320 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Serh, ona Süfyan; (T) Bize İbn Sabbah b. Süfyan ve İbn Abde –hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona da Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: "(Bir ayeti kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emrolunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu ayet) izin ayetidir. Ben şu küçük kız çocuğuma dahi (sözü geçen ayetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emrediyorum." [Ebû Davud şöyle dedi: Aynı şekilde İbn Abbas'dan izin isteme emri ile ilgili hadisi Ata da rivayet etti.]
Açıklama: İbn Abbas'ın dikkat çektiği âyet şudur: "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nur, 24/58) Ebu Davud bu hadisi İb Sar, İbn Sabbâh ve İbn Abde adlı üç raviyeden nakletmiştir. Bu raivlerden İbn Sarh hadisi Süfyan'dan sema yoluyla diğer iki ise kıraat yoluyla nakletmişlerdir. Ebu Davud bu ayrıma dikkat çekmek için tahvil işaretinden önce, Süfyan ismi gelmeden tahdis lafzını zikretmiştir.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Habib ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimsenin diğer bir kimseye (davet için) birini elçi olarak göndermesi, o kimsenin evine girmesine izin vermesi demektir."
Bize İbn Serh, ona Süfyan; (T) Bize İbn Sabbah b. Süfyan ve İbn Abde –hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona da Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: "(Bir ayeti kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emrolunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu ayet) izin ayetidir. Ben şu küçük kız çocuğuma dahi (sözü geçen ayetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emrediyorum." [Ebû Davud şöyle dedi: Aynı şekilde İbn Abbas'dan izin isteme emri ile ilgili hadisi Ata da rivayet etti.]
Bize İbn Serh, ona Süfyan; (T) Bize İbn Sabbah b. Süfyan ve İbn Abde –hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona da Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: "(Bir ayeti kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emrolunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu ayet) izin ayetidir. Ben şu küçük kız çocuğuma dahi (sözü geçen ayetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emrediyorum." [Ebû Davud şöyle dedi: Aynı şekilde İbn Abbas'dan izin isteme emri ile ilgili hadisi Ata da rivayet etti.]
Bize Amr en-Nakıd, ona İshak b. Süleyman er-Razi, ona Malik; (T) Bize Yunus b. Abdula'la -hadis onun lafızları ile aktarılmıştır-, ona Abdullah b. Vehb, ona Malik b. Enes, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah'la (sav) birlikte yürüyordum. Üzerinde kalın kenarlı Necran kumaşından mamul bir elbise vardı. Derken bedevilerden bir adam kendisine yetişti ve sert bir şekilde cübbesinden tutup çekti. Rasulullah'ın (sav) boynunun yan tarafına baktım, sert bir şekilde çekmiş olmasından dolayı elbisesinin kenarı boynunda iz bırakmıştı. Sonra adam; ey Muhammed! Yanında bulunan Allah'ın malından bana bir şeyler verilmesi emret dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o kişiye doğru baktı ve güldü. Sonra da ona bir şeyler verilmesini emretti."
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) bedevinin şahsına ve malına yönelik olarak yapmış olduğu bu kaba davranışa gülerek karşılık vermiştir. Bu olay onun sabrının ve hilminin güzel örneklerindendir.
Bize Züheyr b. Harb, ona Abdussamed b. Abdulvâris, ona Hemmâm; (T) Bize Züheyr b. Harb (el-Haraşî), ona Ömer b. Yunus, ona İkrime b. Ammar; (T) Bize Seleme b. Şebib, ona Ebu Muğîra, ona Evzaî, onlara da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Malik Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi rivayet etti. Ancak İkrime b. Ammar'ın rivayet ettiği hadiste şu ziyadeler yer alır: "Sonra Rasulullah'ı (sav) kendisine doğru öyle bir çekti ki Rasulullah (sav) bedevinin göğsüne doğru döndü." [Hemmâm'ın rivayetinde şunlar yer almaktadır: Bedevî, Rasulullah'ı (sav) kendisine doğru öyle bir çekti ki kaftan yırtıldı. Hatta cübbenin kenarı, Rasulullah'ın (sav) boynunda kaldı.]
