Giriş

Bize Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi', ona Heysem b. Humeyd, ona Yahya b. Haris, ona Kasım b. Abdurrahman ona da Ebu Ümame'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Vakitleri) arasında lüzumsuz bir söz ya da iş bulunmadan bir namazın ardından kılınan namaz, illiyyîn'de yazılır."


Açıklama: İlliyyîn, iyilerin amel defterlerinin bulunduğu yüce bir mekândır (İlyas Üzüm, "İlliyyîn", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Erişim 19 Şubat 2020).

    Öneri Formu
9421 D001288 Ebu Davud, Tatavvu', 12

Bize Said b. Yahya b. Said el-Kuraşî, ona babası (Yahya b. Said), ona Ebu Bürde b. Abdullah b. Ebu Bürde ona da Ebu Bürde'nin naklettiğine göre Ebu Musa (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e 'Ey Allah'ın Rasulü! Müslümanların hangisi en faziletlidir?' diye sordular. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Müslümanların dilinden ve elinden (gelecek zarardan) güvende olduğu kimsedir."


    Öneri Formu
654 B000011 Buhari, İman, 5

Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Âmir, ona Muhammed b. Hilal ona da babasının (Hilal b. Ebu Hilal) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Meclislerde Hz. Peygamber (sav) bizimle oturur ve sohbet ederdi. O kalktığında biz de kalkardık; hatta bazı eşlerinin odasına girdiğini görürdük. Bir gün sohbet ettik, kalktığında biz de kalktık. O esnada bir bedevînin (arkasından) O'na yaklaştığını ve ridasını çektiğini gördük. (Öyle ki) elbise Hz. Peygamber'in (sav) boğazını kızarttı. Ebu Hureyre şöyle devam etti: Ridası sert bir kumaştandı. Hz. Peygamber (geriye) döndüğünde bedevî şu iki deveme (mal) yükle! Bunlar ne senin ne de babanın malı dedi. Hz. Peygamber de (sav) ona "hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah" dedi. Sonra, "benim boğazımı çektiğin şekilde, senin boğazını çekmeme izin vermediğin sürece yüklemem." dedi. O'nun bu sözlerine karşılık bedevî hayır, bunu sana yaptırmam dedi. (Ebu Hureyre) rivayeti sonuna kadar aktardı. Sonra Hz. Peygamber yanına bir adamı çağırdı ve "bunları onun develerine yükle; birisine arpa, diğerine de hurma (yükle)" dedi. Hz. Peygamber (sav) sonra bize döndü ve "Allah'ın bereketiyle haydi gidiniz" buyurdu.


    Öneri Formu
33768 D004775 Ebu Davud, Edeb, 1

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Ensar'ın mevlâsı Büşeyr b. Yesar ona da Rafi b. Hadic ve Sehl b. Ebu Hasme şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa b. Mesud birlikte Hayber'e gelmişlerdi. Hurmalıklar içinde birbirlerinden ayrıldılar. Abdullah b. Sehl de (burada) öldürüldü. Abdurrahman b. Sehl ve İbn Mesud'un oğulları Huveyyisa ile Muhayyisa, Hz. Peygamber'e (sav) geldiler ve (öldürülen) arkadaşlarının durumu hakkında konuştular. Abdurrahman söze başladı fakat oradakilerin en küçüğüydü. Hz. Peygamber (sav) ona "(ilk söz konusunda) büyüğe öncelik ver." buyurdu -Yahya "(ilk) söz büyük olanındır" şeklinde rivayet etmiştir-. Böylece onlar arkadaşlarının durumu hakkında konuştular. Hz. Peygamber (sav) de onlara: "Maktulünüzün veya arkadaşınızın (Hayberliler tarafından) öldürüldüğüne sizden elli kişinin yemin etmesi yoluyla (diyet) hakkı elde etmek ister misiniz?" diye sordu. Onlar da: "Ey Allah'ın Rasulü (sav), biz bu işi görmedik ki (nasıl yemin edelim?)" dediler. Hz. Peygamber (sav) de onlara: "Öyleyse Yahudiler'den elli kişinin (bu cinayeti biz işlemedik şeklinde) yemin etmesi sizin davanızı düşürür" buyurdu. Dediler ki: "Ey Allah'ın Rasulü (sav) Yahudiler kâfir bir topluluktur (onların yeminlerine güvenemeyiz)." Hz. Peygamber de (sav) onun diyetini Beytülmal'den ödedi. Sehl dedi ki: "Ben (Hz. Peygamber'in diyet olarak verdiği) o develerin toplandığı ağıla vardığımda bir dişi deve ayağıyla beni tekmelemişti." Leys dedi ki: Bana Yahya, ona Büşeyr, ona da Sehl rivayet etti. Yahya, "Büşeyr'in, '(Sehl), Rafi b. Hadic'le birlikte nakletti' dediğini sanıyorum." dedi. İbn Uyeyne ise, "Bize Yahya, Büşeyr'den o da Sehl'den tek başına rivayet etmiştir." dedi.


