Giriş

Bize Salt b. Muhammed, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyûb, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Misver b. Mahrame şöyle demiştir: Ömer vuruldu­ğu zaman ıstırap duymaya ve endişelenmeye başladı. Hemen İbn Abbâs yanına gelerek endişesini gidermek ve teselli etmek maksadıyla “Ey Müminlerin Emiri, eğer bu darbeden dolayı ölüm olursa, va­ziyetten o kadar endişe etme. Yemin olsun, muhakkak sen Rasulullah'a (sav) yâr oldun ve O'na çok güzel dostluk ettin. Sonra Rasulullah senden hoşnut olduğu halde sen O'ndan ayrıldın. Ondan sonra Ebu Bekir'e arkadaş oldun. Ona da pek iyi yoldaş oldun. Sonra Ebu Bekir de senden hoşnut ve razı olduğu halde, ondan ayrıldın. Sonra Peygam­ber'in (sav) ve Ebu Bekir'in bunca arkadaşlarına dost oldun, bunlara da pek güzel dostluk ettin. Eğer sen (bu defa ) sahabeden ayrılırsan, muhakkak onlar senden hoşnut ve razı oldukları hâlde ayrılacaksın” dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: Rasulullah ile sohbet ve O'nun hoşnutluğu hakkında zikret­tiğin o güzel hâtıralar Yüce Allah'ın bana bahşettiği bir minnet ve ihsanıdır. Ebu Bekir'in sohbeti ve onun benden hoşnutluğu hakkın­da zikrettiğin hâtıralar da yine hiç şüphesiz zikri ulu olan Allah'ın bir minnet ve ihsanıdır ki, onu bana bahsetmiştir. Senin şu anda bende görmekte olduğun ıstırap ve endişeme gelince, o senin için ve senin en yakın ve en sadık dostların içindir. Vallahi şayet benim şu yer dolusu altınım olaydı azız ve celîl olan Allah'ın azabından kurtulmak için o azabı görmeden önce bu altınları (hiç tereddüt etmeden) mu­hakkak feda ederdim. Hammâd b. Zeyd der ki: Bize Eyyûb, ona İbn Ebu Müleyke, ona da İbn Abbâs "ben Ömer'in yanına girdim” demiş ve bu hadisi rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammâd b. Zeyd arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280755 B003692-2 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 6

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona İbn Cüreyc, ona Abdülkerim, ona Abdullah b. Hâris'in azatlısı Miksem, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Müminlerden oturanlar (الْقَاعِدُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ)", Bedir harbine çıkmayanlar, "Savaşanlar (الْمُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ)" ise Bedir harbine çıkanlardır, demiştir


