233 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Esved b. Kays, ona da Cündeb b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Cebrâil (as), bir süre Hz. Peygamberʼin (sav) yanına uğramamıştı. Kureyş'ten bir kadın, " (Galiba) şeytanı onu ihmal etti" dedi. Bunun üzerine, "Kuşluk vaktine, çöktüğü zaman geceye and olsun ki, Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da" (93/1-3) ayetleri indi.
Açıklama: Hadis metninde yer alan kadının Ebu Süfyanʼın kız kardeşi, Ebu Lehebʼin karısı olan Ümmü Cemil olduğu kaydedilmiştir (İbn Hacer, Ebū'l-Fadl Ahmed b. ʿAlî b. Muhammed b. Ahmed el-ʿAskalânî (ö. 852/1448), Fethu'l-Barî Şerhu Sahîh el-Buhârî, I-XIII, Beyrut 1379/1959, 9/8).
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihab şöyle demiştir: Bir gün Ömer b. Abdülaziz ikindi namazını kıldırmayı biraz geciktirmişti. Bunun üzerine Urve ona hitaben, 'Cebrail, gökten inip Hz. Peygamber'in (sav) önünde namaz kıldı.' dedi. Bunun üzerine Ömer, 'Ne dediğine dikkat et ey Urve!' diye karşılık verdi. Bunun üzerine Urve sözlerine şöyle devam etti: 'Bana Beşir b. Ebu Mesud, ona Ebu Mesud, Hz. Peygamber'i şöyle derken işittiğini rivayet etti: "Cebrail indi ve bana imamlık yaptı. Ben de onunla ilk olarak sabah namazını kıldım. Sonra öğle namazını; sonra ikindi namazını; sonra akşam namazını; sonra da yatsı namazını kıldım." Hz. Peygamber (sav) parmaklarıyla beş vakit namazı sayıyordu.
Açıklama: Ömer b. Abdulaziz idari işleri sebebiyle ikindi namazını vakit biraz geçtikten sonra kıldırma imkanı bulmuş, tabiun neslinden Hz. Aişeʼnin (r.anh) yeğeni ve en yakın öğrencilerinden olan Urve b. ez-Zübeyr ise bu duruma itiraz etmiştir. İtiraz ederken Cebrailʼin Hz. Peygamberʼin (sav) namaz kıldırmak için önüne geçtiğine veya namaz vakitlerini Cebrail'in belirlediğine dair bilgiye Ömer b. Abdulaziz tarafından itiraz edilince Urve bilgisinin kaynağı olan hadisi rivayet etmiştir. (Bkz. İbn ʿAbdilberr, Ebû Ömer Yûsuf b. ʿAbdillâh en-Nemerî (ö.463/1071), et-Temhîd li mâ fī'l-Muvattaʾ mine'l-Meʿânî ve'l-ʾEsânîd (nşr. Muṡṭafā b. ʾAḥmed el-ʿAlevī, Muḥammed ʿAbdulkebīr el-Bekrī), I-XXIV, Maġrib 1387/1967, 8/ 18; İbn Hacer, Ebû'l-Fadl Ahmed b. ʿAlî el-ʿAskalânî (ö. 852/1448), Fethu'l-Bârî Şerhu Sahīh el-Buhârî, I-XIII, Beyrūt 1379/1959, 2/3).
Bize Ebu Velid, ona Hemmâm, ona Atâ, ona Safvan b. Ya'lâ, ona babası (Yaʼlâ b. Ümeyye) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanındaydım. Üzerinde safran veya onun gibi (renkli koku tarzı) bir şeyin izi olan elbise giymiş bir adam çıkageldi. Hz. Ömer bana, "Hz. Peygamber'e vahiy gelirken onu görmek ister misin?" diye sordu. Bu esnada Hz. Peygamber'e (sav) vahiy geldi. Daha sonra ondan vahiy hali geçip gitti. Hz. Peygamber (sav) o kişiye "Hacc yaparken yaptığın şeylerin aynısını umre yaparken de yap!" buyurdu.
