ibadet etmekten usanıp bıkmadıkça Allah ecir ve sevap vermeyi bırakmaz!" anlamındadır.

    Öneri Formu
1114 B000043 Buhari, İman, 32

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve; (T) Bize Züheyr b. Harb -hadisin lafzı ona aittir- ona Yahya b. Said, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) yanıma geldi, o esnada yanımda bir kadın vardı. "Bu (kadın) kim" diye sordu. Ben "Geceleri uyumayıp namaz kılan bir kadın" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Güç yetirebileceğiniz amele devam edin. Vallahi! Sonunda siz bıkarsınız da Allah asla bıkmaz" buyurdu. (Hz. Âişe diyor ki) Nitekim O'na (sav) en sevimli gelen amel, kişinin sürekli yaptığı (amel) idi. [Ebu Üsâme’nin naklettiği hadiste o kadının Esedoğullarından bir kadın olduğu belirtilmektedir.]


Açıklama: İfrat ve tefritten yani aşırılıktan ve boş vermişlikten uzak bir ibadet hayatının vurgulandığı bu rivayette hayatımızdaki her işte olduğu gibi ibadetlerde de itidalin yani ölçülü davranmanın temel bir ilke olduğu vurgulanmaktadır. "Siz bıkana dek Allah bıkmaz" ifadesi, "Siz ibadet etmekten usanıp bıkmadıkça Allah ecir ve sevap vermeyi bırakmaz!" anlamındadır.

    Öneri Formu
6656 M001834 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 221

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve; (T) Bize Züheyr b. Harb -lafız kendisine aittir-, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Yanımda bir kadın varken Rasulullah (sav) yanıma girdi ve "Bu (kadın) kim?" buyurdu. "[Geceleri] uyumayıp namaz kalan bir kadın" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Gücünüzün yettiği ameli yapmaya bakınız. Vallahi, siz usanmadıkça Allah usanmaz!” buyurdu. (Hz. Âişe diyor ki) Hz. Peygamber'e (sav) en hoş gelen ibadet, kişinin [sürekli] devam ettiğiydi. Ebu Üsâme’nin naklettiği hadiste o kadının Esedoğullarından bir kadın olduğu belirtilmektedir.


Açıklama: İfrat ve tefritten yani aşırılıktan ve boş vermişlikten uzak bir ibadet hayatının vurgulandığı bu rivayette hayatımızdaki her işte olduğu gibi ibadetlerde de itidalin yani ölçülü davranmanın temel bir ilke olduğu vurgulanmaktadır. "Siz bıkana dek Allah bıkmaz" ifadesi, "Siz ibadet etmekten usanıp bıkmadıkça Allah ecir ve sevap vermeyi bırakmaz!" anlamındadır.

    Öneri Formu
279036 M001834-3 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 221

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Üsâme, ona Hişâm b. Urve; (T) Bize Züheyr b. Harb -lafız kendisine aittir-, ona Yahya b. Said, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Yanımda bir kadın varken Rasulullah (sav) yanıma girdi ve "Bu (kadın) kim?" buyurdu. "[Geceleri] uyumayıp namaz kalan bir kadın" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Gücünüzün yettiği ameli yapmaya bakınız. Vallahi, siz usanmadıkça Allah usanmaz!” buyurdu. (Hz. Âişe diyor ki) Hz. Peygamber'e (sav) en hoş gelen ibadet, kişinin [sürekli] devam ettiğiydi. Ebu Üsâme’nin naklettiği hadiste o kadının Esedoğullarından bir kadın olduğu belirtilmektedir.


Açıklama: İfrat ve tefritten yani aşırılıktan ve boş vermişlikten uzak bir ibadet hayatının vurgulandığı bu rivayette hayatımızdaki her işte olduğu gibi ibadetlerde de itidalin yani ölçülü davranmanın temel bir ilke olduğu vurgulanmaktadır. "Siz bıkana dek Allah bıkmaz" ifadesi, "Siz ibadet etmekten usanıp bıkmadıkça Allah ecir ve sevap vermeyi bırakmaz!" anlamındadır.

