491 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu Hayr ona da Abdullah b. Amr, bir adamın Rasulullah'a (sav) hangi İslam daha hayırlıdır diye sorduğunu; Rasulullah'ın da; "Yemek yedirmen ve tanıdığına da tanımadığına da selam vermendir" buyurduğunu rivayet etmiştir.
Açıklama: Hadiste hayırlı olan İslam/davranış olarak zikredilen ikramda bulunmak ve ayırım yapmaksızın herkese selam vermek, şahsiyet inşasında eşik olarak görülebilecek iki davranıştır. Zira bunlar, bencilliği, cimriliği ve kibri terk etmek anlamına gelmektedir. Verebilmek infak edebilmek Allah dostu kılarken, tersi ise şeytana yaklaştırmaktadır.
Bana Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun! Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna ikramda bulunsun! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin!"
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Ahvas, ona Ebu Hasîn, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun!"
Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) -Ebu Hasîn'in hadisinin benzerindeki gibi- şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun!" Ancak bir rivayette, "komşusuna iyilik etsin" cümlesi de vardır.
Bize Müsedded ve Halef b. Hişam, o ikisine Ebu Avane, ona Mansur, ona Amir, ona da Ebu Kerime'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Misafiri bir gece ağırlamak, her müslüman üzerine bir haktır. Her kim bir kimsenin avlusunda sabahlayacak olursa, o kimseyi ağırlamak ev sahibi üzerine borçtur. İster bu borcu öder, isterse de ödemeyi terk eder ve borçlu kalır."
Bize Müsedded ve Halef b. Hişam, o ikisine Ebu Avane, ona Mansur, ona Amir, ona da Ebu Kerime'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Misafiri bir gece ağırlamak, her müslüman üzerine bir haktır. Her kim bir kimsenin avlusunda sabahlayacak olursa, o kimseyi ağırlamak ev sahibi üzerine borçtur. İster bu borcu öder, isterse de ödemeyi terk eder ve borçlu kalır."
Bize Müemmel b. Hişam, ona İsmail, ona Cüreyrî, ona Ebu Osman veya Ebu Selil, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Bize misafirler geldi. (Babam) Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) yanında geceleyin konuşuyordu. Bana sen bunların ziyafetini tamamlayıncaya kadar yanına dönmeyeceğim dedi. Misafirlerin yemeklerini getirdim. Onlar Vallahi, Ebu Bekir gelene kadar ağzımıza bir şey sürmeyiz dediler. Sonunda (babam) Ebu Bekir, geldi ve misafirleriniz ne yaptı, yemek yediler mi? diye sordu. Misafirler, hayır, (yemedik) dediler. Ben, onlara yemeklerini getirdim, yemediler. Vallahi, Ebu Bekir gelinceye kadar yemeyiz dediler, dedim. Onlar da doğru söylüyor, bize yemek getirdi ama sen gelene kadar yemek istemedik dediler. Babam onlara sizi yemekten meneden nedir? (Neden yemediniz) diye sordu. Senin Hz. Peygamber (sav) nezdindeki mevkiin (sebebiyle bekledik)dediler. Babam, vallahi, ben bu gece yemek yemeyeceğim dedi. Onlar da vallahi, biz de sen yemek yiyene kadar bir şey yemeyeceğiz dediler. Ebu Bekir, vallahi, hayatımda böyle kötü bir gece görmedim. Yemeğinizi yaklaştırın dedi. Yemekler, yaklaştırıldı. Ebu Bekir, besmele çekti ve yemekten aldı. Onlar da yediler. Öğrendim ki sabah olunca Ebu Bekir, Hz. Peygamber'e (sav) gidip kendisinin ve misafirlerin yaptığını haber vermiş. Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurmuş: "Bilakis (iyi etmişsin), sen yeminine onlardan daha itaatli ve (sözüne) daha sadıksın."
Bize Müemmel b. Hişam, ona İsmail, ona Cüreyrî, ona Ebu Osman veya Ebu Selil, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Bize misafirler geldi. (Babam) Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) yanında geceleyin konuşuyordu. Bana sen bunların ziyafetini tamamlayıncaya kadar yanına dönmeyeceğim dedi. Misafirlerin yemeklerini getirdim. Onlar Vallahi, Ebu Bekir gelene kadar ağzımıza bir şey sürmeyiz dediler. Sonunda (babam) Ebu Bekir, geldi ve misafirleriniz ne yaptı, yemek yediler mi? diye sordu. Misafirler, hayır, (yemedik) dediler. Ben, onlara yemeklerini getirdim, yemediler. Vallahi, Ebu Bekir gelinceye kadar yemeyiz dediler, dedim. Onlar da doğru söylüyor, bize yemek getirdi ama sen gelene kadar yemek istemedik dediler. Babam onlara sizi yemekten meneden nedir? (Neden yemediniz) diye sordu. Senin Hz. Peygamber (sav) nezdindeki mevkiin (sebebiyle bekledik)dediler. Babam, vallahi, ben bu gece yemek yemeyeceğim dedi. Onlar da vallahi, biz de sen yemek yiyene kadar bir şey yemeyeceğiz dediler. Ebu Bekir, vallahi, hayatımda böyle kötü bir gece görmedim. Yemeğinizi yaklaştırın dedi. Yemekler, yaklaştırıldı. Ebu Bekir, besmele çekti ve yemekten aldı. Onlar da yediler. Öğrendim ki sabah olunca Ebu Bekir, Hz. Peygamber'e (sav) gidip kendisinin ve misafirlerin yaptığını haber vermiş. Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurmuş: "Bilakis (iyi etmişsin), sen yeminine onlardan daha itaatli ve (sözüne) daha sadıksın."