Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Misar ona Ebu Anbes, ona Ebu Adabbes, ona Ebu Merzuk, ona Ebu Galib, ona da Ebu Ümame'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) asasına dayanarak bizim yanımıza geldi. Biz hemen ayağa kalktık. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Acemlerin (İranlıların) birbirlerini tazim ederken ayağa kalktığı gibi (benim için) ayağa kalkmayın' buyurdu."


    Öneri Formu
34396 D005230 Ebu Davud, Edeb, 151, 152

Bize Süfyan, ona Ebu’z-Zinad, ona A’rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Tufeyl b. Amr ed-Devsî, Rasulullah’a (sav) gelerek şöyle dedi: 'Devs kabilesi isyan etti ve (İslam’dan) yüz çevirdi. Onlar için Allah’a beddua etsen.' Bunun üzerine Rasulullah (sav) kıbleye döndü ve ellerini kaldırdı. İnsanlar (Rasulullah’ın (sav) beddua edeceğini düşünerek) 'İşte şimdi helak oldular' dediler. Fakat Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ım Devs kabilesine hidayet ihsan eyle ve onları (İslam’a) getir. Allah'ım Devs kabilesine hidayet ihsan eyle ve onları (İslam’a) getir' buyurarak (dua etti)."


    Öneri Formu
44762 HM007313 İbn Hanbel, II, 243

Bize Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Saîd b. Müseyyeb şöyle demiştir: "Hassân mescitte şiir okurken Hz. Ömer (ra) geldi ve kendisine sert bir şekilde baktı. Hassân 'Burada, senden daha hayırlısı (Rasulullah) varken şiir okumuştum' dedi, sonra da Ebu Hureyre'ye dönerek 'Rasulullah' ın (sav) 'Benim adıma (o müşriklere) cevap ver. Allah'ım! Onu Ruhu'l-kudüs (Cibril) ile destekle' buyurduğunu duydun (değil mi?)' dedi. Ebu Hureyre 'Evet' cevabını verdi."


    Öneri Formu
70646 HM022282 İbn Hanbel, V, 223

Bize Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Saîd b. (el-Müseyyeb) şöyle demiştir: "Hassân mescitte şiir okurken Hz. Ömer (ra) geldi ve kendisine sert bir şekilde baktı. Hassân 'Burada, senden daha hayırlısı (Rasulullah) varken şiir okumuştum' dedi, sonra da Ebu Hureyre'ye dönerek 'Rasulullah' ın (sav) 'Benim adıma (o müşriklere) cevap ver. Allah'ım! Onu Ruhu'l-kudüs (Cibril) ile destekle' buyurduğunu duydun (değil mi?)' dedi. Ebu Hureyre 'Evet' cevabını verdi."


    Öneri Formu
288961 HM022282-2 İbn Hanbel, V, 223

Bize Yezid, ona Muhammed, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ümmetimden Cennet'e girecek ilk topluluğun (yüzleri) dolunay gecesindeki ay şeklinde olacaktır. Sonra onların peşinden girecek kimselerin (yüzleri) gökte ışık saçan en güzel yıldız gibi olacaktır' buyurdu. Bunun üzerine Ukkâşe b. Mıhsan ayağa kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Beni onlardan kılması için Allah'a dua eder misin?' dedi. Peygamber (sav) de 'Allah'ım! Ukkâşe'yi onlardan kıl' diye dua etti. Sonra başka bir adam kalktı 'Ey Allah'ın Rasulü, beni de onlardan kılması için Allah'a dua eder misin?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ukkâşe bu konuda seni geçti' buyurdu."


Açıklama: Hadis sahih isnad ise Muhammed b. Amr dolayısıyla hasendir.

