Öneri Formu
Hadis Id, No:
17534, D002874
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الْهَمْدَانِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بِلاَلٍ عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَبِى الْغَيْثِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"اجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ." قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا هُنَّ قَالَ
"الشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَقَتْلُ النَّفْسِ الَّتِى حَرَّمَ اللَّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ وَأَكْلُ الرِّبَا وَأَكْلُ مَالِ الْيَتِيمِ وَالتَّوَلِّى يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ أَبُو الْغَيْثِ سَالِمٌ مَوْلَى ابْنِ مُطِيعٍ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Said el-Hemedânî, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Süleyman b. Bilal, ona Sevr b. Zeyd, ona Ebu Ğays (Salim el-Adevi), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Helak edecek yedi büyük günahtan kaçının." Ey Allah'ın Rasulü! Onlar nelerdir? denildi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Allah'a şirk koşmak, sihir yapmak, haklı bir sebep olmaksızın Allah'ın haram kıldığı bir cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum gününde kaçmak, zinadan uzak hiçbir şeyden haberi olmayan müslüman kadınlara zina iftirasında bulunmaktır."
[Ebû Davud dedi ki: Ebu Gays, İbn Mutî'in azatlı kölesi olan Salim'dir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vesâyâ 10, /668
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ğays Salim el-Adevi (Salim)
3. Sevr b. Zeyd ed-Dîlî (Sevr b. Zeyd)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ahmed b. Said el-Kurtubî (Ahmed b. Said b. Beşr b. Ubeydullah)
Konular:
Faiz, Riba
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
NESLİN KORUNMASI
Savaş, Savaştan kaçmak
Sihir, sihir/büyü
Şirk, Şirk- Müşrik
Yetim,
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ أَبُو حَفْصٍ حَدَّثَنَا الْفِرْيَابِىُّ حَدَّثَنَا أَبَانُ قَالَ عُمَرُ - وَهُوَ ابْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ - قَالَ حَدَّثَنِى عُثْمَانُ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ صَخْرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَزَا ثَقِيفًا فَلَمَّا أَنْ سَمِعَ ذَلِكَ صَخْرٌ رَكِبَ فِى خَيْلٍ يُمِدُّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدَ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدِ انْصَرَفَ وَلَمْ يَفْتَحْ فَجَعَلَ صَخْرٌ يَوْمَئِذٍ عَهْدَ اللَّهِ وَذِمَّتَهُ أَنْ لاَ يُفَارِقَ هَذَا الْقَصْرَ حَتَّى يَنْزِلُوا عَلَى حُكْمِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يُفَارِقْهُمْ حَتَّى نَزَلُوا عَلَى حُكْمِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَكَتَبَ إِلَيْهِ صَخْرٌ أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ ثَقِيفًا قَدْ نَزَلَتْ عَلَى حُكْمِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَأَنَا مُقْبِلٌ إِلَيْهِمْ وَهُمْ فِى خَيْلٍ. فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالصَّلاَةِ جَامِعَةً فَدَعَا لأَحْمَسَ عَشْرَ دَعَوَاتٍ
