23 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Bekir b. Fûrek (rh), ona Abdullah b. Cafer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Davud, ona el-Esved b. Şeybân, ona Yezîd b. Abdullah b. eş-Şihhîr, ona Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şihhîr şöyle demiş: “Bana Ebû Zer’den (ra) hadis ulaşıyordu, ben de onunla karşılaşmayı çok arzu ediyordum. Bir gün ona rastladım ve dedim ki: “- Bana senden hadisler ulaşıyordu, ben de seninle karşılaşmayı çok istiyordum.” Bana, “- Baban hakkı için Allah’a yemin olsun ki bana kavuştun, haydi söyle!” dedi. “- Bana senin Rasûlullah’dan (sav) şu hadisi rivâyet ettiğin haber verildi” dedim: “Muhakkak ki Allah Teâlâ üç kişiyi sever, üç kişiye de buğzeder.” Ebû Zer, “Beni dostuma (sav) yalan isnad etmekle itham etme!” dedi. Ben de; “- Allah’ın sevdiği üç kişi kimdir?” dedim. Şu cevabı verdi: “- Düşmanla karşılaştığında (kaçmayıp) onunla savaşan insan. Bunu siz elinizdeki Kitab’da da görmektesiniz: ‘Muhakkak ki Allah, kenetlenmiş saflar halinde kendi yolunda savaşanları sever.’ (Saff, 61/4). “- Başka kim?” diye sordum. “- Kendisine eziyet eden kötü bir komşusu olan, onun eziyetlerine sabreden kişiye,yaşarken de öldüğünde de Allah ona kâfidir” dedi. “- Sonra kim?” dedim. “- Bir gurup insanla birlikte sefere çıkan kişidir; gurup yolda mola verdi, sabaha karşı istirahate çekildiler. Yorgunluk ve uyku onları bastırmıştı, bu yüzden başlarını koyduklarında hemen uykuya daldılar. Gurupla beraber olan o kişi, hemen kalkıp abdest aldı, Allah’tan korkarak ve O’nun rahmetini umarak namaza durdu. (İşte üçüncüsü de bu adam)” dedi. Ben, “- Peki, Cenâb-ı Hakk’ın buğzettiği üç kişi kimdir?” diye sordum. “- Cimri olan ve yaptığı iyiliği başa kakan ile gurura kapılıp böbürlenen kişidir. Siz bunu Allah’ın kitabında da görürsünüz: ‘Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez.’(Nisa, 3/36; Lokman, 31/18). “- Peki üçüncüsü kimdir?” dedim. “- Çok yemin eden tüccar –veya çok yemin eden satıcı-“ dedi.
Bize Ebû Tahir Muhammed b. Muhammed b. Mahmiş el-Fakîh, ona Hâcib b. Ahmed et-Tûsî, ona Abdurrahîm b. Münîb, ona Cerîr b. Abdulhamîd, ona Süheyl b. Ebî Salih, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Cenâb-ı Hak sizin üç şeyinize razı olmuş, üç şeyinizden de hoşnut olmamıştır. Sizin Allah'a kulluk yapmanıza ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanıza, hep birlikte Allah'ın ipine sarılmanıza ve ayrılıp tefrikaya düşmemenize, ِCenâb-ı Hakk'ın yönetiminizi kendisine verdiği kişiye karşı samimi ve dürüst olmanıza razı ve hoşnut olmuştur. Sizin dedikodu yapmanızdan, çok soru sormanızdan ve malı gereksiz yere zayi etmenizden (savurganlık yapmanızdan) hoşnut olmamıştır." Atâ b. Yezîd el-Leysî şöyle dedi: Temîm ed-Dârî'nin (ra), Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu dediğini işittim: "Şüphesiz din, samimiyet ve dürüstlüktür." Hz. Peygamber bu sözü üç defa tekrarladı. Kendisine; "- Kime karşı ey Allah'ın Rasûlü?" diye sordular. "- Allah'a karşı, Allah'ın kitabına karşı, müslümanların yöneticilerine karşı -yahut müslümanların yöneticilerine ve müslüman halka karşı dedi-." İlk rivâyeti Müslim Sahîh'inde, Züheyr b. Harb ve diğerleri vasıtasıyla Cerîr'den tahric etmiştir.
