24 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Ashâb-ı suffe fakir insanlardı. Rasulullah (sav) bir keresinde şöyle demişti: "Kimin yanında iki kişilik yemek varsa üç kişiyi; kimin yanında dört kişilik yemek varsa beşinci ve altıncıyı götürsün." Yahut buyurduğu gibidir. [Babam] Ebu Bekir de üç kişi getirmişti. Hz. Peygamber (sav) on kişi götürmüş, Ebu Bekir ise üç kişi götürmüştü. Ben, babam ve annem üç kişiydik. -'Eşim de' deyip demediğini bilmiyorum. Bizim evimizle Ebu Bekir'in evi arasında hizmet gören bir kişi de vardı.- Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) yanında akşam yemeği yemişti ve yatsı namazını kılana kadar orada kalmıştı. Hz. Peygamber (sav) uykuya daldıktan bir süre sonra [Ebu Bekir] [evine] gelmişti. Hanımı ona [Ebu Bekir'e] 'Misafirlerinin yanına gelmekten yahut misafirinin yanına gelmekten seni alıkoyan ne idi?' diye sordu. Ebu Bekir [hanımına] 'Sen onlara akşam yemeği vermedin mi?' diye sordu. Hanımı, 'Sen gelinceye kadar yemek istemediler. [Evdekiler] Onlara yemek arzettiler; ancak onlar yememekte ısrar ettiler.' Abdurrahman, 'Ben gidip saklandım.' (Babam) Ebu Bekir: 'Cahil!' diye seslendi, beddua ve sitem etti. "Yeyin, afiyet olmasın! Vallahi ben bu yemekten asla yemem!" dedi. Bu yemekten bir lokma aldığımızda altından yenisi geliyor, yemek artıyordu. Sonunda doyana kadar yedik ama yemek daha fazla oldu. Ebu Bekir, yemeğe baktı. Yemek ilk geldiği kadar hatta daha fazlaydı. Karısına "Firâsoğullarının kızı! Bu ne böyle?" diye sordu. "Gözümün nuruna yemin olsun! İlk getirdiğim yemekten üç kat daha fazla" dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir yemekten yedi ve "Ettiğim yemin şeytandanmış" dedi. Yemekten bir lokma aldı ve onu Rasulullah'a (sav) götürdü. Yemek, Rasulullah'ın (sav) evinde kaldı. Bizimle bir topluluk arasında bir akit vardı. Akit zamanı gelmişti. On iki kişiden her biriyle birlikte başka adamlar da vardı. Sayısını Allah bilir. Onların hepsi, gelip bu yemekten yediler. Yahut dediği gibidir.
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Bize Ebu Nu'mân, ona Mu'temir b. Süleyman, ona babası (Süleyman b. Tarhan), ona Ebu Osman, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: Ashâb-ı suffa fakir insanlardı. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştu: "Kimin evinde iki kişilik yemek varsa, üçüncü kişiyi; kimin yanında dört kişilik yemek varsa, beşinci ve altıncıyı götürsün." Ebu Bekir ashâb-ı suffa'dan üç kişiyi, Hz. Peygamber (sav) de on kişiyi eve götürmüştü. Bizim ev halkı; ben, babam, annem, eşim ve hem bizim evde hem de Ebu Bekir'lerin evinde hizmet eden bir hizmetçiden ibaretti. (Ravilerden Ebu Osman) Abdurrahman’ın ‘benim eşim’ ifadesini zikredip zikretmediğini bilmiyorum demiştir. Abdurrahman şöyle demiştir: (Babam) Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) evinde akşam yemeği yedi. Sonra yatsı namazı kılınıncaya kadar orada kaldı. Ardından döndü ve Hz. Peygamber'in (sav) akşam yemeği yemesine kadar orada kaldı. Gece belli bir vakit geçince evine geldi. (Ebu Bekir’in) Eşi ona 'Seni konuklarının yanında durmaktan alıkoyan nedir?' diye sordu. (Ebu Bekir de) 'Onlara hala yemek vermedin mi?' diye karşılık verdi. 'Onlara yemek verdim; ama sen gelmeden yemek istemediler' dedi. Abdurrahman şöyle dedi: Ben gidip saklandım. Babam Ebu Bekir 'Hay cahil!' dedi ve sövüp saydı. Sonra 'Boğazınızdan geçmesin, yeyin!' diyerek sitem etti. Ebu Bekir 'Vallahi ben bu yemekten asla yemem!' diye yemin etti. Abdurrahman şöyle dedi: Vallahi biz yemeğe el uzattığımızda her lokma alışımızda yemek artıyordu. Nihayet doydular. Yemek ise yenmeden önceki miktarından daha fazla idi. Ebu Bekir, yemeğe baktı, yemek olduğu gibi duruyordu, hatta öncekinden daha fazla idi. Eşine 'Ey Firas oğullarının kızı! Bu da ne böyle?' diye sordu. Eşi 'Gözümün nuruna yemin olsun! Bu yemek, önceki halinden üç kat daha fazla' dedi. Ebu Bekir yemekten yedi ve yeminini kastederek 'Bu ettiğim yemin şeytandandır' dedi ve bir lokma daha yedi. Sonra yemeği Hz. Peygamber'e (sav) götürdü. Yemek onun yanında sabaha kadar kaldı. Bir kavimle aramızda bir anlaşma vardı. Anlaşmanın vakti geldi. On iki kişiden her biriyle birlikte başka adamlar da vardı. Her biri ile birlikte kaç kişi olduğunu Allah bilir. Hepsi gelip bu yemekten yediler. (Ravi Ebu Osman) 'Böyle yahut benzer lafızlarla bildirmiştir' demiştir.