102 Kayıt Bulundu.
Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.
Elif. Lâm. Mîm. Râ. Bunlar, Kitab'ın âyetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır, fakat insanların çoğu inanmazlar.
O, insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir.
İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
İnsan var ya, Rabbi kendisini imtihan edip de ikramda bulunduğunda ve bol nimet verdiğinde "Rabbim bana ikram etti" der.
Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise "Rabbim beni önemsemedi" der.
Bana Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî, ona Vehb b. Cerîr, ona Şu'be, ona İsmail b. Ebu Hâlid, ona Kays b. Ebu Hâzım, ona da Ebu Mesûd el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) eliyle Yemen tarafına işaret ederek "iman şu tarafta, kabalık ve katı kalplilik ise şeytanın boynuzunun doğduğu yerde, Rabia ve Mudar kabilelerinde, develerin kuyruklarının ardından bağırıp çağıran kimselerdedir."
Açıklama: HM022251 Rivayetine bakıldığında وَمَا جَعَلْنَا الْمَالَ إِلَّا لِإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ sözünün Allah'a ait bir kelam olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre mana şöyle olmaktadır. Bize Ebu Amir, ona Hişam b. Sa'd, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona babası Vakıd el-Leysî şöyle rivayet etmiştir: Biz Peygamber'e gelmiş idik. Ona vahiy geldikçe bize aktarırdı. Bir gece bize, Allah'ın (ac) muhakkak malı namazı eda edebilmek ve zekatı verebilmek için indirdik. Âdemoğlunun bir vadi dolusu malı olsa, ikincisini isterdi, iki vadi dolusu malı olsa üçüncünü isterdi. Âdemoğlunun ağzını topraktan başka bir şey dolduramaz. Allah, tövbe eden kimsenin tövbesini kabul eder." dediğini aktardı.