Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Fadl b. Dükeyn, ona Ebu Umeys, ona Ali b. Akmer, ona da Ebu'l-Ahvas, Abdullah'ın (b. Mesud) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Yarın Allah'a Müslüman olarak kavuşmak isteyen kimse, namazlarını ezanın okunduğu yerde (mescitte) kılmaya devam etsin. Şüphesiz ki Allah (cc), Peygamberinize (sav) hidayet sünnetleri (sünen-i hüda) vermiştir. Bunlar da (bu namazlar da) hidayet sünnetlerdendir. Eğer cemaati terk edip namazı evinde kılan bu adamların yaptığı gibi, siz de namazlarınızı evlerinizde kılarsanız, Peygamberinizin (sav) sünnetini terk etmiş olursunuz. Peygamberinizin (sav) sünnetini terk ederseniz de doğru yoldan şaşarsınız. Bir kimse abdest alır, abdestinin güzel olmasına özen gösterirse ve sonra da namaz kılmak niyetiyle bu mescitlerden birine giderse, Allah (cc) onun attığı her bir adım için bir iyilik sevabı yazar, onun derecesini bir seviye yükseltir ve ondan bir günahı siler. Ben öyle günlerimize şahit oldum ki, sadece nifakı açıkça bilinen bir münafık cemaate katılmazdı. İnsanlar iki kişi arasında (zorlanarak) yürümeye çalışarak bile olsa mescide getirilip nihayet saftaki yerini alırdı.


    Öneri Formu
5458 M001488 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 257

Bize Müsedded, ona Ebu Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İnsanın cemaatle kıldığı namaz, evinde ve dükkânında kıldığı namazdan 25 derece daha faziletlidir. Sizden biri layıkıyla abdest alıp sadece namaz kılmak niyetiyle mescide geldiğinde, mescide girene dek attığı her adım ile Allah onu bir derece yükseltir ve (yine) attığı her adım ile onun bir günahını siler. Mescide girdiğinde ise, namaz onu alıkoyduğu müddetçe namazda gibidir. Namaz kıldığı yerde oturmaya devam ettiği ve abdest bozmadığı müddetçe melekler, 'Allah'ım, onu affet! Allah'ım, ona merhamet eyle!' diye dua ederler."


    Öneri Formu
2724 B000477 Buhari, Salat, 87

Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Ebu Ömer Hafs b. Gıyâs), ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bbu iki namazda bulunan fazileti bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka cemaate gelirlerdi. İçimden, müezzine emredeyim namaz için kamet getirsin sonra bir adama emredeyim o da insanlara namazda imamlık etsin sonra da ateşten meşaleler alarak cemaatle namaza gelmeyenlerin evlerini yakmayı düşündüm!."


    Öneri Formu
4873 B000657 Buhari, Ezan, 34

Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Esved ve Alkame şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud'u evinde ziyarete gittik, bize “(yanınızdaki) bu kişiler sizinle birlikte (cemaatle) namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de “hayır, kılmadılar” dedik. Bunun üzerine “o halde kalkın, birlikte namaz kılalım” dedi. Ancak bize ne ezan okumayı ne de kamet getirmeyi emretti. (Ravi) der ki: Arkasına geçip namaza durmak isteyince ellerimizden tutarak birimizi sağına, diğerimizi soluna aldı. Rükûa vardığımızda ellerimizi dizlerimize koyduk. (Bunu görünce) ellerimize vurdu, avuçlarını birbirine yapıştırıp ellerini uyluklarının arasına soktu (bize böyle yapmamızı öğretti). Namazını bitirince “Zaman gelecek, namazı vaktinde kılmayan, onu ölülerin doğuş vaktine (yani güneşin doğumuna) kadar geciktiren kişiler size yönetici olacak. Onları böyle yaparken gördüğünüzde, namazınızı kendi vaktinde kılın. Onlarla birlikte kıldığınız namazı da nafile olarak kabul edin. Eğer üç kişi olursanız cemaatle namaz kılın. Üçten fazla iseniz, içinizden biri size imamlık etsin. Rükûa vardığınızda kollarınızı uyluklarınıza yayarak kapanın, avuçlarınızı birbirine yapıştırarak (ellerinizi) koyun. Ben, Allah Rasulü’nün (sav) parmaklarının duruşundaki açıklığı hâlâ gözümde görüyor gibiyim” dedi. Ardından onlara (bize uygulamalı olarak) gösterdi."


    Öneri Formu
4315 M001191 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 26

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Yedi kimseyi Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır. Bunlar: Adaletli devlet reisi, Rabb'ine ibadet ederek yetişen genç, gönlü mescidlere bağlı kimse, birbirlerini Allah rızası için seven ve buluşmaları da ayrılmaları da bu sevgiye dayalı olan iki şahıs, itibarlı ve güzel bir kadın kendisiyle beraber olmak isteyince 'Ben Allah'tan korkarım' diyerek buna yanaşmayan erkek, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren adam, tenhâda Allah'ı anıp gözleri yaşla dolan kişidir."


