Giriş

Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Yezid b. Humeyr, ona da -Süleym oğullarından- Abdullah b. Büsr şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) babamın yanına gelip onda misafir olmuştu. Babam Ona (sav) yemek takdim etti. Sunduğu yemek hays denilen bir yemekti. Daha sonra (babam), Ona (sav) içecek getirdi. Hz. Peygamber (sav) içecekten içti, sonra (bardakta kalanı) sağ yanındakine verdi. Ardından Hz. Peygamber (sav), kuru hurma yedi ve hurma(lar)ın çekirdeğini şehadet parmağı ile orta parmağının arasına bıraktı. Hz. Peygamber (sav) sofradan kalkınca babam da kalktı. Hz. Peygamber'in (sav) hayvanının geminden tutup benim için Allah'a dua ediniz! dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Allah'ım onların rızkına bereket ver. Onları bağışla ve onlara merhamet et" diye dua etti.


Açıklama: Hays: Kuru hurma, keş, yağ ve undan yapılan bir yemektir. Hz. Peygamber (sav), yediği hurmaların çekirdeklerini içerisinde hurma bulunan kaba atmaktan kaçındığı için çekirdekleri elinde tutmuştur.

    Öneri Formu
25658 D003729 Ebu Davud, Eşribe, 20

Bize Ka'neb, ona Malik, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Şurayh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Onun câizesi (bir gün ve bir gecelik ağırlanma) bir gün ve gecedir. Misafirlik ise üç gündür. Bundan sonrası (ev sahibi için misafire) sadakadır. Misafirin de ev sahibini rahatsız edip bıktıracak kadar onun yanında kalması caiz değildir." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadis, Hâris b. Miskîn'e okunurken ben de oradaydım. Hadis şöyleydi: Size Eşheb rivayet etti ve dedi ki (İmâm) Malik'e Hz. Peygamber'in (sav) "(Misafirin) câizesi bir gün ve gecedir" sözü soruldu. (İmam) Malik, şöyle cevap verdi: Misafire ikram eder, hediyeler verir, onu bir gün ve bir gece ağırlar. Misafirlik ise üç gündür.]


Açıklama: Hadiste geçen "câize" kelimesi, misafire özel olarak hazırlanan hediye (câize) mahiyetindeki bir gün ve bir gecelik yemek/ikram anlamına gelir.

    Öneri Formu
25677 D003748 Ebu Davud, Eti'me, 5

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Yunus b. Muhammed, ona Füleyh, ona Said b. Haris, ona Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) beraberinde ashabından biriyle Ensârdan bir adamın yanına gitmişti. Ensâr'dan olan zat bahçesini sulamak için oradaki su arkını çeviriyordu. Rasulullah (sav) "eğer yanında bir kırbada geceden kalma su varsa ondan içelim, yoksa eğilip akan sudan içeriz" buyurdu. O zat yanımda kırbada dinlenmiş su var diye cevap verdi.


    Öneri Formu
25653 D003724 Ebu Davud, Eşribe, 18

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: Ey Allah'ın Rasulü! Sen bizi çeşitli topluluklara gönderiyorsun. Biz onların yanında konaklıyoruz. Ancak bize ikram etmiyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz? diye sorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Eğer bir topluluğa misafir olursanız ve size misafire yapılan ikramı yaparlarsa bunu kabul edin. Eğer yapmazlarsa onlardan kendilerine gereken misafir hakkını alınız." [Ebû Davud şöyle demiştir: İşte bu hadis, kişinin hakkı olan bir şeyi alabileceğine dair güçlü bir delildir.]


    Öneri Formu
26954 D003752 Ebu Davud, Eti'me, 5

Bize Muhammed b. el-Musaffa el-Hımsî, ona Muhammed b. Harb, ona ez-Zübeydi, ona Mervan b. Ru'be et-Tağlibî, ona da Abdurrahman b. Ebu Avf, ona Mikdam b. Ma'dikerib'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Dikkat ediniz! Yırtıcı hayvanlardan köpek dişli olanlar, evcil eşek ve anlaşmalı ecnebîlerin kendilerine ihtiyaç duyulan buluntu malları helal değildir. Bir kimse bir topluluğa konuk olur da onu ağırlamazlarsa (o misafirin, bu topluluktan) misafirlik hakkını alma hakkı vardır."