    Öneri Formu
50561 HM010531 İbn Hanbel, II, 502

Bize Hâşim ve Affân, ona Süleyman, ona da Sabit şöyle demiştir: "Enes b. Mâlik’in yanında idik. Enes ailesi arasında bir yazı yazdı ve 'Ey Kurrâ topluluğu, şahit olun' dedi. Sabit der ki: Bu bana biraz hoş gelmedi ve 'Ey Ebu Hamza! Keşke onların (Kurraların) isimlerini tek tek zikretseydin' dedim. Enes 'Size ‘kurrâ’ dememde ne sakınca var? İstersen size, kardeşlerinizden bahsedeyim ki biz Rasulullah (sav) zamanında onlara 'kurrâ' derdik' dedi ve sonra şöyle anlattı:" "Onlar yetmiş kişiydi. Gece olduğunda Medine’deki bir muallimin yanına gider, sabaha kadar Kur'an dersi yapar, sabah olunca içlerinden gücü yeten su getirir, odun toplar, maddi imkânı olanlar da bir araya gelip bir koyun satın alır, uygun şekilde hazırlar Rasulullah'ın (sav) hanesinin kapılarına asılı hale getirirlerdi. (evlerine ulaştırırlardı). Hubeyb şehit olduğunda, Rasulullah (sav) onları (Kur'an öğretmek üzere) gönderdi. Onlar da Süleym oğullarından bir kabileye vardılar. (Ancak yolda önleri kesildi.) İçlerinde benim dayım Harâm da vardı. Harâm kabile reislerine 'Beni bırakın da şu topluluğa, bizim onları hedef almadığımızı, niyetimizin başka olduğunu, haber vereyim onlar da yolumuzu açsınlar' dedi. [Affân rivayetinde (فَيُخْلُونَ وَجْهَنَا) demiştir.] Sonra Harâm, (topluluğun önün kesenlere seslenerek) 'Bizim size karşı bir kastımız yoktur, yolumuzu açın' dedi. Ancak içlerinden biri mızrakla Harâm’a sapladı ve mızrak göğsünden girip çıktı. Harâm o anda 'Allahu Ekber! Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki ben kazandım' dedi. Sonra düşman topluca üzerlerine saldırdı ve o yetmiş kişiden hiç kimse sağ kalmadı." "Enes der ki: Rasulullah (sav) onların uğradığı musibete o kadar üzüldü ki başka hiç bir şeye bu kadar üzüldüğünü görmedim. Sabah namazında ellerini kaldırarak onlara beddua etti. Daha sonra Ebu Talha bana 'Harâm’ı öldüren hakkında bilgin var mı?' dedi. Ben de 'Ona ne olacak? Allah onun hakkından gelmiştir' dedim. Ebu Talha 'Dur, hemen acele etme, çünkü o Müslüman oldu' dedi." [Affân’ın rivayetinde 'Rasulullah (sav) ellerini kaldırarak onlara beddua etti' demiştir. Ebu Nadr ise rivayetinde 'Ellerini kaldırdı' demiştir.]


    Öneri Formu
60377 HM012429 İbn Hanbel, III, 137

Bize Yahya b. Hassan, ona İbrahim b. Sa'd, ona ez-Zührî, ona da İbnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme b. Abdurrahman, Ebû Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Rasûlullah (sav) bir kimseye beddua etmek yahut hayır duada bulunmak istediğinde rukû'dan sonra kunut yapardı. (Rukûdan kalkınca) 'semiallahu limen hamideh, rabbenâ leke'l-hamd (Allah, kendisine hamd edenleri işitir, Ey Rabbimiz bütün hamdler sanadır)' der ve peşinden şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Velîd b.Velîd'i, Seleme b. Hişam'ı, Ayyaş b. Ebu Rebîa'yı ve mustaz'af (ezilen, hor görülen) müminleri kurtar. Allah'ım, Mudar kabilesi üzerindeki baskını şiddetlendir. Allah'ım, onların (bu) yıllarını Yusuf’un (as) yılları gibi (kıtlık) gibi yap." Bu duayı açıktan (sesli) okurdu. Bazı sabah namazlarında ise, Arap kabilelerinden ikisine yönelik olarak: "Allah'ım, falana ve falana lanet et!" diye beddua ederdi. Bunun üzerine Allah teâlâ; "(Resulüm!) Bu işte senin yapacağın bir şey yok. Allah ya onların tövbelerini kabul eder veya onları cezalandırır. Çünkü onlar zalimlerdir." [Âl-i İmrân, 3/128](mealindeki) âyeti indirmiştir.