"اللَّهُمَّ بَارِكْ لأَحْمَسَ فِى خَيْلِهَا وَرِجَالِهَا." وَأَتَاهُ الْقَوْمُ فَتَكَلَّمَ الْمُغِيرَةُ بْنُ شُعْبَةَ فَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّ صَخْرًا أَخَذَ عَمَّتِى وَدَخَلَتْ فِيمَا دَخَلَ فِيهِ الْمُسْلِمُونَ . فَدَعَاهُ فَقَالَ
"يَا صَخْرُ إِنَّ الْقَوْمَ إِذَا أَسْلَمُوا أَحْرَزُوا دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ فَادْفَعْ إِلَى الْمُغِيرَةِ عَمَّتَهُ." فَدَفَعَهَا إِلَيْهِ وَسَأَلَ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَاءً لِبَنِى سُلَيْمٍ قَدْ هَرَبُوا عَنِ الإِسْلاَمِ وَتَرَكُوا ذَلِكَ الْمَاءَ. فَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ أَنْزِلْنِيهِ أَنَا وَقَوْمِى . قَالَ
"نَعَمْ." فَأَنْزَلَهُ وَأَسْلَمَ - يَعْنِى السُّلَمِيِّينَ - فَأَتَوْا صَخْرًا فَسَأَلُوهُ أَنْ يَدْفَعَ إِلَيْهِمُ الْمَاءَ فَأَبَى فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا يَا نَبِىَّ اللَّهِ أَسْلَمْنَا وَأَتَيْنَا صَخْرًا لِيَدْفَعَ إِلَيْنَا مَاءَنَا فَأَبَى عَلَيْنَا . فَأَتَاهُ فَقَالَ
"يَا صَخْرُ إِنَّ الْقَوْمَ إِذَا أَسْلَمُوا أَحْرَزُوا أَمْوَالَهُمْ وَدِمَاءَهُمْ فَادْفَعْ إِلَى الْقَوْمِ مَاءَهُمْ." قَالَ نَعَمْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ. فَرَأَيْتُ وَجْهَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَتَغَيَّرُ عِنْدَ ذَلِكَ حُمْرَةً حَيَاءً مِنْ أَخْذِهِ الْجَارِيَةَ وَأَخْذِهِ الْمَاءَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19693, D003067
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ أَبُو حَفْصٍ حَدَّثَنَا الْفِرْيَابِىُّ حَدَّثَنَا أَبَانُ قَالَ عُمَرُ - وَهُوَ ابْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ - قَالَ حَدَّثَنِى عُثْمَانُ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ صَخْرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَزَا ثَقِيفًا فَلَمَّا أَنْ سَمِعَ ذَلِكَ صَخْرٌ رَكِبَ فِى خَيْلٍ يُمِدُّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدَ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدِ انْصَرَفَ وَلَمْ يَفْتَحْ فَجَعَلَ صَخْرٌ يَوْمَئِذٍ عَهْدَ اللَّهِ وَذِمَّتَهُ أَنْ لاَ يُفَارِقَ هَذَا الْقَصْرَ حَتَّى يَنْزِلُوا عَلَى حُكْمِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يُفَارِقْهُمْ حَتَّى نَزَلُوا عَلَى حُكْمِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَكَتَبَ إِلَيْهِ صَخْرٌ أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ ثَقِيفًا قَدْ نَزَلَتْ عَلَى حُكْمِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَأَنَا مُقْبِلٌ إِلَيْهِمْ وَهُمْ فِى خَيْلٍ. فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالصَّلاَةِ جَامِعَةً فَدَعَا لأَحْمَسَ عَشْرَ دَعَوَاتٍ
"اللَّهُمَّ بَارِكْ لأَحْمَسَ فِى خَيْلِهَا وَرِجَالِهَا." وَأَتَاهُ الْقَوْمُ فَتَكَلَّمَ الْمُغِيرَةُ بْنُ شُعْبَةَ فَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّ صَخْرًا أَخَذَ عَمَّتِى وَدَخَلَتْ فِيمَا دَخَلَ فِيهِ الْمُسْلِمُونَ . فَدَعَاهُ فَقَالَ
"يَا صَخْرُ إِنَّ الْقَوْمَ إِذَا أَسْلَمُوا أَحْرَزُوا دِمَاءَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ فَادْفَعْ إِلَى الْمُغِيرَةِ عَمَّتَهُ." فَدَفَعَهَا إِلَيْهِ وَسَأَلَ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَاءً لِبَنِى سُلَيْمٍ قَدْ هَرَبُوا عَنِ الإِسْلاَمِ وَتَرَكُوا ذَلِكَ الْمَاءَ. فَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ أَنْزِلْنِيهِ أَنَا وَقَوْمِى . قَالَ