    Öneri Formu
27100 D003804 Ebu Davud, Eti'me, 32

Bize Vekî ve Abdurrahman, onlara Süfyân, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa, Hz. Peygamber'in (sav) "Aç olanı doyurun, esiri özgürlüğüne kavuşturun, hastayı ziyaret edin" buyurduğunu rivayet etti. Abdurrahman [b. Mehdî] hadisteki 'hasta' kelimesini 'hastaları' şeklinde nakletti.


    Öneri Formu
68771 HM019746 İbn Hanbel, IV, 394


    Öneri Formu
10932 D001670 Ebu Davud, Zekât, 36


    Öneri Formu
11000 D001682 Ebu Davud, Zekât, 41


    Öneri Formu
27327 D003854 Ebu Davud, Eti'me, 54

Bize Ebu Nu'mân, ona Mu'temir b. Süleyman, ona babası (Süleyman b. Tarhan), ona Ebu Osman, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Ashâb-ı suffa fakir insanlardı. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştu: "Kimin evinde iki kişilik yemek varsa, üçüncü kişiyi; kimin yanında dört kişilik yemek varsa, beşinci ve altıncıyı götürsün." Ebu Bekir ashâb-ı suffa'dan üç kişiyi, Hz. Peygamber (sav) de on kişiyi eve götürmüştü. Bizim ev halkı; ben, babam, annem, eşim ve hem bizim evde hem de Ebu Bekir'lerin evinde hizmet eden bir hizmetçiden ibaretti. (Ravilerden Ebu Osman) Abdurrahman’ın ‘benim eşim’ ifadesini zikredip zikretmediğini bilmiyorum demiştir. Abdurrahman şöyle demiştir: (Babam) Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) evinde akşam yemeği yedi. Sonra yatsı namazı kılınıncaya kadar orada kaldı. Ardından döndü ve Hz. Peygamber'in (sav) akşam yemeği yemesine kadar orada kaldı. Gece belli bir vakit geçince evine geldi. (Ebu Bekir’in) Eşi ona 'Seni konuklarının yanında durmaktan alıkoyan nedir?' diye sordu. (Ebu Bekir de) 'Onlara hala yemek vermedin mi?' diye karşılık verdi. 'Onlara yemek verdim; ama sen gelmeden yemek istemediler' dedi. Abdurrahman şöyle dedi: Ben gidip saklandım. Babam Ebu Bekir 'Hay cahil!' dedi ve sövüp saydı. Sonra 'Boğazınızdan geçmesin, yeyin!' diyerek sitem etti. Ebu Bekir 'Vallahi ben bu yemekten asla yemem!' diye yemin etti. Abdurrahman şöyle dedi: Vallahi biz yemeğe el uzattığımızda her lokma alışımızda yemek artıyordu. Nihayet doydular. Yemek ise yenmeden önceki miktarından daha fazla idi. Ebu Bekir, yemeğe baktı, yemek olduğu gibi duruyordu, hatta öncekinden daha fazla idi. Eşine 'Ey Firas oğullarının kızı! Bu da ne böyle?' diye sordu. Eşi 'Gözümün nuruna yemin olsun! Bu yemek, önceki halinden üç kat daha fazla' dedi. Ebu Bekir yemekten yedi ve yeminini kastederek 'Bu ettiğim yemin şeytandandır' dedi ve bir lokma daha yedi. Sonra yemeği Hz. Peygamber'e (sav) götürdü. Yemek onun yanında sabaha kadar kaldı. Bir kavimle aramızda bir anlaşma vardı. Anlaşmanın vakti geldi. On iki kişiden her biriyle birlikte başka adamlar da vardı. Her biri ile birlikte kaç kişi olduğunu Allah bilir. Hepsi gelip bu yemekten yediler. (Ravi Ebu Osman) 'Böyle yahut benzer lafızlarla bildirmiştir' demiştir.


    Öneri Formu
4025 B000602 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 41