    Öneri Formu
4877 B000660 Buhari, Ezan, 36

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr el-Abdî, ona Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona da Ebu Ahvas, Abdullah'ın (b. Mes'ud) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben aramızda ancak nifakı açıkça bilinen bir münafığın yahut bir hastanın cemaatten geri kaldığını (cemaate katılmadığını) görmüşümdür. Eğer bir kişi hasta ise mutlaka iki kişi arasında arasında yürüyerek bile olsa namaza gelirdi. -Abdullah b. Mes'ud sözünü şöyle sürdürdü- Şüphesiz Rasulullah (sav) bize hidayet sünnetlerini (sünen-i hüdâ) öğretti. (Namaz için) ezan okunan bir mescitte namaz kılmak da hiç şüphesiz hidayet sünnetlerindendir.


    Öneri Formu
5455 M001487 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 256

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hureyre (ra), Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yedi kimseyi Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır. Bunlar: Adaletli devlet reisi, Rabbine ibadet ederek yetişen genç, gönlü mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah rızası için seven ve buluşmaları da ayrılmaları da bu sevgiye dayalı olan iki şahıs, kendisiyle beraber olmak isteyen itibarlı ve güzel bir kadını 'Ben Allah’tan korkarım' diyerek reddeden erkek, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren adam, tenhâda Allah’ı anıp gözleri yaşla dolan kişidir."


    Öneri Formu
9653 B001423 Buhari, Zekat, 16

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Saîd b. İbrahim, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuş­tur: "İçimden öyle geçti ki emredeyim de namaza durulsun. Sonra ben namazda hazır bulunmayanların evlerine gideyim ve evle­rini kendileri içlerinde iken yakıvereyim"


    Öneri Formu
18140 B002420 Buhari, Husûmât, 5

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be, ona İbrahim el-Hecerî, ona da Ebu'l Ahvas'ın rivayet ettiğine göre Abdullah (b. Mes'ud) şöyle demiştir: Kim yarın Müslüman olarak Allah'ın (cc) huzuruna varmak isterse, şu beş vakit namazı, namaz için ezan okunan yerde (yani mescitte) kılmaya özen göstersin. Şüphesiz bu namazlar hidayet sünnetlerindendir. Allah (cc) Peygamberinize (sav) hidayet yoluna ulaştıran sünnetler vermiştir. Ömrüm üzerine yemin ederim ki, her biriniz namazını evinde kılarsa, Nebinizin (sav) sünnetini terk etmiş olursunuz. Nebi’nizin (sav) sünnetini terk ettiğinizde de doğru yoldan şaşarsınız. Ben aramızda ancak nifakı açıkça bilinen münafıkların cemaatten geri kaldığını (cemaate katılmadığını) bilirim. Yine ben bir kişinin iki kişi arasında arasında zorlanarak yürümeye çalışmak suretiyle bile olsa saftaki yerini aldığını görmüşümdür. Müslüman bir kimse abdest alır, bu abdestinin güzel olmasına özen gösterirse, sonra da namaz kılmak niyetiyle bir mescide giderse, sonra da namaza yürüyerek giderse, attığı her bir adım sebebiyle Allah (cc) onun derecesini bir seviye yükseltir ve ondan bir günahı siler.


    Öneri Formu
10740 İM000777 İbn Mâce, Mesâcid, 14

Bize İsmail b. Mesud, ona Hâlid, ona Said, ona Katade, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah, ona da Ebu Musa “Allah’ın Nebisi (sav) bize bir hutbe verdi. Bize sünnetimizi (yolumuzu) açıkladı, namazımızı öğretti ve şöyle buyurdu” diye rivayet etmiştir: "Namaz kıldığınız zaman saflarınızı dosdoğru tutun, sonra içinizden biri imam olsun. İmam tekbir getirdiği zaman siz de tekbir alın. İmam 'gayr'il-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediği zaman, siz de 'âmin' deyin, Allah duanızı kabul edecektir. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir alıp rükûa varın. Ancak imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediği zaman siz de 'Allahumme Rabbenâ lekel-hamd' deyiniz, Allah sizin duanızı işitir (kabul eder). Çünkü şüphesiz Allah, nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd edeni işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız, şüphesiz imam sizden önce secdeye varır ve sizden önce kalkar. [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyatta ise sizin her birinizin ilk söyleyeceği söz 'Ettahiyyâtu, ettayyibâtu, es-selavâtu lillahi, selamun aleyke eyyuhen nebiyyu, ve rahmetullahi ve barekâtu, selamun aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedu en lâ ilahe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve rasuluh' olsun. İşte bunlar yedi kelime olup, namazın tahiyyatı budur."


    Öneri Formu
25020 N001065 Nesai, Tatbik, 23