Giriş

Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kalp evirilip çevrildiği için kalp diye isimlendirilmiştir. Kalbin evirilip çevrilmesi, bir ağacın dalında asılı olan bir tüyün rüzgarla ters yüz evirilip çevrilmesi gibidir."


Açıklama: Sahih bir hadistir. Ebu Kebşe'nin cehaleti sebebiyle zayıf bir isnaddır.

    Öneri Formu
69466 HM019895 İbn Hanbel, IV, 409

Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ ve İbn Ebu Ömer -lafız İbn Ebu Ömer'e aittir- onlara Mervan el-Fezârî, ona Humeyd, ona da Enes şöyle dedi: Bir adam Bakî denilen yerde birine ya Ebe'l-Kâsım diye seslendi. Rasulullah (sav) dönüp ona baktı. Adam; ya Rasulullah! Ben seni kastetmedim. Filana seslendim dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi vermeyin."


    Öneri Formu
5500 M005586 Müslim, Âdâb, 1

Bize İbrahim b. Ziyad -onun lakabı Sebelân idi-, ona Abbad b. Abbad, ona Ubeydullah b. Ömer ve kardeşi Abdullah -Abbad, bu hadisi onlardan yüz kırk dört senesinde dinlemiş-, ona Nafi', ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Şüphesiz Allah'a en sevimli gelen isimleriniz, Abdullah ve Abdurrahmandır."


    Öneri Formu
5504 M005587 Müslim, Âdâb, 2

Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona Mansur, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etti: Aramızdan birinin oğlu oldu ve adını Muhammed koydu. Bunun üzerine kavmi ona Rasulullah'ın (sav) ismini koymana müsaade etmeyiz dediler. O da çocuğunu sırtına alarak yola çıktı ve Hz. Peygamber'e (sav) getirerek şöyle dedi: Ya Rasulallah! Bir oğlum oldu ve adını Muhammed koydum. Ama kavmim bana Rasulullah'ın (sav) ismini koymana müsade etmeyiz dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi vermeyin. Ben Kasım'ım! Aranızda taksim ediyorum."


    Öneri Formu
5505 M005588 Müslim, Âdâb, 3

Bize Hennâd b. Serî, ona Abser, ona Husayn, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etti: Aramızdan birinin oğlu oldu ve adını Muhammed (Kasım) koydu. Biz de Rasulullah'ın (sav) izni olmadıkça onun künyesini vermene müsaade etmeyiz dedik. O da Hz. Peygamber'e gitti ve benim bir oğlum oldu. Ona Rasulullah'ın oğlunun adını (Kasım) koydum. Ancak kavmim Rasulullah'tan (sav) izin almadıkça o künyeyi kullanmama müsaade etmedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın. Ben Kasım olarak gönderildim. Aranızda taksim ediyorum."


    Öneri Formu
5507 M005589 Müslim, Âdâb, 4

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona A'meş;(T) Bize Ebu Said el-Eşec, ona Vekî, ona Ameş, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Benim ismimi verim, künyemi kullanmayın. Çünkü ben Ebu'l-Kasım'ım! Aranızda taksim yaparım." [Ebu Bekir'in rivayetinde tekennev yerine lâ tektenû ibaresi yer almaktadır.]


    Öneri Formu
5512 M005591 Müslim, Âdâb, 5

Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Katade, ona Salim, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Ensardan bir adamın oğlu oldu ve adını Muhammed koymak istedi. Sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelerek bu konuyu sordu. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ensar ne iyi etti. Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın" buyurdu.


    Öneri Formu
5516 M005593 Müslim, Âdâb, 6

Bize Amr en-Nakıd ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Bizden bir adamın erkek çocuğu dünyaya geldi. Adını Kasım koydu. Biz de ona; sana Ebu'l-Kasım künyesini vermeyiz ve saygılı davranmayız dedik. Bunun üzerine o kişi Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve bu durumu anlattı. Hz. Peygamber de (sav); "oğluna Abdurrahman ismini ver" buyurdu.


    Öneri Formu
5521 M005595 Müslim, Âdâb, 7

Bize Behz ve Affân, onlara Süleyman; (T) Bize Hişâm, ona Süleyman b. Mu'temir, ona Affân, ona Sabit, ona Enes'in anlattığına göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bu gece benim bir oğlum oldu. Ona babam İbrahim'in ismini verdim." Sonra onu Medine'de Ebu Seyf diye bilinen demircinin hanımı Ümmü Seyf'e (süt emzirmesi için) verdi. Bir gün Rasulullah (sav) çocuğu getirmeye gitti. Ben de kendisiyle beraber gittim. Ebu Seyf'in yanına vardığımızda o körüğünü üfürüyordu ve ev dumanla dol­muştu. Rasulullah'ın (sav) önünden hızlıca yürüdüm ve 'Ya Ebu Seyf! Rasulullah (sav) geldi' dedim. O da körüğe üfürmeyi durdurdu. Rasulullah (sav) geldi ve çocuğu istedi. Onu bağrına bastı. Çocuğun Rasulullah'ın (sav) kucağında can çekiştiğini gördüm. Hz. Peygamber'in (sav) gözleri yaşardı ve o şöyle buyurdu: "Göz yaşarır, kalp üzülür, fakat biz sadece Rabbimizin razı olacağı sözleri söyleriz. Vallahi Ya İbrahim! Senin için çok hüzünlüyüz."


    Öneri Formu
60405 HM013045 İbn Hanbel, III, 194

Bize Hafs b. Gıyâs, ona Davud b. Ebu Hind ona Şa'bî', ona Ebu Cebira b. Dahhâk el-Ensârî, ona da halası şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde her birimizin bir veya iki lakabı vardı. Hz. Peygamber (sav) birini lakabı ile çağırdığında biz ona 'Ey Allah'ın elçisi! bu kişi lakabıyla çağrılmak istemiyor' dedik. Bunun üzerine 'Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın' (Hucurât 44/11) ayeti nazil oldu.


    Öneri Formu
74055 HM023615 İbn Hanbel, V, 380