    Öneri Formu
30939 B003954 Buhari, Megâzî, 5

Bize Muhammed b. Miskin, ona Ebu Hasan, ona Yahya b. Hassân, ona Süleyman, ona Şerîk b. Ebu Nemir, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: Evden abdestli olarak evden çıkıp kendi kendime “bugün Rasulullah'tan hiç ayrılmayacağım, hep onunla birlikte olacağım” dedim. Râvî der ki: Ebu Musa bu niyetle mescide geldi ve Peygamber'i (sav) sordu. Oradakiler “Peygamber (sav) mescitten çıktı ve şu tarafa yönelip gitti” dedi­ler. (Ebu Musa der ki:) Mescitten çıkıp Peygamber'i(sav) sora sora izini takip edip edip gittim ve onu Erîs Kuyusu (bostanına) girmiş olarak buldum. Ben de Bostanın hurma dalından yapılmış olan kapısında oturdum. Nihayet Rasûlullah ihtiyacını giderip abdest aldı. Ben de kalkıp O'nun yanına var­dım ve gördüm ki Rasulullah (sav) Erîs Kuyusu'nun ağzında oturmuş ve iki bacağını açarak kuyuya sarkıtmıştı. Varıp selâm verdim. Sonra geri dönüp kapının yanına oturdum ve kendi kendime “bugün ben muhakkak Rasûlullah'ın (sav) kapıcısı olacağım” dedim. Bu sırada Ebu Bekir geldi, kapıya vurdu. Ben “kimdir o?” diye sordum. “Ebu Bekir” dedi. “biraz bekle” dedim, Sonra gittim ve “ey Allah'ın Rasulü, şu bekleyen Ebu Bekir, girmek için izin istiyor” dedim. Rasulullah (sav) "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Hemen geri döndüm ve Ebu Bekir'e “buyur gir, Rasulullah (sav) seni cennetle müjdeliyor” dedim. Ebu Bekir içeriye girdi ve kuyu başında Rasulullah'ın sağ yanına oturdu ve Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi bacakla­rını açarak ayaklarını kuyuya sarkıttı. Ben dönüp yerime oturdum. Ben kardeşimi abdest alıp arkam­dan bana yetişmek üzere geride bırakmıştım. -kardeşini kastederek- “Allah falanca kuluna hayır dilerse, şimdi o da buraya ge­lir” dedim. Bu sırada biri kapıya vurdu. “Kimdir o?” dedim. “Ömer b. Hattâb girmek için izin istiyor” dedi. Ben de “biraz bekle” dedim. Sonra Rasulullah'a gelip selâm verdim ve “Ömer b. Hattâb, yanınıza girmek için izin is­tiyor” dedim. Rasulullah (sav) "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Geldim ve Ömer'e “buyur gir, Rasulullah (sav) seni cennetle müjdeledi” dedim. Ömer de girdi ve kuyu başında Rasulullah'ın sol ta­rafına oturdu. ve iki ayağını kuyuya sarkıttı. Ben kapı ya­nındaki yerime dönüp oturdum ve “eğer Allah falanca kimseye hayır dilemişse, o da buraya ge­lir” dedim. Yine biri gelip kapıyı vurdu. “Kimdir o?” dedim. “Osman b. Affân” dedi. “biraz bekle” dedim ve gelip haber verdim. Rasulullah (sav) "Ona izin ver ve kendisine, erişecek belâ ve imtihan üzerine onu cennetle müjdele" buyurdu. Ben de geldim ve Osman'a “buyur gir, Rasulullah (sav) sana erişecek belâ ve musibet üzerine cennet­le müjdeledi” dedim. O da girdi, ancak kuyu başı dolmuş olduğu için Rasulullah'­ın (sav) karşısında başka tarafa oturdu. Şerîk der ki: Saîd b. Müseyyeb “bu oturuş tarzını onların kabirleri şeklinde yorumladım” demiştir.


    Öneri Formu
34699 B003674 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5

Bize Salt b. Muhammed, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyûb, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Misver b. Mahrame şöyle demiştir: Ömer vuruldu­ğu zaman ıstırap duymaya ve endişelenmeye başladı. Hemen İbn Abbâs yanına gelerek endişesini gidermek ve teselli etmek maksadıyla “Ey Müminlerin Emiri, eğer bu darbeden dolayı ölüm olursa, va­ziyetten o kadar endişe etme. Yemin olsun, muhakkak sen Rasulullah'a (sav) yâr oldun ve O'na çok güzel dostluk ettin. Sonra Rasulullah senden hoşnut olduğu halde sen O'ndan ayrıldın. Ondan sonra Ebu Bekir'e arkadaş oldun. Ona da pek iyi yoldaş oldun. Sonra Ebu Bekir de senden hoşnut ve razı olduğu halde, ondan ayrıldın. Sonra Peygam­ber'in (sav) ve Ebu Bekir'in bunca arkadaşlarına dost oldun, bunlara da pek güzel dostluk ettin. Eğer sen (bu defa ) sahabeden ayrılırsan, muhakkak onlar senden hoşnut ve razı oldukları hâlde ayrılacaksın” dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: Rasulullah ile sohbet ve O'nun hoşnutluğu hakkında zikret­tiğin o güzel hâtıralar Yüce Allah'ın bana bahşettiği bir minnet ve ihsanıdır. Ebu Bekir'in sohbeti ve onun benden hoşnutluğu hakkın­da zikrettiğin hâtıralar da yine hiç şüphesiz zikri ulu olan Allah'ın bir minnet ve ihsanıdır ki, onu bana bahsetmiştir. Senin şu anda bende görmekte olduğun ıstırap ve endişeme gelince, o senin için ve senin en yakın ve en sadık dostların içindir. Vallahi şayet benim şu yer dolusu altınım olaydı azız ve celîl olan Allah'ın azabından kurtulmak için o azabı görmeden önce bu altınları (hiç tereddüt etmeden) mu­hakkak feda ederdim. Hammâd b. Zeyd der ki: Bize Eyyûb, ona İbn Ebu Müleyke, ona da İbn Abbâs "ben Ömer'in yanına girdim” demiş ve bu hadisi rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
34717 B003692 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 6

