102 Kayıt Bulundu.
“İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.”
Hayır hayır (öğüt almazlar). Aya andolsun ki,
Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattırırsak: Bu, benim hakkımdır, kıyametin kopacağını sanmıyorum, Rabbime döndürülmüş olsam bile muhakkak O'nun katında benim için daha güzel şeyler vardır, der. Biz, inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve muhakkak onlara ağır azaptan tattıracağız.
İnsan hayır istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizliğe düşer, üzülüverir
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Zekvân, ona da Ebu Hureyre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İşte size Yemen ehli geldi. Yemenliler yüreği en yufka, kalbi en yumuşak kimselerdir. iman Yemen tarafındadır, hikmet de Yemen tarafındadır. Öğünme ile kendini beğenme deve sahiplerinde, sükûnet ile vakar ise davar sahiplerindedir" Yine bu hadisi Gunder, ona Şu'be ona Süleyman, ona Zekvân, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Gunder arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Zekvân, ona da Ebu Hureyre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İşte size Yemen ehli geldi. Yemenliler yüreği en yufka, kalbi en yumuşak kimselerdir. iman Yemen tarafındadır, hikmet de Yemen tarafındadır. Öğünme ile kendini beğenme deve sahiplerinde, sükûnet ile vakar ise davar sahiplerindedir" Yine bu hadisi Gunder, ona Şu'be ona Süleyman, ona Zekvân, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Yemenliler size geldi. Onlar son derece yumuşak kalpli, son derece yufka yürekli kimselerdir. Fıkıh (anlayış ve kavrayış) Yemenlidir, hikmet de Yemenlidir."
Açıklama: Bu hadis bize insan karakterinin oluşması ve şekillenmesinde yaratılıştan getirilen duygu ve kabiliyetlerin eğitilmesi ve aklın, bu eğitimle kazanılan değerlerle bütünleşmesi istikametinde kullanılmasındaki rolünü ifade etmektedir. Fıtrata uygun en mükemmel yaşam ölçülerini bilen bizzat Yaratıcının kendisidir. Bundan dolayıdır ki peygamber olarak yarattığı ilk insanla beraber yaşam ölçülerini de bildirmiştir. “Eşref-i mahlûk” olarak yaratılan insan, saygınlığını yaratılış maddesinden değil, kendisine peygamberi vasıtasıyla bildirilen bu ilâhi kurallar çerçevesinde yaşamasındandır. Allah’ın yaratılıştan vermiş olduğu aklı, bildirdiği kurallar çerçevesinde kullanmak tamamen insanoğlunun iradesindedir. Yaratılış amacına uygun mükemmel kişilik ancak aklın bu istikamette kullanılmasıyla mümkündür. Temiz fıtratta yaratılan insanoğlu daha sonra bu fıtrattan uzaklaşarak ilahî ölçülerden uzak sergilediği yaşam biçimi karakter hâline dönüşebilmekte, sonuç itibariyle de bu temiz fıtrat bozulabilmektedir. Allah Rasûlü bunu “Kişinin asaleti (güzel) ahlakı(ndan)dır.” ifadesiyle dile getirmektedir. İnsanoğlu ilâhî kuralların ortaya koyduğu ahlâkî ölçüler çerçevesinde bir yaşam biçimi sergiliyorsa bu onun yaratılıştaki temiz fıtratının bozulmadığını gösterir. Netice itibariyle hadisin belirttiğine göre saygınlığın yaratılıştan değil İslam Dînini güzel yaşamaktan ve İslam ahlâkını içselleştirmekten ileri geldiğini unutmamak gerekir.