711 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Yezid b. el-Hâd, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Ebu Seleme rivayet etmiştir: "Ben Hz. Aişe'ye (r.anha) Rasulullah'ın (sav) ödediği mehri sordum. On iki okka ile bir neş'tir dedi. Neş nedir? diye sordum. Yarım okkadır, dedi."
Açıklama: Okka diye tercüme ettiğimiz ûkıyye kelimesi, kırk dirhemlik bir ağırlığı ifade eder. Neşş kelimesi de her şeyin yarısı anlamına geldiği gibi yirmi dirhemlik bir ağırlık için de kullanılır.
Bize Haccac b. Ebu Yakub es-Sekafî, ona Muallâ b. Mansur, ona İbnu'l-Mübarek, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Urve ve ona da Ümmü Habibe'nin (r.anha) haber verdiğine göre; "Kendisi Ubeydullah b. Cahş'ın zevcesi iken (kocası Ubeydullah) Habeş toprağında ölmüştü. Bunun üzerine Necâşî onu Hz. Peygamber'e (sav) nikahlamış, dört bin dirhem mehir vererek Şurabhîl b. Hasene ile Rasulullah'a (sav) göndermişti." [Ebû Davud dedi ki: Hasene Şurahbîl'in annesidir.] [Yine Ebû Davud şöyle dedi: Ubeydullah b. Cahş İslâm'a girmiş, sonra hıristiyan olmuş ve hıristiyan olarak vefat etmişti. Hıristiyan olarak öldükten sonra (Necâşî) Hz. Peygamber'e tavsiye etmişti.]
Açıklama: Yukarıda köşeli parantez içinde kaydedilen ibare, Ebû Davud'un matbu nüshasında bulunmamaktadır.
Bize Müsedded, ona Hammad, ona Abdülaziz b. Suheyb ve Sabit el-Bunânî, o ikisine Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), sabah namazını alaca karanlıkta kıldı, sonra bineğine bindi: "Allâhu Ekber, Hayber harab oldu. Biz bir kavmin yurduna girdiğimizde, uyarılanların sabahı ne kötü olur" buyurdu. Hayber ahalîsi dışarı çıktı, sokaklarda koşarak 'İşte Muhammed ve (hamis) ordu' diyorlardı. Râvî: 'Hamis' ordu demektir, dedi. Rasulullah (sav) onlara galip geldi, savaşanları öldürdü, aileleri esir aldı. Safiyye bt. Huyey önce Dıhye el-Kelbî'nin, sonra da Rasulullah'ın cariyesi oldu. Sonra Rasulullah (sav) onunla evlendi. Safiyye'nin (r.anha) hürriyete kavuşturulmasını da kendisine mehir tayin etti. Râvî Abdulazîz, Sabit'e 'Ya Ebu Muhammed! Enes'e ona ne mehir tayin etti diye sordun mu?' dedi. Sabit 'Peygamber, Safiyye'ye hürriyetini mehir tayin etti' dedi ve gülümsedi.
Bize Muhammed b. Ubeyd, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammede, ona Ebu'l-Acfâ es-Sülemi rivayet etmiştir: "Hz. Ömer (ra) bize bir hutbe irâd ederek şöyle dedi: Dikkat edin! Kadınlara verdiğiniz mehirlerde aşırıya gitmeyin! Eğer bu Allah katında takvâya ve dünyada izzet ve şerefe vesile olsaydı, Allah'ın Rasulü ona sizlerden daha lâyıktı. Oysa ne Allah'ın Rasulü zevcelerinden birine on iki ûkıyyeden fazla mehir verdi ne de kendi kızlarından hiçbirine bundan fazla mehir verildi."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Humeyd et-Tavil, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etti: Abdurrahman b. Avf (bir gün) Rasulullah'a (sav) geldi. Üzerinde safran kokusu vardı. Rasulullah (sav) bunun sebebini sordu. O da kendisinin Ensâr'dan bir kadınla evlendiğini söyledi. Rasulullah (sav) "Ona ne kadar mehir verdin?" dedi. Abdurrahman altından bir çekirdek kadar (5 dirhem) verdiğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) ona "Bir koyunla da olsa düğün ziyafeti de ver." buyurdu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Sabit, ona da Enes (ra) şöylenrivayet etti: Rasulullah (sav) Abdurrahman b. Avf'dan safran kokusu geldiğini hissetti. Ona "Bu nedir?" dedi. Abdurrahman da 'altından bir çekirdek ağırlığında (beş dirhem) mehir karşılığı bir hanımla evlendiğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) "Bârekellâhu leke (Allah senin için mübarek ve bereketli kılsın.) Bir koyunla da olsa düğün ziyafeti de ver." buyurdu.
Bize Müsedded, ona Hammad, ona Abdülaziz b. Suheyb ve Sabit el-Bunânî, o ikisine Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), sabah namazını alaca karanlıkta kıldı, sonra bineğine bindi: "Allâhu Ekber, Hayber harab oldu. Biz bir kavmin yurduna girdiğimizde, uyarılanların sabahı ne kötü olur" buyurdu. Hayber ahalîsi dışarı çıktı, sokaklarda koşarak 'İşte Muhammed ve (hamis) ordu' diyorlardı. Râvî: 'Hamis' ordu demektir, dedi. Rasulullah (sav) onlara galip geldi, savaşanları öldürdü, aileleri esir aldı. Safiyye bt. Huyey önce Dıhye el-Kelbî'nin, sonra da Rasulullah'ın cariyesi oldu. Sonra Rasulullah (sav) onunla evlendi. Safiyye'nin (r.anha) hürriyete kavuşturulmasını da kendisine mehir tayin etti. Râvî Abdulazîz, Sabit'e 'Ya Ebu Muhammed! Enes'e ona ne mehir tayin etti diye sordun mu?' dedi. Sabit 'Peygamber, Safiyye'ye hürriyetini mehir tayin etti' dedi ve gülümsedi.