Giriş

Bize Haccac b. Minhal, ona Şu’be, ona Abdulmelik b. Meysera, ona Zeyd b. Vehb, ona da Hz. Ali şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) bana ibrişimle karışık alaca kumaştan yapılmış (siyerâ) bir elbise verdi. Ben de onu giymiştim. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem’in yüzünde öfke belirtisi gördüm. Ben de onu parçaladım hanımlarım (Hz. Fatma ve Fatma binti Esed b. Hişam; Hz. Ali'nin annesi) arasında bölüştürdüm.”


Açıklama: Hz. Fatma ve Fatma binti Esed b. Hişam; Hz. Ali'nin annesi arasında kumaşı paylaştırdı. İbn Hacer, Ahmed b. Ali, Fethu'l-Bâri Şerhi Sahihi'l-Buhâri, thk. Muhammed Fuad Abdülbâkî (Beyrut: Dâru'l-Ma'rife, 1379), 10/297.

    Öneri Formu
16791 B005366 Buhari, Nafakat, 11

Bize Sehl b. Bekkâr, ona Vüheyb, ona Amr b. Yahya, ona Abbas es-Sâidî Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Tebük’te Hz. Peygamber (sav) ile birlikte gaza etmiştik. (Bu sefer esnasında) Eyle Meliki (Buhnetü İbn Raübeti Hz. Peygamber'le antlaşma yapıp cizye verdi ve) Hz. Peygamber’e (sav) beyaz bir katır hediye etti. Ve kendisine de bir bürde giydirdi. Hz. Peygamber de ona yaşadıkları beldelerinde serbest ticaretleri için bir emânnâme yazdı.


Açıklama: İbn İshak'ın kaydettiği bu emanname mektubu şu şekildedir: " Bismillahirrahmanirrahim Bu eman Allah ve Allah'ın elçisi Muhammed Nebisinin Eyle halkının (büyüğü) Buhne b. Rüeybe'yedir. Onlara ait gemiler ve araçlari denizde ve karada Şam ehli, Yemen ve halkı ve bahr halkı arasında (ticaretlerinde)Allah ve onun Peygamberinin zimmetindedir. Onlardan birinin istemediği sürece malına dokunulmaz. Ancak gönül hoşluğu ile alabilir.Onları yoldaki sudan ve kara ve denizdeki gidecekleri yoldan kimse engelleyemez." İbn Battal, Şerhu Sahihi'l-Buhârî, 5/336.

    Öneri Formu
30839 B003161 Buhari, Cizye ve Muvâdea, 2

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdülvehhab, ona Eyyub, ona Amr, ona Tavus, onların en alimi diye nitelediği İbn Abbas’ın (ra)şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ekinleri hareket etmekte olan bir tarlaya çıktı ve “Bu arazi kimindir?” diye sordu. Ordakiler “Bu tarlayı filan kimse kira ile tuttu” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Dikkat edin! Eğer o mal sahibi bu kiracıya o tarlanın (kullanımını) bağışlasaydı, kendisi için bu arazi karşılığında belli bir ücret almasından daha hayırlı olurdu” dedi.


Açıklama: İbn Battal "minha" kelimesine tarlanın kendisinin hibe edilmesi değil kira ücreti alınmadan kullanıma verilmesi anlamında olduğunu muhacir'in ensarla kardeşliğinde de Hz. Peygamber Hayber'i fethethettiğinde ganimetler alan muhacir müslümanların belli bir süre kira ödemeksizin kullandıkları ensarın tarlalarını geri vermelerini delil getirmeiştir. bkz. İbn Battal, Ebu'l-Hasen Ali b. Halef, Şerhu Sahihu'l-Buhârî li İbn Battal, thk. Ebû Temim Yasir b. İbrahim (Riyad: Mektebetü'r-Rüşd, 1423/2003), 7/150.

