216 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Abdullah b. İbrahim, ona Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Musa b. Ukbe, ona Nafi, ona da Abdullah b. Ömer Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "(Düğün yemeğine) davet edildiğiniz zaman icabet edin." [Nâfi: Abdullah b. Ömer'in oruçlu (nafile) iken dahi düğün davetine veya başka bir davete icabet ettiğini söyledi.]
Açıklama: ٌRivayetin Buhari'deki bab başlığı بَابُ إِجَابَةِ الدَّاعِي فِي العُرْسِ وَغَيْرِهِ şeklindedir. هَذِهِ الدَّعْوَةَ Bu davete ibaresini Kastallani düğün yemeği (velime) olarak açıklamıştır. Kastallanı, İrşadü's-Sari, 8: 75
Bize Abdurrahman b. Mübarek, ona Abdülvaris, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) düğünden dönen kadınları ve çocukları gördü. (Sevinçten) hızlıca ayağa kalktı ve şöyle dedi: "Allah'ım (şahit olsun ki) sizler, benim için insanların en sevimlilerindensiniz."
Açıklama: Hz. Peygamberin düğünden dönen kadın ve çocukları görünce sevinmesinin ve onlar için övgü dolu sözler söylemesinin sebebi öncelikle onların Ensardan olması ve düğüne katılmalarıdır. Ayni, Umdetü'l-Karİ, 20:162.
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona da İbn Şihab'ın rivayet ettiğine göre Enes şöyle dedi: "İnsanlar içerisinde hicab ayetinin sebeb-i nüzulünü en iyi bilen kişi benim. Übey b. Ka'b de onu bana sorardı. Rasulullah (sav), Zeyneb bt. Cahş ile evlenip damat oldu. Nitekim onunla Medine'de evlenmişti. Güneş yükseldikten sonra insanları yemeğe davet etti. Millet kalkıp gittikten sonraa Rasulullah (sav) oturmaya devam etti. Bazı kişiler de onunla birlikte oturmaya devam ettiler. Nihayet Rasulullah (sav) kalktı ve yürüdü. Ben de kendisiyle birlikte yürüdüm. Hz. Âişe'nin (r. anhâ) odasının kapısına kadar vardı. Sonra onların çıktıklarını zannedip geri döndü. Ben de onunla birlikte geri döndüm. Bir de baktık ki onlar yerlerinde oturmaya devam ediyorlar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ikinci kez geri döndü, ben de onunla birlikte ikinci kez geri döndüm. Nihayet Hz. Âişe'nin odasının kapısına varınca tekrar geri döndü ve ben de kendisiyle birlikte tekrar geri döndüm. Bu sefer baktık ki kalkmışlar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) benimle kendisi arasına bir perde gerdi ve bu olay sonrasında hicab ayeti nazil oldu."
Açıklama: Hadiste sözü edilen Hicâb ayeti şudur: "Ey iman edenler! Peygamberin evine size yemek için izin verilmediği vakit asla girmeyin, fakat çağrıldığınızda -erkenden gidip yemeğe hazırlanmasını beklemeksizin- girin, yemeğinizi yiyince hemen dağılın, söze dalıp oturmayın; bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resûlullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır." (Ahzab, 33/53)
Bize Hasan b. Ömer, ona Mu'temir, ona babası (Süleyman b. Tarhan), ona Ebu Miclez, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) Zeyneb bt. Cahş ile evlendiği zaman insanları düğün yemeğine davet etti, onlar da yemek yediler, sonra oturup sohbete koyuldular. Enes dedi ki: Rasulullah (sav) kalkmak için hazırlandı. Fakat onlar kalkmadılar. Onların kalkmadıklarını görünce kendisi kalktı. Rasulullah (sav) kalkınca, Orada bulunanlardan bazıları da kalktı. Üç kişi oturmaya devam ett. Hz. Peygamber Zeyneb'in odasına girmek için geldiği halde, onlar hala oturuyorlardı. (Hz. Peygamber tekrar dönüp gitti.) Sonra onlar kalkıp gittiler. Enes dedi ki: Akabinde ben gidip Hz. Peygamber'e (sav) onların gittiğini haber verdim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) geldi ve içeriye girdi. Ben de Hz. Peygamber'le (sav) beraber içeriye girmek istedim. Hz. Peygamber (sav) bu sırada benimle kendisi arasına (kapıdaki) perdeyi sarkıttı." Bu olay üzerine şu ayet nazil oldu.'Ey iman edenler, Peygamber'in evlerine yemeğe davet edilmeden, vakitli vakitsiz girmeyin. Bu, Allah katında büyük bir günahtır.' (Ahzâb, 33/53)
Açıklama: Ayetin tamamının meali için bkz. "Ey iman edenler! Peygamberin evine size yemek için izin verilmediği vakit asla girmeyin, fakat çağrıldığınızda -erkenden gidip yemeğe hazırlanmasını beklemeksizin- girin, yemeğinizi yiyince hemen dağılın, söze dalıp oturmayın; bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resûlullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır." (el-Ahzâb, 33/53).
