180 Kayıt Bulundu.
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Ebu Yunus, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazda biriniz âmin dediğinde, melekler de semada âmin derler. Bu iki âmin birbirine denk geldiğinde, (âmin diyen) kulun geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona da Ebu İshak şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Yezid el-Hatmî'yi -ki o yalancı değildir- insanlara hutbe verirken işittim. O, Bera'dan rivayetle onların, Rasulullah (sav) ile (namaz kılarken) başlarını rükûdan kaldırdıklarında ayakta beklediklerini, onun secde ettiğini gördüklerinde ise secdeye gittiklerini nakletmiştir."
Bize Rabî' b. Nafi', ona Ebu İshak el-Fezârî, ona Ebu İshak İshak (Süleyman b. Feyrûz), ona da Muharib b. Disar şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Yezid'i hutbe verirken dinledim. Bera'dan naklen onların, Rasulullah (sav) ile beraber namaz kıldıklarını, o rükûa gittiğinde onların da rükûa gittiğini, o 'semi'allâhu li men hamide' dediğinde ise onların Hz. Peygamber'i (sav), alnını yere koyana kadar ayakta beklediklerini, ardından onu izlediklerini rivayet etmiştir.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Muhammed b. Ziyad, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sizden biri, imam secdede olduğu halde başını kaldırdığında Allah'ın onun başını eşek başına -ravilerden biri şüpheye düşüp görünüşünü eşek görünüşüne dedi- dönüştürmesinden korkmaz mı?"
Bize Ebu Said el-Eşec, ona Yunus b. Bükeyr, ona Muhammed b. İshak, ona Abdurrahman el-Esved, ona babası (Esved b. Yezid), ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etmiştir: "Teşehhüdü gizli okumak sünnettendir." [Ebu İsa şöyle demiştir: İbn Mesud hadisi, hasen-garîb bir hadistir. İlim ehli nezdinde amel buna göredir.]
Bize Muhammed b. Musaffa el-Hımsî, ona Bakiyye, ona ez-Zübeydi, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), namaza durduğunda omuzlarının hizasına denk gelene kadar ellerini kaldırır, sonra (ellerini) aynı şekilde (kaldırarak) tekbir getirip rükûa giderdi. Ardından, sırtını doğrultmak istediğinde omuzlarının hizasına dek (ellerini) kaldırır, akabinde, semi'allâhu li men hamideh deyip secdelerde ellerini kaldırmazdı. Namazı bitene dek rükûdan önce tekbir getirdiği her seferde ellerini kaldırırdı."
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere el-Cüşemî, ona Abdulvâris b. Said, ona Muhammed b. Cuhâde, ona da Abdulcebbâr b. Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: "Ben babamın namazını akledemeyecek kadar küçük bir çocuk idim. Bana Vail b. Alkame, ona da Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: Ben Rasulullah (sav) ile birlikte namaz kıldım. Tekbir getirdiğinde ellerini kaldırdı. Ardından (elbisesine) büründü. Sonra da sağ elini sol elinin üzerine koyup ellerini elbisesinin içine soktu. Rükûa gitmek istediğinde ellerini çıkarıp onları kaldırdı. Başını rükûdan kaldırmak istediğinde ellerini kaldırdı. Daha sonra secde edip alnını avuçları arasına koydu. Başını secdelerden kaldırmak istediğinde namazını bitirene kadar aynı şekilde ellerini kaldırdı." [(Ravi) Muhammed şöyle demiştir: Bu durumu Hasan b. Ebu Hasan'a bildirdim. O, işte bu Rasulullah'ın (sav) namazıdır! Onu yapan yaptı, terk eden de terk etti! dedi.] [Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Hemmam, İbn Cuhade vasıtasıyla nakledip secdelerden sonra elleri kaldırma (meselesini) zikretmemiştir.]
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Asım b. Küleyb, ona babası (Küleyb b. Şihab), ona da Vail b. Hucr şöyle rivayet etmiştir: "(Kendi kendime), muhakkak Rasulullah'ın (sav) nasıl namaz kıldığına bakacağım dedim. (Vail, devam ederek şöyle) dedi: Hz. Peygamber (sav) kalkıp kıbleye yöneldi, tekbir getirdi, ellerini kulaklarına hizalayana dek kaldırdı. Sonra, sağ elini sol elinin üzerine koydu. Rükûa gitmek istediğinde (ellerini, ilk seferki) gibi kaldırdı. Daha sonra ellerini dizlerinin üzerine koydu. Başını rükûdan kaldırdığında (ellerini, yine ilk seferki) gibi kaldırdı. Secde ettiğinde başını, önündeki yere koyuverdi. Ardından oturdu, sol ayağını yayıp sol elini sol uyluğuna koydu. Sağ dirseğini de sağ uyluğuna değmeyecek kadar kaldırdı. Serçe ve yüzük parmağını birleştirdi, orta ve baş parmağını ise halka şekline getirdi." [(Bişr b. Mufaddal, hocası Âsım b. Küleyb'i) böyle yaparken görmüştür. Bişr, baş ve orta parmağını halka şekline getirip işaret parmağı ile işarette bulunmuştur.]