    Öneri Formu
287110 B006142-2 Buhari, Edeb, 89

Bize Ebu Muâviye, ona A'meş, ona Şakîk, ona da Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Üç kişi bir arada iken, iki kişi arkadaşlarından ayrı bir şekilde kendi aralarında fısıldaşmasın. Çünkü bu durum üçüncü kişiyi üzer."


    Öneri Formu
37830 HM004039 İbn Hanbel, I, 426

Bize Ebu Muâviye ve İbn Nümeyr, onlara A'meş, ona Ebu Vâil şöyle demiştir: Biz Abdullah'ın kapısının önünde oturmuş onun bizi (ders yapmak üzere)içeriye davet etmesini bekliyorduk. Derken Yezîd b. Muâviye en-Nehaî geldi ve içeriye girmek üzere iken ona "bizim burada olduğumuzu içeriye bildirsen?" dedik. İçeri girdi ve bizim beklediğimizi bildirdi. Bunun üzerine çok geçmeden (Abdullah b. Mesud) yanımıza geldi ve "ben sizin burada (ders yapmak üzere) beklediğinizi biliyorum, ama size bıkkınlık veririm endişesi sizi terkettim. Hz. Peygamber (sav) bile bizde bıkkınlık oluşturur endişesiyle eğitim öğretim için belli günler tayin ederdi." dedi.


    Öneri Formu
37840 HM004041 İbn Hanbel, I, 426


    Öneri Formu
108141 MŞ012606 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Eyman - Nuzur - Keffarat, 58

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Süleyman b. Muğîra ona da Sabit'in rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: "Ben Hz. Peygamber'e (sav) Medine'de on yıl hizmet ettim. Bir çocuk olduğum için yaptığım her şey Efendimin istediği gibi olmuyordu. Ancak O, yapmadığım şeylerde bana hiçbir zaman öf demedi ya da bunu neden yaptın veya şöyle yapsaydın ya demedi."


    Öneri Formu
33765 D004774 Ebu Davud, Edeb, 1

Bize Mahled b. Halid eş- Şa'îri, ona Ömer b. Yunus, ona İkrime (b. Ammar) ona da İshak'ın (b. Abdullah b. Ebu Talha) rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber ahlak açısından insanların en güzeliydi. Bir gün beni bir ihtiyaç için bir yere gönderdi. Vallahi gitmem dedim ama içimden Allah Rasulü'nün emrettiği yere gitmem gerektiğini geçiriyordum. Yola çıktım, sokakta çocuklara rastladım. Bir de baktım Hz. Peygamber (sav) arkadan ensemi yakaladı; yüzüne baktım gülüyordu. "Ey Enescik! Haydi sana söylediğim yere git" dedi. Ben de tamam, gidiyorum Ey Allah'ın Rasulü dedim. Ben O'na yedi yıl veya dokuz yıl hizmet ettim. Yaptığım bir iş için neden böyle böyle yaptın dediğini ya da yapmadığım bir iş için neden şöyle şöyle yapmadın dediğini bilmiyorum.


    Öneri Formu
33763 D004773 Ebu Davud, Edeb, 1

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Davud el-Haferî, ona Süfyan es-Sevrî ona da Simak b. Harb'ın rivayet ettiğine göre Cabir b. Semure şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğup yükselinceye kadar yerinde bağdaş kurup otururdu."


    Öneri Formu
33884 D004850 Ebu Davud, Edeb, 26