"نَعَمْ." فَأَنْزَلَهُ وَأَسْلَمَ - يَعْنِى السُّلَمِيِّينَ - فَأَتَوْا صَخْرًا فَسَأَلُوهُ أَنْ يَدْفَعَ إِلَيْهِمُ الْمَاءَ فَأَبَى فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا يَا نَبِىَّ اللَّهِ أَسْلَمْنَا وَأَتَيْنَا صَخْرًا لِيَدْفَعَ إِلَيْنَا مَاءَنَا فَأَبَى عَلَيْنَا . فَأَتَاهُ فَقَالَ
"يَا صَخْرُ إِنَّ الْقَوْمَ إِذَا أَسْلَمُوا أَحْرَزُوا أَمْوَالَهُمْ وَدِمَاءَهُمْ فَادْفَعْ إِلَى الْقَوْمِ مَاءَهُمْ." قَالَ نَعَمْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ. فَرَأَيْتُ وَجْهَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَتَغَيَّرُ عِنْدَ ذَلِكَ حُمْرَةً حَيَاءً مِنْ أَخْذِهِ الْجَارِيَةَ وَأَخْذِهِ الْمَاءَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Hafs Ömer b. Hattab, ona (Muhammed b. Yusuf) el-Firyabî, ona Eban (b. Abdullah), ona Ömer b. Abdullah b. Ebu Hazim, ona Osman b. Ebu Hâzim, ona babası (Ebu Hazim b. Sahr), ona da dedesi (Sahr b. Ayle) şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav), (Taif Gazvesinde) Sakif (kabilesi) üzerine sefer düzenledi. (Hadisin ravisi) Sahr bunu işitince Hz. Peygamber'e (sav) yardım için atına binip savaş meydanına gitti ancak Hz. Peygamber (sav) orayı fethetmeden savaş meydanında ayrılmıştı. Sahr da o gün Allah'a and içip Hz. Peygamber'in hükmü gelmeden bu kaleden (Sakif kalesi) ayrılmayacağına dair söz verdi. Sözünü tutarak Hz. Peygamber'in (sav) hükmü gelmeden oradan da ayrılmadı. (Nihayetinde) Hz. Peygamber'e (sav) bir mektup yazarak şöyle dedi. Sakif (kabilesi) senin hükmüne razı olarak kalelerinden indiler. Onlar at üzerinde bekliyorlar ben de onların karşısındayım. Hz. Peygamber (sav), ashabına cemaatle namaz kılınmasını emretti ve (bu namazda) (Sahr'ın kabilesi olan) Ahmes'e on dua etti. (Bunlardan birinde) "Allah'ım Ahmes'in atlılarına ve adamlarına bereket ver," dedi.
Sonrasında bu (Sakif) kabilesi geldi ve (bu kabileden olan) Muğira b. Şu'be, Ey Allah'ın Nebisi! Sahr, benim herkes gibi müslüman olan halamı (cariye olarak) aldı, dedi. Hz. Peygamber (sav) Sahr'ı çağırıp "Ey Sahr! Sakif kavmi müslüman oldukları zaman kanları ve mallarını korumuş olurlar. Muğira'ya halasını ver," dedi. Sahr da Muğira'ya halasını verdi ve Hz. Peygamber'den (sav) Süleym oğullarının İslam'ın hükmü altına girmemek için kaçıp giderken terk ettikleri suyun kullanım hakkını istedi ve şöyle dedi: Ey Allah'ın Nebisi! Onu bana ve kavmime ver. Hz. Peygamber de (sav) "tamam" dedi ve suyu ona verdi. Bunun üzerine Müslüman olan Sakif kabilesi Sahr'ın yanına gelip suyu kendilerine vermesini istediler. Sahr da bunu kabul etmedi. Bu sefer onlar Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelerek Ey Allah'ın Nebisi! Biz müslüman olduk ve suyumuzu bize vermesi için Sahr'a gittik, o da bizi reddetti dediler. Hz. Peygamber (sav) Sahr'a gelerek "Ey Sahr! Kavim müslüman olduğu zaman mallarını ve kanlarını korumuş olur. Kavme suyunu ver," dedi. O da tamam Ey Allah'ın Nebisi! dedi.