    Öneri Formu
279037 M001834-2 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 221

Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Ğiyâs), ona A'meş, ona Abdullah b. Murre, ona Mesrûk, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şu üç kişi hariç, Allah'tan başka ilah bulunma­dığına ve benim Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet eden hiç bir Müslümanın kanını dökmek helal değildir: Öldürdüğü cana karşılık kısas yapılan kimse, zina eden evli, İslâm Dinînden çıkıp, Müslüman toplumu terk eden kimse."


    Öneri Formu
26900 B006878 Buhari, Diyât, 6

"Sizin dininiz size, benim dinim banadır."


    Öneri Formu
59747 KK109/6 Kâfirûn, 109, 6

Bize Yahya b. Bukeyr ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir ona da Hz. Peygamber’in eşi Ayşe (ra) şöyle demiştir: Benim aklım erdi ereli ebeveynim Müslümandı. Ebu Salih der ki: Bana bana Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ebeveynlerimin (İslam) dininden başka bir dini benimsediklerini kesinlikle hatırlamam. Rasulullah (sav) her gün sabah ve akşam mutlaka bize uğrardı. Müslümanlara eziyet edilmeye başlandığında Ebubekir, Habeşistan tarafına hicret etmek üzere yola çıktı ve Berk el-Ğımâd mevkiinde, Kârra kabilesinin önderi olan İbn Dağine ile karşılaştı. İbn Dağine, “ey Ebubekir nereye gitmek istiyorsun” deyince Ebubekir “kavmim beni sürgün etti ve ben de rabbime kulluk edebileceğim bir yer bulmak için yola düştüm” dedi. İbn Dağine “senin gibi bir zat ne yurdundan çıkar ne de zorla çıkartılır, çünkü sen, darda olana yardım edersin, akrabalarını gözetirsin, acizlerin yükünü taşırsın, misafire ikram edersin, haksızlığa uğrayanlara yardım edersin. Ben artık senin haminim, geri dön ve kendi beldende rabbine kulluk et” dedi. İbn Dağine yola koyuldu ve Ebubekir'le birlikte döndü. İbn Dağine, Kureyş kafirlerinin önderlerinin yanına giderek onlara “Ebubekir gibi bir zat ne yurdunu terk eder ne de terk etmek zorunda bırakılır, yoksa siz darda olana yardım eden, akrabalarını gözeten, acizlerin yükünü taşıyan, misafire ikram eden, haksızlığa uğrayanlara yardım eden bir adamı mı sürgün ediyorsunuz” dedi. Kureyş, İbn Dağine’nin hamiliğini yürürlüğe koyarak Ebubekir’e güvence verdiler ve İbn Dağine’ye “Ebubekir'e söyle, kendi evinde Rabbine ibadet etsin, evinde namaz kılsın ve evinde dilediğini okusun. Böylelikle bize zararı dokunmayacak ve ibadetini aleni yapmayacaktır. Zira biz, Ebubekir’in oğullarımızı ve kadınlarımızı yoldan çıkarmasından korkuyoruz” dediler. İbn Dağine bunların hepsini Ebubekir’e iletti. Böylece Ebubekir, Rabbine evinde kulluk yapmaya ve evinden başka hiçbir yerde aleni şekilde namaz kılmamaya ve Kur’an okumamaya başladı. Sonra Ebubekir’in aklına bir fikir geldi ve evinin avlusunda bir mescit inşa etti ve orada namaz kılmaya ve Kur’an okumaya başladı. Ebubekir orada ibadet yaparken müşriklerin kadınları ve çocukları onu gürültü çıkartarak rahatsız ediyorlar, yaptıklarına şaşırıyorlar ve onu izliyorlardı. Zira Ebubekir, Kur’an okurken göz yaşlarına hâkim olamayan bir adamdı. Ebubekir’in evinde ibadet etmesi Kureyş müşriklerini korkutunca İbn Dağine’ye haber gönderdiler. İbn Dağine gelince ona “biz Ebubekir’e evinde ibadet etmek kaydıyla güvence vermiştik fakat o bu şartı ihlal ederek evinin avlusunda mescit inşa etti, aleni olarak namaz kıldı ve Kur’an okudu. Bu durumun kadınlarımızı ve çocuklarımızı yoldan çıkaracağından korkuyoruz. Ona git, eğer Rabbine ibadet etmeyi sadece eviyle sınırlamayı kabul ederse, bundan sonra böyle yapsın. Eğer ibadetlerini gizli yapmayı kabul etmezse, senin ona verdiğin güvenceyi iade etmesini iste. Çünkü biz senin verdiğin güvenceyi bozmayı istemedik fakat biz Ebubekir’in ibadetlerini aleni yapmasını da kabul edecek değiliz” dediler. Ayşe’nin dediğine göre İbn Dağine Ebubekir’in yanına gelerek “senin için hangi şartlarda antlaşma yaptığımı biliyorsun. Ya bu antlaşmanın sınırlarına uyarsın, ya da sana verdiğim güvenceyi geri verirsin, çünkü ben, lehine antlaşma yaptığım bir adamın bu antlaşmaya aykırı davrandığını Arapların duymasını istemem” dedi. Ebubekir de “verdiğin güvenceyi sana iade ediyorum ve Allah’ın himayesine sığınıyorum” dedi. O günlerde Mekke’de bulunan Rasulullah (sav) şöyle "sizin hicret edeceğiniz yurt bana gösterildi. Ben iki kara taşlık arasında, hurma bahçeleri olan çorak bir yer gördüm" buyurdu. Rasulullah (sav) bu haberi duyurunca Medine’ye doğru hicret edenler yola çıktı ve Habeşistan topraklarına hicret edenlerin bazıları da Medine’ye yöneldi. Ebubekir de hicret etmek üzere hazırlık yapınca Rasulullah (sav) ona "acele davranma, zira ben, benim için de izin verilmesini umuyorum" buyurdu. Ebubekir, “babam sana feda olsun, sen bunu umuyor musun” diye sorunca Rasulullah da "Evet" dedi. Bunun üzerine Ebubekir, Rasulullah’a yoldaş olmak üzere hicret etmedi ve yanında bulunan iki bineğini dört ay boyunca ağaç yapraklarıyla besledi.