    Öneri Formu
41481 DM001636 Darimi, Salat, 216

Bize Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ümmetimden Cennet'e girecek ilk topluluğun (yüzleri) dolunay gecesindeki ay şeklinde, onların peşinden girecek kimselerin (yüzleri) gökte ışık saçan en güzel yıldız gibi olacaktır' buyurdu. Bunun üzerine Ukkâşe ayağa kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Beni onlardan kılması için Allah'a dua etseniz' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Allah'ım! Ukkâşe'yi onlardan kıl' diye dua etti. Ardından başka bir adam kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Beni onlardan kılması için Allah'a dua etseniz' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Ukkâşe bu konuda seni geçti' buyurdu."


    Öneri Formu
47007 DM002865 Darimi, Rikak, 102

Bize İsmail b. İbrahim, ona Avf, ona Ebu Kamûs Zeyd b. Ali, ona da Hz. Peygamber'e (sav) gelen Abdülkays heyetinden biri şöyle haber verdi: "Biz, Rasulullah’a hediye olarak, o dönemde yaygın olan hediyelerden olan bir Navt (hurma balı dolu tulum) ya da kırba (deri tulum) takdim ettik. İçinde ya ta‘dûd ya da bernî hurmasından (Medine’nin meşhur hurmaları) vardı. Rasulullah (sav) 'Bu nedir?' dedi. Biz 'Bu bir hediyedir' dedik. Râvî der ki: Sanıyorum, Rasulullah içlerinden bir hurmaya baktı, sonra tekrar yerine koydu ve 'Bunu Âl-i Muhammed’e ulaştırın' buyurdu. Sonra heyet, Hz. Peygamber’e (sav) birçok şey sordu. En sonunda içkiler hakkında da soru sordular. Rasulullah (sav) '(İçki yapmak için kullanılan) şu kaplardan içmeyin: dubbâ (kabak kap), hantem (yeşil seramik küp), nakîr (hurma ağacının içi oyulmuş kütüğü), muzaffet (ziftlenmiş testi). Temiz ve ağzı sıkıca kapalı olan helâl kaplardan için' buyurdu. İçlerinden biri 'Ey Allah’ın Elçisi! Dubbâ’, hantem, nakîr ve muzaffet’in ne olduğunu sen nereden biliyorsun?' dedi. Rasulullah (sav) 'Ben onların ne olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsunuz? Hicaz’da Hecer bölgesinden daha izzetli bir yer mi var? (yani bu kapların memleketini, insanlarını ve örfünü biliyorum)' buyurdu. Biz 'En izzetli yer el-Muşeqqar’dır' dedik. Rasulullah (sav) 'Vallahi oraya girdim ve onun iklîdini (anahtarını) da aldım' buyurdu." "(Ebu Kamûs) der ki: Hz. Peygamber’in bu sözlerinden bir kısmını unutmuştum, ama Ubeydullah b. Ebu Cerve onu bana hatırlattı ve şöyle dedi: Ben Zâre kuyusunun başında durmuştum. Sonra Rasulullah (sav) 'Allahım! Abdülkays kabilesini bağışla! Onlar isteyerek ve gönüllü olarak Müslüman oldular. Ne küçük düştüler, ne de intikamla karşılaştılar. Oysa bizim kavmimizden bazıları, ancak zelil edilince ve mağlup kılınınca İslâm’a giriyorlar' buyurdu, sonra yüzünü kıblenin sağ tarafından tam kıbleye doğru çevirdi ve Abdü’l-Kays için dua etmeye devam etti. Sonra da 'Doğu halkının en hayırlısı, Abdülkays’tır' buyurdu."


    Öneri Formu
66727 HM017983 İbn Hanbel, IV, 205


    Öneri Formu
274832 DM001636-2 Darimi, Salat, 216