Hz. Peygamber'in (sav) yüzünün cariyeyi (Muğira'nın halası) ve suyu Sahr'dan aldığından dolayı utandığı için kızardığını gördüm.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 36, /716
Senetler:
1. Ebu Hazim Sahr b. Ayle (Sahr b. Ayle b. Abdullah b. Rabî'a b. Amr)
2. Ebu Hâzim b. Sahr el-Becelî (Ebu Hâzim b. Sahr b. Ayle)
3. İbn Ebu Hazim Osman b. Ebu Hazim el-Becelî (Osman b. Ebu Hazim b. Sahr)
4. Eban b. Abdullah el-Beceli (Eban b. Abdullah b. Ebu Hazim b. Sahr)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
6. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Kuşeyri (Ömer b. Hattab)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, hayası
Savaş, savaş esiri
Siyer, Taif Seferi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29864, İM003931
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حِجَّةِ الْوَدَاعِ « أَلاَ إِنَّ أَحْرَمَ الأَيَّامِ يَوْمُكُمْ هَذَا أَلاَ وَإِنَّ أَحْرَمَ الشُّهُورِ شَهْرُكُمْ هَذَا أَلاَ وَإِنَّ أَحْرَمَ الْبَلَدِ بَلَدُكُمْ هَذَا أَلاَ وَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا فِى شَهْرِكُمْ هَذَا فِى بَلَدِكُمْ هَذَا أَلاَ هَلْ بَلَّغْتُ » . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ « اللَّهُمَّ اشْهَدْ » .
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammar, ona İsa b. Yunus, onael-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Saîd'den (ra) rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) Veda haccında şöyle buyurdu, demiştir:
"(Ey insanlar!) Bilmiş olunuz ki şüphesiz günlerin en mukaddesi şu (bayram) gününüzdür. Bilmiş olunuz ki ve ayların en mukaddesi şu (Zilhicce) ayınızdır. Bilmiş olunuz ki şehirlerin en mukaddesi şu Mekke) şehrinizdir. Bilmiş olunuz ki şu (Zilhicce) ayınızda, şu (Mekke) şehrinizde şu (bayram) gününüz nasıl mukaddes (yâni bayram günü Mekke'de «günah işlemek nasıl ağır biçimde haram) ise şüphesiz kanlarınız ve mallarınız da size haramdır (yâni birbirinizin kanını akıtmanız ve haksız yere birbirinizin malını yemeniz de her zaman ve her yerde şiddetle haramdır). Bilmiş olunuz ki, ben (Allah'ın hükümlerini) tebliğ ettim mi?" Orada bulunanlar: Evet, dediler. Resûl-i Ekrem (sav) (de);
"Allah'ım şâhid ol," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 2, /633
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
5. Hişam b. Ammar es-Sülemî (Hişam b. Ammar es-Sülemî)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29866, İM003932
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْقَاسِمِ بْنُ أَبِى ضَمْرَةَ نَصْرُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ سُلَيْمَانَ الْحِمْصِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى قَيْسٍ النَّصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرو قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَطُوفُ بِالْكَعْبَةِ وَيَقُولُ « مَا أَطْيَبَكِ وَأَطْيَبَ رِيحَكِ مَا أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ حُرْمَةً مِنْكِ مَالِهِ وَدَمِهِ وَأَنْ نَظُنَّ بِهِ إِلاَّ خَيْرًا » .