    Öneri Formu
20854 B002634 Buhari, Hibe, 35

Bize İbrahim, ona Ebu Osman –ki adı Ca‘d’dır-, ona da Enes söyle rivayet etti: "Rifâaoğullarının mescidinde iken Enes bizim yanımıza geldi. Kendisinden şunları duydum 'Ne zaman Nebî (sav), Ümmü Süleym’in [Enes b. Mâlik'in annesi] tarafına yolu düşse, onun yanına gider ve ona selam verirdi.' Sonra Enes, şöyle dedi 'Peygamber (sav) Zeynep ile evlenip güvey olmuştu. Ümmü Süleym bana 'Keşke Rasulullah’a (sav) bir hediye verebilsek', deyince ben ona 'Ver o zaman' dedim. O da hurma, saf yağ ve keş tedarik ederek bir çömlek içerisinde hayse yemeği yaptı ve benimle Ona (sav) gönderdi. Ben de onu Rasulullah’a (sav) götürdüm. Kendisi bana 'Yemeği koy!' buyurdu. Sonra (adlarını sıraladığı kişileri kastederek) bana 'Şu şu adamları ve yolda karşılaştığın kim varsa davet et!' talimatı verdi. Emrini yerine getirip geri döndüm. Bir de baktım ev gelenlerle dolup taşmış. Sonrasında şunları gözlemledim 'Nebî (sav) iki elini haysenin üzerine koydu ve Allah'ın söylemesini murad ettiği bazı kelimeleri söyledi. Sonra davetlileri onar onar sofraya çağırmaya başladı. Gelenler yemeğe koyuldular. Rasulullah (sav) onlara 'Allah’ın adıyla başlayın ve herkes önünden yesin!' buyuruyordu. Sonunda yemekten hepsi kalktı ve gidecekler evden çıktılar. Birkaç kişi kalıp sohbete daldılar. Bu arada ben de sıkılmaya başladım. Sonra Nebî (sav) hanımlarının odalarına doğru çıktı. Ben de peşinden çıkıp 'Gittiler!' dedim. Bunun üzerine dönüp eve girdi ve evin perdesini sarkıttı. O (sav) şu ayetleri okurken ben de odada idim 'Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağrılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez.' (Ahzâb, 33/53). Ebu Osman dedi ki 'Enes Rasulullah’a (sav) on yıl hizmet ettiğini söyledi.'


Açıklama: Hadiste geçen "hayse", çekirdeği çıkarılmış hurmayı safi yağ ve keşe katıp içine kavrulmuş un ilave edilerek yapılan bir Arap yemeğidir bkz. Asım Efendi, Kâmus Tercemesi, İstanbul: Matbaatü’l-Osmaniye, 1305, III, 230.

    Öneri Formu
14980 B005163 Buhari, Nikah, 64

Bize Müslim, ona Ebu Ukayl, Ebu Mütevekkil en-Nâcî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Cabir b. Abdullah b. Abdullah el-Ensârî’ye gittim ve “Hz. Peygamber'den (sav) işittiğin bir hadisi bana rivayet et” dedim. Şöyle anlattı: Seferlerinin birinde Hz. Peygamber'le birlikte yolculuk ettim. -Ravi Ebu Akîl Ebü’l-Mütevekkil’in yolculuğun bir gazve yolculuğu mu yoksa bir umre yolculuğu mu dediğini bilmiyorum, demiştir. - Seferden döndüğümüz zaman Hz. Peygamber “Kim ailesine erkenden kavuşmak isterse çabuk gitsin” buyurdu. Cabir dedi ki: 'Ben kül renkli devem üzerine binmiş olarak döndüm. Bu devede başka renk yoktu (yânî rengine başka renk karışma¬mıştı). İnsanlar benim arkamda idiler. İşte ben böyle herkesin önünde yol alırken devem yorgunluktan dolayı birden durdu. Bunun üzerine Hz. Peygamber bana “Ey Cabir! Deveni sıkı tut!” buyurdu ve kamçısıyle ona bir kerre vurdu. Vurmasıyle beraber deve yerinden sıçrayıp hareket etti. Müteakiben Hz. Peygamber “Deveyi satar mısın” diye sordu. “Evet” dedim. Nihayet Medine'ye geldiğimizde ve Peygamber de sahabî grupları içinde Mescid’e girdiğinde ben de devemi Mescid'in kenarındaki taş döşemeliğe bağlayarak yanına girdim. Ve kendisine “İşte (benden satın aldığın) deven buradadır” dedim. Hz. Peygamber (sav) Mescid’den çıktı ve “Bu deve bizim devemizdir" diyerek, devenin etrafında dolaşmaya başladı. Akabinde Hz. Peygamber (sav), birkaç ukıyye altın yolladı ve “Bunu Câbir'e verin” buyurdu. Bundan sonra bana “Devenin bedelini tastamam aldın mı?” dedi. Ben “Evet aldım” dedim. Hz. Peygamber “O bedel de, o deve de (hibe olarak) senindir” dedi.


Açıklama: Hz. Peygamber'in devesi geride kaldığında hayvanı uyarmak maksadı ile onu kamçılanması ele alınmış ve hayvanların da gücü yeten konular da sahibi tarafından bu şekilde uyarılabileceği yorumu yapılmıştır. İbn Battal, Ebu'l-Hasen Ali b. Halef, Şerhu Sahihi'l-Buhârî li İbn Battal, thk. Ebû Temim Yasir b. İbrahim (Beyrut: Mektebetü'r-Rüşd, 1423/2008), 5/64.

    Öneri Formu
29039 B002861 Buhari, Cihad, 49

Bize Müsedded, ona İsa b. Yunus, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Ebu Kebşe es-Selûli, ona da Abdullah b. Amr'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kırk haslet vardır ki, bunların en üstünü (muhtaç bir mü'mine) sağmal bir keçi hediye etmektir. Kim bu kırk hasletten herhangi birini sevabını umarak ve vaad edileni tasdik ederek yaparsa, bu sayede Allah onu mutlaka cennete sokar.” Hassan dedi ki: “Biz sağmal keçi hediyesi dışında kalan hasletleri saydık; selam almak, aksırana يرحمك الله (Allah sana merhamet eylesin) demek, yoldan eziyet veren şeyleri kaldırmak ve benzeri amelleri saydık; fakat bütün bunları onbeş haslete bile ulaştıramadık.”


    Öneri Formu
20851 B002631 Buhari, Hibe, 35

Bize Abdullah b. Ebü’l-Esved, ona Mu’temir, ona babası Enes b. Mâlik’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti:(Ensâr’dan olan) bir kimse kendi hurmalığından bazı hurma ağaçlarını Hz. Peygamber’e (sav) hediye olarak ayırır, verirdi. Bu Peygamber’e hurma ağacı ayırma işi, Kurayza’yı ve Nadîr’i fethetmesine kadar sürdü. Bunların fethinden sonra Hz. Peygamber, Ensâr’ın hurma ağaçlarını kendilerine geriye veriyordu.


    Öneri Formu
31197 B004030 Buhari, Megâzî, 14

Abdullah b. Muhammed el-Cu’fî, ona Yunus b. Muhammed, ona Şeyban, ona Katâde, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etti: (Dümetü'l-cendel meliki Ukeydir tarafından) Hz. Peygamber’e (sav) ince atlas bir cübbe hediye edildi. Hz. Peygamber (erkekleri) ipekli kullanmalarını yasakladığından, insanlar (Hz. Peygamber’in bunu kabul etmesine) hayret ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de: “Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki Sa’d ibn Muâz’ın cennetteki mendilleri muhakkak ki bundan daha güzeldir” dedi.


    Öneri Formu
32562 B003248 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 8

Bize Müsedded, ona Yahya b. Sa’id, ona Süfyan, ona Ebu İshak, ona da Berâ b. Âzib’in (ra) şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'e (sav) ipekten bir elbise getirildi. Sahâbîler, onun güzelliğini ve yumuşaklığını beğendiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Elbette Sa’d b. Muâz’ın cenneteki mendilleri bundan daha üstündür” dedi.


    Öneri Formu
32563 B003249 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 8

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şu’be, ona Hişam b. Zeyd, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etti: Biz (bir seferde) Merru'z-Zahrân’da iken bir tavşanı ürkütüp kaçırdık. Bazıları arkasından koştular, nihayet yorulup aciz kaldılar. Ben de hayvanın arkasından koştum ve sonunda onu yakalayıp Ebu Talha'ya getirdim. Ebu Talha hayvanın inciğini ve iki budunu (benimle) Hz. Peygamber’e (sav) yolladı. Hz. Peygamber de (sav) bu tavşan hediyesini kabul etti.


    Öneri Formu
17098 B005489 Buhari, Zebaih ve's-Sayd, 10