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsenna, onara Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccâc), ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib'î b. Hiraş, ona Zeyd b. Zabyan –merfu olarak-, ona da Ebu Zer el-Ğıfârî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever, üç kişi de vardır ki Allah onlara buğzeder. Allah sevdikleri kimselerden birincisi bir adamdır ki bir toplumdan bir şeyler ister bu isteğini Allah adıyla yapar yoksa onunla onlar arasında bir yakınlık sebebiyle değil. Onlar da bu adama bir şey vermezler. Bir adam onlardan geri durarak gizlice bir şeyler verir bu verdiğini sadece Allah ve verdiği kimse bilir. İkinci kimse ise: Bir toplum geceleri yürürler sonunda uyku onlara galip gelir ve başlarını eğerek uyurlar ancak bir adam kalkar bana yaranmak için ayetlerimi okur ve onunla yaşamaya çalışır. Üçüncü kimse ise; bir müfrezede bulunur düşmanla karşılaştıklarında yenilirler fakat o ileri atılarak devam eder ya şehit olur veya Allah o kimseye fetih nasip eder. Allah’ın gazâblandığı üç kişi ise: Zina eden yaşlı kişi, büyüklük taslayan fakir ve hakka tecavüz eden zengindir." [Bize Mahmud b. Gaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu’be tarikiyle bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti.] [Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis sahihtir. Aynı şekilde Şeyban, ona Mansur isnadıyla bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti. Bu rivayet Ebubekir b. Ayyâş’ın rivayetinden daha sahihtir.]
Bize Amr b. Ali, ona Yezîd b. Zürey', ona Ömer b. Muhammed, ona Abdullah b. Yesâr, ona Sâlim b. Abdullah, ona babası (Abdullah b. Ömer) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah kıyamet gününde şu üç sınıf insanın yüzüne bakmaz: Ana babasına asi olan evlat, erkeklere benzemeye çalışan kadın, eşini ve ailesini kıskanmayan erkek. Şu üç sınıf insan da cennete giremez: Ana babasına asi olan evlat, içki mübtelası ve verdiğini başa kakan kişi".
Bize Ebu'l-Velid ve Haccâc, onlara Şu'be, ona Ali b. Müdrik, ona Ebu Zür'a, ona Haraşe b. Hür, ona da Ebu Zer'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah, şu üç sınıf insanla kıyamet günü konuşmaz, onların yüzüne bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Onlar için acıklı bir azap vardır”. Ben “Kim onlar Ey Allah’ın resulü? Zarar ettiler ve hüsrana uğradılar” dedim. Rasulullah sözlerini tekrar etti. “Kimdir onlar?” diye tekrar sordum. “Elbisesinin eteğini yerlerde sürüyen, verdiğini başa kakan ve yalan yere yemin ederek malını satmaya çalışan kimsedir” buyurdu.
Bize Ebu’l-Velid ve Haccâc, onlara Şu'be, Ali b. Müdrik, ona Ebu Zür'a, ona Haraşe b. Hürr, ona da Ebu Zer'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Allah kıyamet günü şu üç sınıf insanla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Onlar için acıklı bir azap vardır”. Ben, “Ey Allah’ın resulü kim onlar? Zarar ettiler ve hüsrana uğradılar” dedim. Rasulullah (sav) sözünü tekrar etti. Ben de “Kim onlar?” diye tekrar sordum. Bunun üzerine “Elbisesinin eteğini yerlerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yere yemin eden kimselerdir” buyurdu.
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsenna, onara Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccâc), ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib'î b. Hiraş, ona Zeyd b. Zabyan –merfu olarak-, ona da Ebu Zer el-Ğıfârî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever, üç kişi de vardır ki Allah onlara buğzeder. Allah sevdikleri kimselerden birincisi bir adamdır ki bir toplumdan bir şeyler ister bu isteğini Allah adıyla yapar yoksa onunla onlar arasında bir yakınlık sebebiyle değil. Onlar da bu adama bir şey vermezler. Bir adam onlardan geri durarak gizlice bir şeyler verir bu verdiğini sadece Allah ve verdiği kimse bilir. İkinci kimse ise: Bir toplum geceleri yürürler sonunda uyku onlara galip gelir ve başlarını eğerek uyurlar ancak bir adam kalkar bana yaranmak için ayetlerimi okur ve onunla yaşamaya çalışır. Üçüncü kimse ise; bir müfrezede bulunur düşmanla karşılaştıklarında yenilirler fakat o ileri atılarak devam eder ya şehit olur veya Allah o kimseye fetih nasip eder. Allah’ın gazâblandığı üç kişi ise: Zina eden yaşlı kişi, büyüklük taslayan fakir ve hakka tecavüz eden zengindir." [Bize Mahmud b. Gaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu’be tarikiyle bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti.] [Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis sahihtir. Aynı şekilde Şeyban, ona Mansur isnadıyla bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti. Bu rivayet Ebubekir b. Ayyâş’ın rivayetinden daha sahihtir.]