Tercemesi:
Bize Ebu'l-Kasım b. Ebu Damra Nasr b. Muhammed b. Süleyman el-Hımsi, ona babası, ona Abdullah b. Ebu Kays en-Nasri, ona da Abdullah b. Amr (b. el-Âs) (ra) şöyle demiştir: Ben, Rasulullah'ın (sav) Ka'be'yi tavaf ettiğini ye (tavaf esnasında) söyle söylediğini gördüm «(Ey Ka'be!) Sen ne güzelsin ve senin kokun ne güzeldir. Senin azametine ve senin kutsallığının azametine hayranım. Muhammed'in canı (kudret) elinde olan (Allah) a yemin ederim ki, mü'minin hürmeti Allah katında senin hürmetinden şüphesiz daha azametlidir. Mü'minin malının, kanının ve onun hakkında ancak iyi zan beslemek kutsallığı (seninkinden üstündür).»"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 2, /633
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Abdullah b. Afif en-Nasri (Abdullah b. Afif)
3. Ebu Damra Muhammed b. Süleyman es-Sülemî (Muhammed b. Süleyman b. Ebu Damra b. Ebu Cemile)
4. Ebu Kasım Nasr b. Muhammed es-Sülemî (Nasr b. Muhammed b. Süleyman b. Ebu Damra)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
KABE
Kabe
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29871, İM003933
Hadis:
حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ عَبْدِ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نَافِعٍ وَيُونُسُ بْنُ يَحْيَى جَمِيعًا عَنْ دَاوُدَ بْنِ قَيْسٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرِ بْنِ كُرَيْزٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمَالُهُ وَعِرْضُهُ » .
Tercemesi:
Bize Bekr b. Abdülvahhab, ona Abdullah b. Nafi' ve Yunus b. Yahya, ona Davud b. Kays, ona Abdullah b. Amir b. Küreyz'in azadlısı Ebu Said, ona da Ebu Hureyre'den (sav) rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müslümanın her şeyi müslümana haramdır. Kanı, malı ve ırzı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 2, /633
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said el-Huzai (Ebu Said)
3. Ebu Süleyman Davud b. Kays el-Kuraşi (Davud b. Kays)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. Nafi' el-Mahzumi (Abdullah b. Nafi' b. Ebu Nafi')
5. Bekir b. Abdülvehhab el-Medeni (Bekir b. Abdülvehhab b. Muhammed b. Velid)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
NESLİN KORUNMASI
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30694, İM003966
Hadis:
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُعَاوِيَةَ عَنْ عَبْدِ الْحَكَمِ السَّدُوسِىِّ حَدَّثَنَا شَهْرُ بْنُ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مِنْ شَرِّ النَّاسِ مَنْزِلَةً عِنْدَ اللَّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَبْدٌ أَذْهَبَ آخِرَتَهُ بِدُنْيَا غَيْرِهِ » .
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Said, ona Mervan b. Muaviye, ona Abdülhakem es-Sedûsî, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebu Ümame'den (ra) rivayet edildiğine gore; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah katında kıyamet günü yeri kötü olan insanlardan birisi başkasının dünyasını almakla kendi ahiret (saadet)ini gideren kuldur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 11, /639
Senetler:
1. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
2. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
3. Abdülhakem b. Zekvan es-Sedûsî (Abdülhakem b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
5. Ebu Muhammed Süveyd b. Saîd el-Herevî (Süveyd b. Saîd b. Sehl b. Şehriyâr)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Kavramlar, hak
Ölüm, müslümanı öldürmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275412, İM003933-2
Hadis:
حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ عَبْدِ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نَافِعٍ وَيُونُسُ بْنُ يَحْيَى جَمِيعًا عَنْ دَاوُدَ بْنِ قَيْسٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرِ بْنِ كُرَيْزٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمَالُهُ وَعِرْضُهُ » .