    Öneri Formu
16373 B002297 Buhari, Kefâlet, 4

Bize Abdân, ona Ebu Hamza, ona A'meş, ona Câmi b. Şeddâd, ona Safvân b. Muhriz, ona da İmrân b. Husayn şöyle demiştir: Ben Hz. Peygambr'in yanında iken Temîm oğullarından bir grup Hz. Peygamber'e (sav) çıkageldi. Peygamber (sav) onlara (İslam'ı anlattı ve) "ey Temîm oğulları, hadi bu müjdeyi kabul edin" buyurdu. Onlar da “bizlere ahiret müjdeleri verdin, dünyalık da ver” dediler. Bu sırada Yemen'den bir grup insan gelip içeri girdi. Rasulullah bunlara hitaben "Temim oğullarının kabul etmediği müjdeyi sizler kabul edin ey Yemenliler" buyurdu. Onlar da “kabul ettik. Biz sana din hakkında bilgilenmek ve ilk yaratılan şey hakkında sormak için gelmiştik” dediler. Peygamber (sav) "(Ezelde) Allah vardı ve Allah'tan başka bir şey yoktu. Allah'ın Arşı su üzerindeydi. Sonra Allah gökleri ve Yer'i yarattı. Sonra Allah Levh-i Mahfuz'da olan ve olacak olan her şeyi yazdı" buyurdu. Tam bu sırada bir adam gelip “İmrân, yetiş, deven kaçıyor” dedi. Ben hemen deveyi aramak üzere gittim. Benimle devem arasını serap kesiyordu. Allah'a yemin ederim ki, keşke devem kaybolup gitseydi de ben yerimden kalkmasaydım.


    Öneri Formu
29773 B007418 Buhari, Tevhid, 22


    Öneri Formu
4288 M002452 Müslim, Zekat, 144


    Öneri Formu
15887 M003429 Müslim, Nikah, 27