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. M002429 numaralı hadis.
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsenna, o ikisine Yahya el-Kattan, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etti: "Bir kimse kardeşinin (bitmek üzere olan) satışı (bozacak şekilde) satış yapmasın, yine bir kimse kardeşinin dünürlüğü üzerine –kendisine izin vermesi müstesna- dünür göndermesin."
Bize Hişam Ebu Mervan ve Muhammed b. el-Müsenna mana itibari ile rivayet etti. Ona, Muhammed b. el-Müsenna, ona Velid b. Müslim, ona el-Evzai, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Es'ad b. Zürare, Kays b. Sa'd'ın şöyle dediğini rivayet etti: (Bir gün) Rasulullah (sav) bizi ziyaret için evimize gelmişti. "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" dedi. (Babam) Sa'd, bu selamı sesini yükseltmeden yani alçak bir sesle aldı. Bunun üzerine ben, Rasulullah'a (sav) (evimize girmesi için) izin vermiyor musun? dedim. Babam, bırak, bize daha çok selam versin dedi. Hemen arkasından Rasul-i Ekrem (ikinci defa); "es-Selamü aleyküm ve Rahmetullah" dedi. (Babam) Sa'd, (bu selamı da yine) alçak sesle aldı. Sonra Allah'ın Rasulü (sav) (üçüncü defa), "Esselamü aleyküm ve rahmetullah" dedi. Sonra da dönüp gitti ve (babam) Sa'd de arkasından yetişip Ey Allah'ın Rasulü! Ben senin selamını işitiyordum, bize daha çok selam vermen için onu hafif bir sesle alıyordum dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, onunla dönüp geldi. (Babam) Sa'd da (yıkanması için) su ve sabun (getirilmesini) emretti. (Bunlar derhal getirildi ve Hz. Peygamber bunlarla) yıkandı. Sonra (babam) kendisine zâferanla veya alçehre ile boyanmış bir peştemal getirdi. (Hz, Peygamber de) ona sarındı. Sonra ellerini kaldırıp "Allahümmec’al salavâtike ve rahmeteke alâ âl-i Sa'd b. Ubade! (Allahım! Rahmet ve mağfiretini Sa'd b. Ubade ailesinin üzerine kıl" diye dua etti. Sonra biraz yemek yedi. (Oradan) ayrılmak isteyince (babam) Sa'd kendisine üzeri kadife (palan) ile donatılmış bir merkep yaklaştırdı. Rasulullah da (sav) ona bindi, (babam) Sa'd (bana), Ey Kays! (evine kadar) Hz. Peygamber'e eşlik et dedi. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem bana; "sen de bin!" buyurdu. Ben de (onu rahatsız etmemek için) kabul etmedim. Rasul-i Ekrem; "ya binersin ya da (evine) dönersin, (benimle yaya olarak gelip de yorulma)" dedi. Bunun üzerine (evime) dönüp gittim. [Hişam Ebu Mervan (bu hadisi) an Muhammed b. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürare şeklinde muan'an olarak rivayet etti.] [Ebû Davud dedi ki: Ömer b. Abdulvahid ile İbn Sema'a da bu hadisi Evzaî'den Kays b. Sa'd'ın ismini söylemeden mürsel olarak rivayet ettiler.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer şunu rivayet etti: "Bir kimse kardeşinin (bitmek üzere olan) satışı üzerine (bozacak şekilde) satış yapmasın. Kardeşinin dünürlüğü üzerine -ona izin vermesi dışında- dünür göndermesin."
Bize Ebu Kamil el-Cahderî, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da İbn Ömer şunu rivayet etti: "Bir kimse kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın, kardeşinin dünürlüğü üzerine -ona izin vermesi dışında- dünür göndermesin."