382 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Veki', ona Fudayl b. Ğazvan, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre ensardan bir adamın yanında bir misafir kalmıştı. Evinde sadece kendisi ve çocuklarına yetecek kadar yiyecek vardı. Karısına; çocukları uyut, kandili söndür ve yemeği misafirin önüne koy demişti. Bu olay üzerine; "ve onlardan bazıları zor durumda olsalar bile diğerlerini kendilerine tercih ederler" (Haşr, 59/9) ayeti nazil olmuştu.
Açıklama: İlgili ayetin tam meali: Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Haşr, 59/9)
Bize Ebu Küreyb, ona İbn Fudayl, ona babası (Fudayl b. Ğazvan), ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Bir adam, Hz. Peygamber'e (sav) gelip kendisini misafir etmesini istemişti. Hz. Peygamber'in (sav) evinde onu misafir edecek yemeği yoktu. Bunun üzerine; "bu kişiyi misafir edecek kimseye Allah rahmet etsin" buyurdu. Ensardan Ebu Talha adında bir zât kalktı ve misafiri evine götürdü. Bundan sonra hadisi Cerir hadisindeki gibi anlatmıştır. [Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip; ben aç ve bitap düştüm demişti. Hz. Peygamber (sav) eşlerinden birine haber göndermiş, o ise Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki evde sudan başka bir şey yok demişti. Sonra diğer hanımına haber göndermiş ve aynı cevabı almıştı. Hepsi de Seni hak üzere gönderen Allah'a yemin olsun ki sudan başka bir şey yok demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "bu adamı bu akşam misafir edene Allah rahmetiyle muamele eylesin" dedi. Ensardan bir zat kalkıp; ben misafir ederim ey Allah'ın Rasulü dedi ve onu evine götürdü. Eşine "Yiyecek bir şey var mı diye sordu. Eşi "Sadece çocuklarımın azığı var" diye cevap verdi. Ensardan olan zat; sen çocukları bir şeyle avut. Misafirimiz gelince ışığı söndür ve ona biz de yiyormuşuz gibi yap. O yemeye başlayınca kandili söndür. O yemek istediğinde sen de yiyormuş gibi yap. Yemek istediği zaman kandili söndür dedi. Böylece oturdular, misafir yemeğini yedi. Sabah olunca Ensardan olan zat Hz. Peygamber'e (sav) gitti. Hz. Peygamber (sav); "eşinle bu gece misafire yaptığınız Allah'ın hoşuna gitti" buyurdu.] Veki'nin söylediği gibi ayetin nüzûlünden de bahsetmiştir. [Ensardan bir zatın evinde bir kişi konuk olmuştu. Onun sadece kendisi ve çocuklarına yetecek yemeği vardı. Karısına çocukları uyut ve kandili söndür. Yemeği de misafire ver dedi. Onun üzerine; "ihtiyaçları olduğu halde başkalarını kendilerine tercih ederler". (Haşr, 59/9) ayeti indi.]
Açıklama: Cerir rivayeti için bk. M005359.
Bana Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun! Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna ikramda bulunsun! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin!"
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Ahvas, ona Ebu Hasîn, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun!"
Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) -Ebu Hasîn'in hadisinin benzerindeki gibi- şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna eziyet etmesin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin! Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun!" Ancak bir rivayette, "komşusuna iyilik etsin" cümlesi de vardır.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir b. Abdulhamid, ona Fudayl b. Ğazvan, ona Ebu Hazim el-Eşcaî, ona Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip; ben aç ve bitap düştüm dedi. Hz. Peygamber (sav) eşlerinden birine haber gönderdi, eşi ise; seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki evde sudan başka bir şey yok diye cevap verdi. Daha sonra Allah Rasulü başka bir hanımına haber gönderdi, o eşi de aynı cevabı gönderdi. Hepsi de seni hak üzere gönderen Allah'a yemin olsun ki sudan başka bir şey yok demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "bu adamı bu akşam misafir edene Allah rahmetiyle muamele eylesin" buyurdu. Ensardan bir zat kalkıp; ben misafir ederim ey Allah'ın Rasulü dedi ve onu evine götürdü. Eşine; yiyecek bir şey var mı diye sordu. Eşi; sadece çocuklarımın azığı var diye cevap verdi. Ensardan olan zat; sen çocukları bir şeyle avut. Misafirimiz gelince ışığı söndür ve ona biz de yiyormuşuz gibi yap. O yemeye başlayınca kandili söndür dedi. Böylece oturdular, misafir yemeğini yedi. Sabah olunca ensardan olan zat Hz. Peygamber'e (sav) gitti. Hz. Peygamber (sav); "eşinle bu gece misafire yaptığınız Allah'ın hoşuna gitti" buyurdu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa akrabasıyla ilgilensin. Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun."
Bize Abdülazîz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikram etsin."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Halef b. Halife, ona Yezid b. Keysan, ona Ebu Hazim, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bir gün veya bir gece dışarı çıkmış, Ebu Bekir ve Ömer ile karşılaşmıştı. Onlara; "bu saatte neden dışarı çıktınız" diye sordu. Açlıktan, ey Allah'ın Rasulü dediler. "Nefsim kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki ben de sizin gibi açlıktan dışarı çıktım. Haydi kalkın gelin" buyurdu. Hemen Onunla (sav) birlikte kalktılar. Hz. Peygamber (sav) Ensqrdan birinin evine geldi. Ancak o kişi evde yoktu. Evin hanımı Hz. Peygamber'i (sav) görünce; hoş geldiniz dedi. Rasulullah (sav) ona; "falanca nerede" diye sordu. Kadın; bize biraz tatlı su getirmeye gitti dedi. Sonra Ensardan olan sahabi geldi. Rasulullah'a (sav) ve yanındaki iki dostuna baktı. Elhamdülillah! Bugün benden misafirleri daha şerefli olan kimse yoktur dedi. Hemen gidip bir hurma salkımı getirdi. İçinde koruk, kuru ve olgun hurmalar vardı. Buyurun, bundan yeyin dedi ve bıçağı aldı. Rasulullah (sav) ona; "sakın sağmal koyuna dokunma" dedi. Ama adam koyunu onlar için kesti. Hem koyundan hem hurma salkımından yediler, içtiler. Doyup suya kandıklarında Rasulullah (sav), Ebu Bekir ve Ömer'e şöyle dedi: "Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki kıyamet günü bu nimetten sorulacaksınız. Gece açlıktan evden çıktınız ama işte bu nimeti yiyip evinize dönüyorsunuz."
Bize Muhammed b. Râfi', ona İshak b. İsa, ona Malik b. Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebû Salih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) kafirlerden bir misafir gelmişti. Rasulullah (sav), onun için koyun sağılmasını emretmişti. Koyun sağılmış, misafir de onu içmiş; ardından tekrar sağılmış onu da içmiş; sonra tekrar sağılmış ve böylece (o misafir) yedi sağım sütten içmişti. Sonra o adam Müslüman olmuştu. Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber (sav) onun için süt sağılıp getirilmesini emretmiş ama adam ancak bir sağım içmiş ve başka içememişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "Mümin bir mideyi, kafir ise yedi mideyi (doyurmak için) içer" buyurdu.