311 Kayıt Bulundu.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona İbn Şihab, ona A'rec'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle derdi: Yemeklerin en kötüsü, zenginlerin davet edilip yoksulların davet edilmediği düğün yemeğidir. Kim (bunun dışındaki düğün yemeği) davetine icabet etmezse muhakkak Allah ve Rasulüne isyan etmiştir."
Açıklama: Hadisçiler genel olarak rivayetin mevkuf olduğunu belirtmekle beraber وَمَنْ لَمْ يَأْتِ الدَّعْوَةَ فَقَدْ عَصَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ kısmının Ebu Hureyre'nin kendi görüşüyle beyan edemeyeceği bir konu olması sebebiyle merfu olduğunu söylerler. Zürkani, Şerhu'z-Zurkani ale'l-Muvatta (Kahire: Mektebetü's- Sekafeti'd-Diniyye. 2003), 3:246.
Bize Ezher b. Mervân el-Basrî, ona Muhammed b. Sevâ, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Eyyûb, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Herhangi biriniz yemeğe davet edildiğinde icabet etsin. Oruçlu ise (davet sahiplerine) dua etsin." [(Râvilerden biri) فَلْيُصَلِّ ifadesinin 'duâ' anlamına geldiğini söylemiştir.]
Bize Nasr b. Ali, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Ebu Zinâd, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: " Biriniz oruçlu iken (yemeğe) davet edildiğinde, 'ben oruçluyum' desin." [Ebu İsa et-Tirmizî bu konuda Ebu Hureyre'den nakledilen iki hadisin de hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Bize Abdullah b. Said, ona Ebu Hâlid, ona Hişam, ona İbn Sirin, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz (yemeğe) davet edildiğinde icabet etsin. Oruçlu değilse (yemekten) yesin. Oruçlu ise, (davet sahibine hayır) duada bulunsun." [Hişam, hadisteki salât ifadesinin, dua anlamına geldiğini söylemiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Aynı şekilde Hafs b. Ğiyâs da (bu hadisi) Hişam'dan rivayet etmiştir.]
Bize Müsedded, ona Süfyan, ona Ebu Zinad, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz oruçlu iken yemeğe davet edilirse 'ben oruçluyum desin."
Bize Kuteybe ona Muhammed b. Musa el-Mahzumi el-Medeni, ona Sa’id b. Ebu Sa’id el-Makburi, ona da Ebu Hureyre Rasulullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Mü’minin mü’min üzerindeki hakkı altıdır. Hastalandığında ziyaret etmek, öldüğünde cenazesine katılmak, davetine icabet etmek, karşılaştığında selam vermek, aksırdığında hayır duada bulunmak, gıyabında veya yanında iken iyiliğini İstemek." [Tirmizî bu hadis hakkında şunları söylemiştir. Bu rivayet hasen sahih bir hadistir.Ayrıca Muhammed b. Musa el Mahzûmî el-Medenî'nin sika/güvenilir bir kimse olup, kendisinden Abdulaziz b. Muhammed ve İbn Ebu Füdeyk rivayette bulunmuştur.]
Bize Kuteybe, ona Muhammed b. Musa, ona Sa’id b. Ebu Sa’id, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir mü’minin diğer mü’min üzerindeki hakkı altıdır. Hastalığında onu ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde bulunur, davet ettiğinde icabet eder, karşılaştığında selam verir, aksırdığında (yerhamukellah diyerek) onun için hayır dua eder, gıyabında veya yanında onun iyiliğini İster."
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan ve Huşeyş b. Esram, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın, müslüman kardeşi üzerindeki hakkı beştir: Selamı almak, aksırana yerhamukallah diyerek hayır duada bulunmak, davete icabet etmek, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazesine katılmak."
Bize Muhammed b. Davud b. Süfyan ve Huşeyş b. Esram, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Müslümanın, müslüman kardeşi üzerindeki hakkı beştir: Selamı almak, aksırana yerhamukallah diyerek hayır duada bulunmak, davete icabet etmek, hastalandığında ziyaret etmek ve cenazesine katılmak."
Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona ‘Alâ, ona da babası, Ebû Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasûlullah (sav); “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı altıdır.” buyurdu. “Bunlar nedir ey Allah'ın Rasûlü?" diye sorulunca; “Karşılaştığında ona selam verir, seni davet ettiğinde davetine katıl, senden nasihat istediğinde ona nasihat et, aksırdığında ve hemen akabinde Allah’a hamdettiğinde يرحمك الله (Allah sana merhamet buyursun) de, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde de ona cenazesine katıl.” buyurdu.