Bize Ferve, ona Ali b. Müshir, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Haris b. Hişam, Hz. Peygamber'e (sav) 'Sana vahiy nasıl geliyor?' diye sordu. Hz. Peygamber, 'Bazen vahiy meleği çıngırak sesine benzer bir sesle gelir. Sonra yanımdan ayrıldığında, getirdiği vahyi anlamış ve bellemiş olurum. Bu vahiy şekli bana en zor gelenidir. Bazen de vahiy meleği bir adam şeklinde belirir. Benimle konuşur ve ben de onun dediklerini anlar ve bellerim."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme, ona Cabir b. Abdullah, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "[İlk vahiy hadisesinden] sonra bir süre vahiy gelmedi. Başımı göğe doğru kaldırıp baktığımda birden Hira'da bana gelen meleği, yer ile gök arasındaki bir kürsüde otururken gördüm. Ondan korkup yere düştüm. Ailemin yanına gelip 'Beni örtün, beni örtün' dedim. Bunun üzerine Allahu teâlâ, 'Ey örtünüp bürünen!' (Müddessir, 74/1) ayetinden 'Pisliği terket'(Müddessir, 74/5) ayetine kadar olan kısmı indirdi. Ebu Seleme şöyle demiştir: '(Ayette yer alan)'Ricz kelimesi, putları ifade etmektedir'.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Urve, ona Hz. Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "[Hira mağarasındaki ilk vahiy hadisesinden sonra] Hz. Peygamber, kalbi titreyerek Hz. Hatice'nin yanında döndü. Daha sonra Hz. Hatice Oʼnu (sav) Varaka b. Nevfel'e götürdü. Varaka, Hristiyan olmuş, İncilʼi Arapçasından okuyan biriydi. Varaka Hz. Peygamber'e (sav) [Başına garip haller geldiğinde]'Neler görüyorsun?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka, 'Bu gördüğün, Allah'ın (cc) Musa'ya (as) indirdiği Namustur. Şayet peygamberliğine yetişirsem sana verebildiğim bütün desteğimi vereceğim.' dedi. [Buhari dedi ki] Namus, Allah'ın başkalarından gizlediği halde kendisine bildirdiği sırra/vahye sahip varlık demektir.
Açıklama: hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
(Yahudiler) Allah'ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü "Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi" dediler. De ki: Öyle ise Musa'nın insanlara bir nûr ve hidayet olarak getirdiği Kitab'ı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler (Kur'an'da) size öğretilmiştir. (Resûlüm) sen "Allah" de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: ذَرْهُمْ فِي خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ
Bize Ebu Nuaym, ona Hemmâm, ona Atâ, ona Safvân b. Ya'lâ b. Ümeyye, ona da babası (Ya'lâ b. Ümeyye) şöyle rivayet etmiştir: Üzerinde cübbe, cübbesinde de hâluk (denen koku) veya sarılık olan bir adam Hz. Peygamber (sav) Cîrane'de iken yanına geldi ve Ona (sav) "Umremi nasıl eda etmemi emir buyurursun?" dedi. Bunun üzerine Allahu teâlâ, Hz. Peygamberʼe (sav) vahiy indirdi. Hemen üzerine bir örtü örtüldü. (Ya'lâ) dedi ki, "Ben, öteden beri kendisine vahiy inerken Hz. Peygamberʼi (sav) görmeyi arzu ederdim". (Derken) Ömer, "Gel, kendisine vahiy inerken Hz. Peygamberʼe (sav) bakmak ister misin?" dedi, ben de "evet" şeklinde karşılık verdim. Ömer, örtünün kenarını kaldırdı, ben de Ona (sav) baktım; horulduyordu -ravi zannedersem (Hz. Peygamberʼin horuldaması) genç devenin horuldaması gibiydi' dedi-. (Bu hal Rasulullah'tan) gidince "Umre hakkında soran nerededir? Üzerindeki cübbeyi çıkar, halûk kokusunun izini yıka, sarılığı da temizle ve hac yaparken yaptığın şeylerin aynısını umre yaparken de yap!" buyurdu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Dahhâk b. Mahled arasında inkita vardır.