413 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ ve İbn Ebu Ömer -lafız İbn Ebu Ömer'e aittir- onlara Mervan el-Fezârî, ona Humeyd, ona da Enes şöyle dedi: Bir adam Bakî denilen yerde birine ya Ebe'l-Kâsım diye seslendi. Rasulullah (sav) dönüp ona baktı. Adam; ya Rasulullah! Ben seni kastetmedim. Filana seslendim dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi vermeyin."
Bize İbrahim b. Ziyad -onun lakabı Sebelân idi-, ona Abbad b. Abbad, ona Ubeydullah b. Ömer ve kardeşi Abdullah -Abbad, bu hadisi onlardan yüz kırk dört senesinde dinlemiş-, ona Nafi', ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Şüphesiz Allah'a en sevimli gelen isimleriniz, Abdullah ve Abdurrahmandır."
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona Mansur, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etti: Aramızdan birinin oğlu oldu ve adını Muhammed koydu. Bunun üzerine kavmi ona Rasulullah'ın (sav) ismini koymana müsaade etmeyiz dediler. O da çocuğunu sırtına alarak yola çıktı ve Hz. Peygamber'e (sav) getirerek şöyle dedi: Ya Rasulallah! Bir oğlum oldu ve adını Muhammed koydum. Ama kavmim bana Rasulullah'ın (sav) ismini koymana müsade etmeyiz dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi vermeyin. Ben Kasım'ım! Aranızda taksim ediyorum."
Bize Hennâd b. Serî, ona Abser, ona Husayn, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etti: Aramızdan birinin oğlu oldu ve adını Muhammed (Kasım) koydu. Biz de Rasulullah'ın (sav) izni olmadıkça onun künyesini vermene müsaade etmeyiz dedik. O da Hz. Peygamber'e gitti ve benim bir oğlum oldu. Ona Rasulullah'ın oğlunun adını (Kasım) koydum. Ancak kavmim Rasulullah'tan (sav) izin almadıkça o künyeyi kullanmama müsaade etmedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın. Ben Kasım olarak gönderildim. Aranızda taksim ediyorum."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona A'meş;(T) Bize Ebu Said el-Eşec, ona Vekî, ona Ameş, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Cabir b. Abdullah Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Benim ismimi verim, künyemi kullanmayın. Çünkü ben Ebu'l-Kasım'ım! Aranızda taksim yaparım." [Ebu Bekir'in rivayetinde tekennev yerine lâ tektenû ibaresi yer almaktadır.]
Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Katade, ona Salim, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Ensardan bir adamın oğlu oldu ve adını Muhammed koymak istedi. Sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelerek bu konuyu sordu. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ensar ne iyi etti. Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın" buyurdu.
Bize Amr en-Nakıd ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Bizden bir adamın erkek çocuğu dünyaya geldi. Adını Kasım koydu. Biz de ona; sana Ebu'l-Kasım künyesini vermeyiz ve saygılı davranmayız dedik. Bunun üzerine o kişi Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve bu durumu anlattı. Hz. Peygamber de (sav); "oğluna Abdurrahman ismini ver" buyurdu.
Bize Ümeyye b. Bistam, ona Yezid b. Zürey’; (T) Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Uleyye, onlara Ravh b. Kasım, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Uyeyne hadisinin benzerini rivayet etti. Ancak Cabir rivayetinde; seni rahat bırakmayız ifadesini zikretmemiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Amr en-Nakıd, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Eyyüb, ona Muhammed b. Sirin, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın." [Amr, bu hadisi an Ebu Hureyre (Ebu Hureyre'den) şeklinde nakletmiş semi'tu (işittim) ifadesini kullanmamıştır.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, Ebu Said el-Eşec ve Muhammed b. el-Müsannâ el-Anezî -lafız İbn Nümeyr'e aittir-, onlara İbn İdris, ona babası, ona Simak b. Harb, ona Alkame b. Vail, ona da Muğîra b. Şube şöyle demiştir: Necrân'a geldiğim zaman (Hıristiyanlar) bana şunu sordular: Siz (Kur'an'da Meryem için) ey Harun'un kız kardeşi diye okuyorsunuz. Halbuki Musa, İsa'dan şu kadar sene öncedir. Rasulullah'ın (sav) yanına gelince bunu kendisine sordum. Bana; "onlar, önceki peygamberlerin ve salihlerin isimlerini koyarlardı" diyerek cevap verdi.