Tercemesi:
Bize Bekkir b. Abdülvahhab, ona Abdullah b. Nafi' ve Yunus b. Yahya, ona Davud b. Kays, ona Abdullah b. Amir b. Küreyz'in mevlâsı Ebu Said, ona da Ebu Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müslümanın her şeyi müslümana haramdır. Kanı, malı ve ırzı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 2, /633
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said el-Huzai (Ebu Said)
3. Ebu Süleyman Davud b. Kays el-Kuraşi (Davud b. Kays)
4. Ebu Nübâte Yunus b. Yahya b. Nübâte el-Ümevî (Yunus b. Yahya b. Nübâte)
5. Bekir b. Abdülvehhab el-Medeni (Bekir b. Abdülvehhab b. Muhammed b. Velid)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
NESLİN KORUNMASI
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30867, İM003057
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ تَوْبَةَ حَدَّثَنَا زَافِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى سِنَانٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ عَلَى نَاقَتِهِ الْمُخَضْرَمَةِ بِعَرَفَاتٍ فَقَالَ « أَتَدْرُونَ أَىُّ يَوْمٍ هَذَا وَأَىُّ شَهْرٍ هَذَا وَأَىُّ بَلَدٍ هَذَا » . قَالُوا هَذَا بَلَدٌ حَرَامٌ وَشَهْرٌ حَرَامٌ وَيَوْمٌ حَرَامٌ . قَالَ « أَلاَ وَإِنَّ أَمْوَالَكُمْ وَدِمَاءَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ شَهْرِكُمْ هَذَا فِى بَلَدِكُمْ هَذَا فِى يَوْمِكُمْ هَذَا أَلاَ وَإِنِّى فَرَطُكُمْ عَلَى الْحَوْضِ وَأُكَاثِرُ بِكُمُ الأُمَمَ فَلاَ تُسَوِّدُوا وَجْهِى أَلاَ وَإِنِّى مُسْتَنْقِذٌ أُنَاسًا وَمُسْتَنْقَذٌ مِنِّى أُنَاسٌ فَأَقُولُ يَا رَبِّ أُصَيْحَابِى . فَيَقُولُ إِنَّكَ لاَ تَدْرِى مَا أَحْدَثُوا بَعْدَكَ » .
Tercemesi:
Bize İSmail b. Tevbe, ona Zâfir b. Süleyman, ona Ebu Sinan, ona Amr b. Mürre, ona da Abdullah b. Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre: Rasulullah (sav) Arafat'ta muhadrama (yâni kulakları kesik gibi küçücük olan) devesi üstünde olduğu halde şöyle buyurdu, demiştir:
"(Ey sahabelerim!) Bugün hangi gündür, bu ay hangi aydır ve bu belde hangi şehirdir biliyor musunuz?" diye sordu. Sahabeler: Bu belde mukaddes bir şehirdir, bu ay mukaddes bir aydır ve bugün mukaddes bir gündür, diye cevab verdiler. (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav):
"Bilmiş olunuz ki bu şehriniz (Mekke) de, bu (Arefe) gününüzde, bu (Zilhicce) ayınız nasıl mukaddes ise, mallarınız ve canlarınız da şüphesiz size haram ve mukaddestir. (Ümmetim!) İyi biliniz ki: Ben Kevser havuzu başında öncünüzün (yâni orada muhtaç olduğunuz şeylerin önceden hazırlayıcısıyım) ve diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla Övünürüm. Artık (çok günahlar işlemekle) siz benim yüzümü karartmayınız (yâni beni Allah'a karşı mahcub etmeyiniz)."
Bilmiş olunuz ki: Ve ben (kıyamet günü) bazı insanları kurtaracağım. Bazı insanlar da benden kurtarılacak (yâni zebaniler onları götürecekleridir. Bent Yâ Rabbi! Arkadaşcıklarım (ne olacaklar?) diyeceğim. Allah şöyle buyuracak:
"Senden sonra onların neler ihdas ettiklerini bilmiyorsun."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 76, /496
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Mürre el-Hemedanî Mürretü't-Tayyib (Mürre b. Şerahîl)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Ebu Sinan Said b. Sinan el-Şeybanî (Said b. Sinan)
5. Zâfir b. Süleyman el-İyâdi (Zâfir b. Süleyman)
6. Ebu Sehl İsmail b. Tevbe es-Sekafî (İsmail b. Tevbe b. Süleyman b. Zeyd)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Havz, Havz'da toplanma
Hz. Peygamber, ümmet sevgisi
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30870, İM003058
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ الْغَازِ قَالَ سَمِعْتُ نَافِعًا يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَفَ يَوْمَ النَّحْرِ بَيْنَ الْجَمَرَاتِ فِى الْحَجَّةِ الَّتِى حَجَّ فِيهَا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَىُّ يَوْمٍ هَذَا » . قَالُوا يَوْمُ النَّحْرِ . قَالَ « فَأَىُّ بَلَدٍ هَذَا » . قَالُوا هَذَا بَلَدُ اللَّهِ الْحَرَامُ . قَالَ « فَأَىُّ شَهْرٍ هَذَا » . قَالُوا شَهْرُ اللَّهِ الْحَرَامُ . قَالَ « هَذَا يَوْمُ الْحَجِّ الأَكْبَرِ وَدِمَاؤُكُمْ وَأَمْوَالُكُمْ وَأَعْرَاضُكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ هَذَا الْبَلَدِ فِى هَذَا الشَّهْرِ فِى هَذَا الْيَوْمِ » . ثُمَّ قَالَ « هَلْ بَلَّغْتُ » . قَالُوا نَعَمْ . فَطَفِقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « اللَّهُمَّ اشْهَدْ » . ثُمَّ وَدَّعَ النَّاسَ فَقَالُوا هَذِهِ حَجَّةُ الْوَدَاعِ .
