118 Kayıt Bulundu.
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Abdullah b. Abdullah b. Cabir b. Atîk, ona Abdullah b. Abdullah'ın anne tarafından dedesi Atik b. el-Haris b. Atik, ona da amcası Cabir b. Atik’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav), (bir gün) Abdullah b. Sabit’i hasta iken ziyaretine geldi. Onu kendinden geçmiş bir halde buldu. Bunun üzerine ona seslendi (fakat o kendinde olmadığı için) karşılık veremedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun" dedi ve şöyle devam etti: "Ey Ebu'r-Rabi! Biz (Allah’ın kaza ve kaderine) boyun eğdik." Bunun üzerine kadınlar feryad edip ağlaşmaya başladılar. İbn Atik de onları susturmaya çalıştı. Derken Rasulullah (sav) "onları (kendi hallerine) bırak. Fakat vacib olunca hiçbir kadın ağlamasın" buyurdu. (Orada bulunanlar) Ey Allah'ın Rasulü vacib olmak nedir? dediler. Rasul-i Ekrem, "ölmektir" buyurdu. (O sırada Abdullah b. Sabit'in) kızı (babası hakkında) ben senin şehit olacağını ümid ediyordum. Çünkü sen (cihad için) gereken şeyleri hazırlamıştın diye söylenmeye başladı. Rasulullah da (sav) "Aziz ve Celil olan Allah ona niyeti ölçüsünde şehid sevabı verecektir."(buyurdu ve) "Siz neyi şehitlik sayıyorsunuz?" diye sordu. (Onlar da) Allah yolunda öldürülmeyi dediler. Rasulullah (sav) "Allah yolunda öldürülmekten başka yedi (tane daha) şehidlik vardır. Vebadan (taun) ölen şehiddir. Boğularak ölen şehiddir. Akciğer zarı iltihabından (zatülcenb) ölen şehiddir. Yanarak ölen şehiddir. Göçük altında kalarak ölen şehiddir. Doğum yaparken ölen kadın şehiddir" buyurdu. [Ebû Davud hadis metninde geçen cum kelimesinin, kadının çocuğu karnında iken onunla ölmesi anlamına geldiğini söylemiştir.]
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Yahya b. Sa’id, ona Muhammed b. İbrahim, ona Alkame b. Vakkas, ona Hz. Ömer, Rasul-i Ekrem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ameller niyete göre değerlendirilir. Her bir kimse için ancak niyet ettiği şey vardır. Dolayısıyla her kimin hicreti Allah’a ve Rasulüne yönelmişse, onun hicreti Allah’a ve Rasulünedir. Kimin hicreti de nail olacağı bir dünya veya evleneceği bir kadına ise, onun hicreti de hicret ettiği şeyedir."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى
Bize Osman, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa şöyle rivayet etti: Bir adam Nebî'ye (sav) gelerek 'Ey Allah'ın Resulü, Allah yolunda savaşmak ne demektir? Kimimiz öfkesi kimimiz ise taassubu nedeniyle savaşıyor' dedi. Rasulullah (sav) ona doğru başını kaldırarak -râvi, 'adam ayakta olduğu için başını kaldırdı' dedi- ve şöyle buyurdu: "Her kim Allah'ın dini en yüce olsun diye savaşırsa o, Allah azze ve cellenin yolundadır."
Bize Muhammed b. Dâvûd, ona Muallâ b. Esed, ona Vüheyb b. Hâlid, ona Abdullah b. Tâvûs, ona babası (Tâvûs b. Keysân), ona da Safvân b. Ümeyye şöyle rivayet etmiştir: Ben, “Yâ Rasulullah, cennete sadece muhacirlerin gireceğini söylüyorlar” dedim. Hz. Peygamber (sav) de "Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur, ama cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda orduya katılın" buyurdu.
Bize İshak b. Mansur, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi gününde şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bundan sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman hemen katılın."
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyân, ona Mansûr, ona Mücahid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbas (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Mekke'nin) fethinden sonra hicret yoktur. Yalnız, cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda savaşa çıkın."
Bize Ubeydullah b. Musa, ona İsrâîl, ona Mansûr, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: Mekke'nin fethi gününde Hz. Peygamber (sav), "Fetihten sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda orduya katılın!" buyurdu.