184 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Muhammed b. 'Ar'ara, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav), Allah'a en sevimli gelen amelin hangisi olduğu soruldu. O (sav); "az da olsa devamlı olanı" buyurup, "yapabileceğiniz amelleri üstlenin" diye ekledi."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَحَبُّ الأَعْمَالِ إِلَى اللَّهِ تَعَالَى أَدْوَمُهَا وَإِنْ قَلَّ
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizler doğru olup (ibadetlerinize ölçülü bir şekilde) devam edin. İyi biliniz ki sizden birini ameli cennete sokayamacaktır. Allah'a amellerin en sevimli geleni az da olsa devamlı olanıdır."
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: 'Yaşadığım süre içerisinde gündüzleri oruç tutacağım, geceleri namaz kılacağım' dediğim Hz. Peygamber'e (sav) haber verilmiş. Hz. Peygamber bunu sorduğunda, 'Anam babam sana feda olsun! bunu ben söyledim' dedim. Bunun üzerine "buna gücün yetmez. Bazen oruç tut, bazen tutma. Her ay üç gün oruç tut, her iyilik on misliyle karşılık bulduğu için ömrün boyunca oruç tutmuş gibi olursun" dedi. Ben de 'bundan daha fazlasına gücüm yeter' deyince, bir gün oruç tut, iki gün tutma buyurdu. 'Bundan da daha fazlasına gücüm yeter' deyince, o zaman "bir gün tut, bir gün tutma, bu Davud'un (as) orucudur ve en faziletli oruçtur" dedi. 'Bundan daha fazlasına gücüm yeter' deyince Hz. Peygamber (sav) de "bundan daha faziletlisi olmaz" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad (b. Seleme), ona Said el-Cüreyrî, ona Ebu Selil (Dureyb b. Nukayr), ona Mücibe el-Bahiliyye, ona da babası ya da amcasının (Abdullah b. Haris el-Bahilî) naklettiğine göre o (Abdullah) Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelmiş, ardından ayrılıp (yurduna dönmüş), bir sene sonra da şekli ve şemali değişmiş bir halde (tekrar) huzura gelmişti. O Rasulullah'a, Ey Allah'ın Rasulü! Beni tanımadın mı? deyince Hz. Peygamber (sav) "sen de kimsin" buyurmuştu. (O), ben, geçen sene sana gelen Bahili (zatım) demiş Nebî (sav), "seni ne bu hale getirdi, sen güzel görünüşlü biri idin" buyurmuştu. (O), Sen'den ayrıldığımdan beri sadece geceleri yemek yedim deyince Hz. Peygamber (sav), "niçin kendine azap ettin?" buyurup ardından, "sabır ayı (olan Ramazan'ı oruçlu geçir ona ilaveten de) her aydan bir gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha fazlasını buyur, ben kuvvetliyim deyince Nebî (sav), "(her aydan) iki gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha da artır deyince Rasulullah (sav), "(her aydan) üç gün oruç tut" buyurmuştu. (O), daha da artır demiş ve Hz. Peygamber (sav), "haram aylarda üç gün tut üç gün tutma, üç gün tut üç gün tutma, üç gün tut üç gün tutma" buyurmuştu. (Hz. Peygamber (sav) bunu söylerken) üç parmağıyla işaret ediyor, onları yumuyor ve geri açıyordu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ca'fer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona da babası (Vehb b. Vehb) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Selmân ile Ebu Derdâ'yı kardeş yapmıştı. Bir gün Selman, Ebu Derdâ'yı ziyaret etti. Eve gidince, Ümmü Derdâ'nın yıpranmış eski elbiseler giydiğini gördü. Ona 'Bu halin nedir?' diye sordu. ÜmmübDerdâ, 'Kardeşin Ebu Derdâ'nın dünya ile alakası yok' diye cevap verdi. Ardından Ebu Derdâ da geldi, Selmân için yemek yaptı ve 'Sen ye, ben oruçluyum' dedi. Selmân 'Sen yemezsen ben de yemem!' deyince Ebu Derdâ yemekten yedi. Geceleyin Ebu Derdâ (namaz için) kalktı. Selmân ona, 'Yat, uyu!' dedi. Bunun üzerine biraz uyudu. Selmân da uyudu. Sonra tekrar kalkmak istedi. Selmân yine 'Uyu!' dedi. Gecenin sonuna doğru Selmân 'Haydi şimdi kalk' dedi. Birlikte namaz kıldılar. Selman, Ebu Derdâ'ya, 'Rabbinin sende hakkı vardır. Nefsinin sende hakkı vardır. Ailenin de sende hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver' dedi. Ebu Derdâ, Hz. Peygamber'e (sav) gelip bu durumu söyledi. Hz. Peygamber (sav) de 'Selmân doğru söylemiş' buyurdu. Hadisin isnadında ismi geçen Ebu Cuhayfe'nin adı Vehb es-Süvâî'dir. Ona Vehb el-Hayr da denilir.
Bana Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansûr, ona İbrahim, ona da Alkame şöyle demiştir: "Müminlerin annesi Aişe'ye; 'Ey Müminlerin annesi! Hz. Peygamber'in (sav) ibadeti nasıldı? (Bazı) günlere özel ibadet eder miydi?' diye sordum. O (r.anha): 'Hayır! O'nun (sav) ameli (bazı günlere has değil) devamlı idi. Hz. Peygamber'in (sav) yapabildiğini hanginiz yapabilir ki!' dedi."
Bize Nasr b. Ali el-Cahdemî, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona Âsım el-Ahvel, ona da Abdullah b. Sercis elMüzenî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güzel görünüş, teennî (ile hareket etmek) ve (tüm işlerde) orta yolu tutmak, nübevvetin yirmi dört cüzünden biridir." [Bu konuda İbn Abbas'tan da hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona da Abdullah b. Sercis, Nebî'den (sav) benzeri (nahve) bir hadis rivayet edip (senette) Âsım'ı zikretmemiştir. Sahih olan, Nasr b. Ali'nin (rivayet ettiği) hadistir.]
Bize Nasr b. Ali el-Cahdemî, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona Âsım el-Ahvel, ona da Abdullah b. Sercis, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güzel görünüş, teennî (ile hareket etmek) ve (tüm işlerde) orta yolu tutmak, nübüvvetin yirmi dört cüzünden biridir." [Bu konuda İbn Abbas'tan da hadis nakledilmiştir. Bu, hasen-garîb bir hadistir. Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Abdullah b. İmrân, ona da Abdullah b. Sercis, Nebî'den (sav) muhteva bakımında benzeri bir hadis rivayet etmiş ancak (senette) Âsım'ı zikretmemiştir. Sahih olan, Nasr b. Ali'nin rivayet ettiği hadistir.]
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona İbn Ebu Halid, ona Kays b. Ebu Hâzim, ona da Ebu Mesud el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: Bir adam, 'Yâ Rasulullah! Falan kimsenin bize uzun kıldırmasından dolayı namazı neredeyse tamamlayamıyorum' dedi. Ben, Hz. Peygamber'in (sav) -va'zü nasihatte bulunurken- o günkü kadar sinirlendiğini hiç görmedim! (Adamın sözü üzerine) O (sav): "Ey insanlar! Sizler (arkanızda saf tutanları) nefret ettiriyorsunuz! İnsanlara namaz kıldıran (namazı) kısa tutsun. Çünkü onların içinde hasta, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır" buyurdu.