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Hişam b. el-Ğaz, ona Nafi', ona da İbn Ömer'den rivayet edildiğine göre: Rasulullah (sav) Veda haccında bayramın ilk günü cemreler arasında durdu. Sonra Peygamber (sav) (beraberinde bulunanlara hitaben): Bugün hangi gündür? diye sordu. Sahabeler: Nahr (Kurban Bayramı) günüdür, dediler. Peygamber (sav):
"Peki bu şehir hangi şehirdir?" diye sordu. Sahabeler: Bu şehir, Mukaddes beldetullah (Mekke) dir, dediler. Resûl-i Ekrem (sav):
"Peki bu ay hangi aydır?" buyurdu. Sahabeler: Bu ay, Allah'ın mukaddes ayıdır, diye cevab verdiler. Peygamber (sav):
"Bugün, hacc-ı Ekber günüdür. Bu ayda, bugünde bu beldeniz nasıl mukaddes ise, canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da size mukaddestir," buyurdu. Sonra:
"Ben (Allah'ın emrini) tebliğ ettim mi?" buyurdu, Sahabeler: Evet, diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber (sav):
"Allahım şâhid ol," demeye başladı. Daha sonra halka veda etti. Bu nedenle sahabeler; bu hac Veda haccıdır, dediler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 76, /496
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Abdullah Hişam b. Ğaz el-Cüraşi (Hişam b. Ğaz b. Rabî'a)
4. Ebu Abbas Sadaka b. Halid el-Kuraşî (Sadaka b. Halid)
5. Hişam b. Ammar es-Sülemî (Hişam b. Ammar es-Sülemî)
Konular:
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Peygamberler, Görevi, İşlevi, Misyonu
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274124, İM003055-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ شَبِيبِ بْنِ غَرْقَدَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ عَمْرِو بْنِ الأَحْوَصِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ « يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَلاَ أَىُّ يَوْمٍ أَحْرَمُ » . ثَلاَثَ مَرَّاتٍ قَالُوا يَوْمُ الْحَجِّ الأَكْبَرِ . قَالَ « فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ وَأَعْرَاضَكُمْ بَيْنَكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا فِى شَهْرِكُمْ هَذَا فِى بَلَدِكُمْ هَذَا أَلاَ لاَ يَجْنِى جَانٍ إِلاَّ عَلَى نَفْسِهِ وَلاَ يَجْنِى وَالِدٌ عَلَى وَلَدِهِ وَلاَ مَوْلُودٌ عَلَى وَالِدِهِ . أَلاَ إِنَّ الشَّيْطَانَ قَدْ أَيِسَ أَنْ يُعْبَدَ فِى بَلَدِكُمْ هَذَا أَبَدًا وَلَكِنْ سَيَكُونُ لَهُ طَاعَةٌ فِى بَعْضِ مَا تَحْتَقِرُونَ مِنْ أَعْمَالِكُمْ فَيَرْضَى بِهَا أَلاَ وَكُلُّ دَمٍ مِنْ دِمَاءِ الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ وَأَوَّلُ مَا أَضَعُ مِنْهَا دَمُ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ - كَانَ مُسْتَرْضِعًا فِى بَنِى لَيْثٍ فَقَتَلَتْهُ هُذَيْلٌ - أَلاَ وَإِنَّ كُلَّ رِبًا مِنْ رِبَا الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ لَكُمْ رُءُوسُ أَمْوَالِكُمْ لاَ تَظْلِمُونَ وَلاَ تُظْلَمُونَ أَلاَ يَا أُمَّتَاهُ هَلْ بَلَّغْتُ » . ثَلاَثَ مَرَّاتٍ قَالُوا نَعَمْ . قَالَ « اللَّهُمَّ اشْهَدْ » . ثَلاَثَ مَرَّاتٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Hennad b. es-Ser, o ikisine Ebu'l-Ahvas, ona Şebib b. Ğarkade, ona Süleyman b. Amr b. el-Ahvas, ona da babası Amr b. el-Ahvas (el-Cegmî) şöyle demiştir: Ben Veda haccında (Mina'da) Peygamber'den (sav) şunu işittim:
"Ey insanlar! Dikkat ediniz! Hangi gün en mukaddes gündür?" Resûl-i Ekrem (sav) bu buyruğu üç kez tekrarladı. Sahabeler: 'En mukaddes gün Hacc-ı Ekber (yani Kurban Bayramının ilk) günüdür,' dediler. Resûl-i Ekrem (sav):
"İşte bu beldeniz (Mekke) de, bu (Zilhicce) ayınızda bu (bayram) gününüz nasıl mukaddes bir gün ise şüphesiz kanlarınız (yani canlarınız), mallarınız ve ırzlarınız kendi aranızda (her yerde ve her zaman) öyle mukaddestir. Dikkat ediniz! Hiçbir suçlu kendi nefsinden başka kimse aleyhine suç işlemez (Yani onun suçundan dolayı başkası cezalandırılmaz). Evlat babasının suçundan dolayı cezalandırılmaz. Baba da evlâdının suçundan dolayı mu ah aza edilmez. Bilmiş olunuz ki, şeytan bu beldeniz (Mekke) de (Allah'tan başkasına ibadet edilmekle) kendisine itaat edilmekten kesinlikle ebedî surette ümidini yitirmiştir. Lâkin küçümsediğiniz bazı işlerinizde ona uymak işi vuku bulacak, bu da onu memnun edecektir. (Ey insanlar)! Bilmiş olunuz ki, cahiliyet devrinden kalma kan gütme dâvalarının hepsi iptal edilmiştir. Anılan kan dâvalarından ilga ettiğim ilk kan dâvası Abdulmuttalib'in oğlu el Hâris'in kan davasıdır. (El-Hâris, Beni Leys kabilesinde çocuğu için süt anasını arıyordu. Hüzeyl kabilesi onu öldürmüştü). (Ey insanlar)! Bilmiş olun ki cahiliyet devrinden kalma faizin her nevi iptal edilmiştir. Mallarınızın sermayesi sizin hakkınızdır. Zulüm etmeyiniz ve zulm olunmayınız," buyurdu. Resûl-i Ekrem (sav) bundan sonra üç kez:
"Dikkat ediniz! Ey Ümmetim, Ben (Allah'ın emrini) tebliğ ettim mi?," diye sordu. Sahabeler: 'Evet,' diye cevap verdiler. Resûl-i Ekrem (sav):
"Allah'ım şahit ol, Allah'ın şahit ol, Allah'ım şahit ol," dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 76, /495
Senetler:
1. Amr b. Ahvas el-Cüşemî (Amr b. Ahvas b. Cafer b. Kilâb)
2. Süleyman b. Amr el-Cüşemî (Süleyman b. Amr b. Ahvas)
3. Şebib b. Ğarkade es-Sülemî (Şebib b. Ğarkade)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
cahiliye, âdetleri
Faiz, Riba
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Haklar, Hak ve Özgürlüklerin Sağlanması ve Korunması
Kan Davası, affedici olmak
Peygamberler, Görevi, İşlevi, Misyonu
Siyer, Veda haccı, Hz. Peygamber'in uyarıları
Yargı, Ceza Hukuku