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Saîd, ona ona Katâde, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) beraberinde Ebu Bekir, Ömer ve Osman olduğu hâlde Uhud Dağı'na çıkmıştı. Orada bulun­dukları sırada dağ deprendi. Peygamber (sav) -zannediyorum ayağıyla dağa vurup- "ey Uhud sakin ol, senin üzerinde bir Peygamber, bir Sıddık ve iki şehit bulunmaktadır" buyurdu.


    Öneri Formu
34722 B003697 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 7

Bize Muhammed b. Râfi, ona Hüseyin, ona Zâide, ona Ebu Hasîn, ona da Sa'd B. Ubeyde şöyle demiştir: Bir adam İbn Ömer'e gelip Osman hakkında fikrini sordu. İbn Ömer, Osman'ın güzel tavır ve işlerinden bahsetti sonra da o kimseye “herhalde bu anlattığım şeyler hoşuna gitmedi” dedi. O kimse “Evet” dedi. İbn Ömer “Allah senin burnunu sürtsün” dedi. Sonra o kimse İbn Ömer'e Ali hakkındaki fikrini sordu. İbn Ömer, Ali'nin güzel tavır ve davranışlarını saydı ve “işte Ali budur, evi de Peygamber'in (sav) evlerinin tam ortasındadır (en güzelidir)” dedi, sonra “herhalde bu anlattığım şeyler hoşuna gitmedi” dedi. O adam “evet” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer ona “Allah senin burnunu sürtsün. Git benim aleyhime elinden ne geliyorsa onu yap” dedi.


    Öneri Formu
34756 B003704 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 9

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona Ebu Osman, ona da Ebu Mûsâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir bostana girdi de bana bostanın kapısında bekçilik yapmamı emretti. Derken bir adam geldi ve içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Kapıyı açınca Ebu Bekir'le karşılaştım. Sonra bir başkası geldi, içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) yine "ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele" buyurdu. Gördüm ki gelen Ömer'miş. Sonra başkası biri geldi, o da içeri girmek için izin istedi. Hz. Peygamber (sav) biraz sus­tu, sonra "ona izin ver ve kendisine isabet edecek belâ ve imtihan üzerine cennetle müjdele" buyurdu. Kapıyı açınca Osmân b. Affân ile karşılaştım. Hammâd der ki: Bize Asım el-Ahvel ve Ali b. el-Hakem, onlara Ebu Osman, ona da Ebu Musa bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şu eklemeyi yapmıştır: Peygamber (sav) içinde su olan bir yerde otur­muş idi, iki diz kapağı yahut bir diz kapağı açılmıştı. Osman oraya girince Peygamber hemen açık olan yerini örttü.


    Öneri Formu
280757 B003695-3 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 7


    Öneri Formu
34550 B003662 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 5


    Öneri Formu
34731 B003698 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 7


    Öneri Formu
34986 B003857 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 30