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nâfi', ona da Abdullah b. Ömer'in (r. anhüma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz düğün yemeğine davet edildiğinde ona icabet etsin."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan, ona Mansur, ona Ebu Vail, ona da Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Esiri özgürlüğüne kavuşturunuz, davet edenene icabet ediniz, hastayı da ziyaret ediniz."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihâb, ona da Enes b. Malik (ra) –ki Enes, Rasulullah (sav ) Medine'ye geldiğinde on yaşında imiş- şöyle rivayet etti: İşte o zaman annem ve teyzelerim benden Peygamber'in (sav) hizmetine devam etmemi istiyorlardı. Ben de Peygamber'e (sav) on sene hizmet ettim. Rasulullah (sav) vefat ettiği zaman ben yirmi yaşındaydım. (Bu yüzden) indirildiği sırada hicâb olayını insanların en iyi bileni ben oldum. Bu olay ilk defa Rasulullah'ın (sav) Zeyneb bt. Cahş ile evlenmesi sırasında oldu. Peygamber (sav), Zeyneb ile evlenmesi dolayısı ile damat olmuştu. Akabinde insanları düğün yemeğine davet etti. Gelenler yemekten yediler. Sonra çıktılar. Aralarından birkaç kişi, Peygamber'in (sav) yanında kaldı ve bu kalış sürelerini epey uzattılar. Peygamber (sav), onların çıkıp gitmeleri için dışarı çıktı, ben de Onunla (sav) birlikte çıktım. Rasulullah (sav) yürüdü, ben de yürüdüm. Nihayet Aişe’nin odasının eşiğine geldi. Sonra insanların çıkıp gittiklerini zannetti ve geri döndü. Ben de Onunla (sav) birlikte geri döndüm. Sonunda Zeyneb'in yanına girince bir de gördü ki o kişiler yerlerinden kalkmayıp hâlâ oturmaktalar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) tekrar geri döndü, ben de onunla birlikte döndüm. Sonunda yine Aişe’nin odasının eşiğine vardığında, insanların çıkmış olduklarını düşündü. Geriye döndü, ben de beraberinde döndüm. Bu sefer gördük ki, onlar çıkıp gitmişler. Peygamber (sav) benimle kendisi (sav) arasına perde çekti ve hicâb emri de indirildi.
Bize İshâk b. Mansûr, ona Abdullah b. Bekir es-Sehmî, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) Zeyneb bt. Cahş ile evlendiği zaman insanlara düğün ziyafeti verip ekmek ve et yedirdi. Sonra zifaf gecesinin sabahında yapageldiği gibi, müminlerin annelerinin hücrelerine doğru çıkıp onlara selam veriyor, dua ediyor, onlar da kendisine selam veriyor ve dua ediyorlardı. Peygamber (sav), bu dolaşmadan kendi evine döndüğü zaman sohbete dalmış iki kişi gördü. Efendimiz (sav), onların [lafa daldıklarını] görünce tekrar evinden geriye döndü. Bu sırada o iki kişi de Rasulullah’ın (sav) kendi evinden çıktığını görünce derhal yerlerinden fırladılar. Bu iki kişinin çıkışlarını Ona (sav) ben mi haber verdim, yoksa başkası tarafından mı haber verildi bilmiyorum. Akabinde [Efendimiz (sav)] döndü ve eve girdi ve benimle kendisi arasına kapının perdesini sarkıtıp indirdi. Ve (bu sırada) Hicâb ayeti indirildi. Ve İbn Ebu Meryem şöyle dedi: Bize Yahya b. Eyyub, ona da Humeyd et-Tavîl, Enes’ten Rasul-i Ekrem’e (sav) dair şunları işittiğini haber verdi.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Sabit, ona da Enes (ra) şöylenrivayet etti: Rasulullah (sav) Abdurrahman b. Avf'dan safran kokusu geldiğini hissetti. Ona "Bu nedir?" dedi. Abdurrahman da 'altından bir çekirdek ağırlığında (beş dirhem) mehir karşılığı bir hanımla evlendiğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) "Bârekellâhu leke (Allah senin için mübarek ve bereketli kılsın.) Bir koyunla da olsa düğün ziyafeti de ver." buyurdu.
Bize İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona da Humeyd, ona da Enes şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) (Hayber dönüşü yolda üç gün) durup Safiyye bnt. Huyey ile evlendi. Ben de müslümanları düğün yemeği davet ettim. Peygamber (sav) sofraların serilmesini emretti. Sofralar serildi. Üstlerine hurma ve keş (kurutulmuş yoğurt), bir de tereyağı konuldu. Ve Amr b. Ebu Amr’ın nakline göre Enes, “Hz. Peygamber (sav), Safiyye ile evlendi. Sonra (emri üzerine hurma, yağ ve keş karışımı olan) hays yemeği yapıldı ve deriden sofraların üzerinde (orada bulunanlara ikram edildi.)” demiştir.