Giriş

Bize Ebû Mervan Muhammed b. Osman el-Osmanî, ona Abdülaziz b. Ebû Hazım, ona el-Ala b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebu Hureyre'den (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kim, hidayete çağrıda bulunursa, kendisine uyanların sevaplarının bir katı ona verilecek ve bu (adam), uyanların sevaplarından bir şey eksiltmeyecektir. Kim de dalalete davet ederse, kendisine tabi olanların günahlarının bir misli ona verilecek ve bu (adam), tabi olanların günahlarından bir şey eksiltmeyecektir.


    Öneri Formu
8512 İM000206 İbn Mâce, Sunne, 14

Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim hidayete davet ederse, kendisine uyanların sevabı kadar sevaba nail olur; onların sevaplarından ise hiçbir şey eksilmez. Kim de sapıklığa davet ederse, kendisine uyanların günahı kadar günah işlemiş olur; onların günahlarından da hiçbir şey eksilmez." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.]


    Öneri Formu
15821 T002674 Tirmizi, İlim, 15

Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'nebî, ona Abdülaziz b. Ebu Hâzim, ona babası (Seleme b. Dînâr), ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hayber günü Rasulullah (sav) 'Bu sancağı öyle bir adama vereceğim ki, Allah onun elinde fetih mü­yesser kılacak' buyurdu. Artık insanlar o gece 'Sancağı acaba kime verecek?' diye konuşarak kalktılar ve her biri sancağın kendine verilmesi­ni umarak sabah Rasulullah'ın (sav) yanına vardılar. Rasulullah (sav) 'Ali nerede?' diye sordu. Kendisine Ali'nin gözlerinden rahatsız olduğu söylendi. Emir buyurdu, Hz. Ali'ye, adam gönderip getirildi. Rasulullah (sav) onun gözlerine tükürüğünü sürdü ve gözleri derhal düzeldi. Hatta hiç ağrısı yokmuş gibi oldu. (Rasulullah (sav) sancağı ona verdi.) Ali 'Bizim gibi oluncaya kadar onlarla harp edeceğim?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Sükunetle hareket et, onların sahasına in, sonra onları İslam'a davet et! İslam'da kendilerine vacip olan Allah hakkını onlara haber ver. Vallahi senin sayende Allah'ın bir adama hidayet vermesi, senin için kırmızı deve­lerin senin olmasından daha hayırlıdır' buyurdu."


    Öneri Formu
29647 B002942 Buhari, Cihad, 102

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Yakub b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa’d (ra) şöyle haber verdi: "Rasulullah (sav) Hayber gününde 'And olsun, yarın bu sancağı öyle bir adama vereceğim ki Allah onun elleri ile bize zafer verecektir. O kişi Allah’ı ve Rasulü sever, Allah ve Rasulü de onu sever' buyurdu. (Sehl) der ki: Onlar da geceyi 'Acaba sancak kime verilecek' diye kendi aralarında konuşarak geçirdiler. Gaziler sabah olunca erkenden Rasulullah’ın (sav) huzuruna gittiler, hepsi de sancağın kendisine verileceğini umuyordu. Allah Rasulü 'Ali b. Ebu Talib nerede?' buyurdu. 'Ey Allah’ın Rasulü o, gözlerinden rahatsızdır' diye cevap verildi. Hz. Peygamber 'Ona haber gönderin (gelsin)' buyurdu. Ali getirilince Rasulullah (sav) gözlerine tükürüğünü sürdü, dua etti ve adeta gözlerinden rahatsız değilmiş gibi iyileşiverdi. Sonra sancağı ona verdi. Ali 'Ey Allah’ın Rasulü, bizim gibi (Müslüman) oluncaya kadar mı onlarla savaşacağım' dedi. Rasulullah (sav) 'Ağır ağır git, nihayet onların düz ve geniş alanlarına in, ondan sonra kendilerini İslâm’a çağır, onlara, İslâm’a girmeleri halinde yerine getirmeleri gereken Allah’ın haklarının ne olduğunu haber ver. Vallahi, Allah’ın senin vasıtanla bir tek kişiye hidayet vermesi senin kırmızı tüylü develere sahip olmandan daha hayırlıdır' buyurdu."


    Öneri Formu
32167 B004210 Buhari, Megâzî, 38