233 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Ebu Süreyc er-Razî ve Ali b. Hüseyin b. İbrahim ve Ali b. Müslim, onlara Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Müslim b. Mesruk, ona Abdullah, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah vahiyle konuşunca gök ehli semada kaya üzerinde çekilen zincirin sesine benzer bir çan sesi işitirler ve yere kapanırlar. Kendilerine Cebrail gelinceye kadar bu halde kalırlar. Cebrail gelince kalplerinden (bu hal) giderilir. Onlar Cebrail'e Ey Cibril! Rabbin ne buyuruyor? derler. O da hakkı söyledi cevabını verir. Bunun üzerine diğer melekler hakkı, hakkı derler."
Bize Ahmed b. Ebu Süreyc er-Razî ve Ali b. Hüseyin b. İbrahim ve Ali b. Müslim, onlara Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Müslim b. Mesruk, ona Abdullah, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah vahiyle konuşunca gök ehli semada kaya üzerinde çekilen zincirin sesine benzer bir çan sesi işitirler ve yere kapanırlar. Kendilerine Cebrail gelinceye kadar bu halde kalırlar. Cebrail gelince kalplerinden (bu hal) giderilir. Onlar Cebrail'e Ey Cibril! Rabbin ne buyuruyor? derler. O da hakkı söyledi cevabını verir. Bunun üzerine diğer melekler hakkı, hakkı derler."
Bize Ahmed b. Ebu Süreyc er-Razî ve Ali b. Hüseyin b. İbrahim ve Ali b. Müslim, onlara Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Müslim b. Mesruk, ona Abdullah, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah vahiyle konuşunca gök ehli semada kaya üzerinde çekilen zincirin sesine benzer bir çan sesi işitirler ve yere kapanırlar. Kendilerine Cebrail gelinceye kadar bu halde kalırlar. Cebrail gelince kalplerinden (bu hal) giderilir. Onlar Cebrail'e Ey Cibril! Rabbin ne buyuruyor? derler. O da hakkı söyledi cevabını verir. Bunun üzerine diğer melekler hakkı, hakkı derler."
Bize Ali b. Haşrem, ona İsa b. Yunus, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Medine'deki bir tarlada Hz. Peygamber'le (sav) birlikte idim. Rasûlullah (sav) bir ağaç dalına yaslanmıştı. O sırada Yahudilerden bir grup oradan geçiyordu. İçlerinden biri, 'Ona ruh hakkında sorun' dedi. Bazıları ise, 'Hayır sormayın, çünkü size hoşlanmayacağınız şeyler söyleyebilir' dediler. Sonunda Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Ebu'l-Kâsım! Bize ruhtan bahset' dediler. Hz Peygamber bir müddet durup bekledi ve başını gökyüzüne doğru kaldırdı. O sırada kendisine vahiy geldiğini anlamıştım. Nihayet vahiy hali kalktı. Sonra şu âyeti okudu: "Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruhun ne olduğunu ancak Rabbim bilir, size ise pek az bilgi verilmiştir (el-İsra, 17/85)." Ebu İsa [Tirmizî] "Bu, 'Hasen-sahih' bir hadistir" demiştir.
Açıklama: 'Hasen-Sahih' gibi birleşik sıhhat değerlendirmeleri Tirmizî'nin Sünen'inde çokca yer almaktadır. Ancak tam olarak hangi anlama geldiği konusunda hadis alimleri arasında ihtilafa sebep olmuştur. “Hadis iki tarikten rivayet edilmiş olup birine göre sahih, diğerine göre hasen seviyesindedir” şeklindeki açıklamanın tercih edildiği kaydedilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mücteba Uğur, "Hasen" maddesi, DİA, İstanbul, 1997, 16/374-375.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buharî ile Ebu Muaviye arasında inkıta' vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buharî ile Süleyman b. Karm arasında inkta' vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Buharî ile İbn İshak arasında inkıta' vardır.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona Abdullah şöyle demiştir: "Hz. Peygamber ile bir mağarada beraberken 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Hz. Peygamber bu sureyi okuyordu. Hz. Peygamber'in ağzı henüz bu sure ile ıslakken onun ağzından bu sureyi aldım. O esnada bir yılan bize doğru sıçradı. Hz. Peygamber 'Yılanı öldürün' dedi. Biz yılanı öldürmeye çalışırken yılan kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu.' dedi." Ömer [b. Hafs] şöyle dedi: 'Bu rivayeti babamdan Mina'da bir mağarada öğrendim.'
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Mansur bu isnadla rivayet etti. İsrail'e Ameş, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah bu hadisin bir benzerini nakletti. Esved b. Amir, İsrail'den rivayetiyle ona (Yahyâ b. Ademʼe) mutabaat etmiştir. Hafs, Ebu Muaviye, Süleyman b. Karm'a Ameş, ona İbrahim, ona Esved nakletti. Yahya b. Hammad'a Ebu Muaviye, ona Muğire, ona İbrahim, ona Alkame, ona Abdullah rivayet etti. İbn İshak'a Abdurrahman b. Esved, ona babası (Esved), ona da Abdullah nakletti. (Buhari şöyle dedi:) Bize Kuteybe, ona Cerir, ona Ameş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Abdullah şöyle dedi: Hz. Peygamber ile beraber bir mağaradayken ona 've'l-mürselâti' (Mürselat) suresi indi. Onun ağzı henüz bu sureyle ıslakken (daha yeni almışken) onun ağzından bu sureyi aldık. O esnada bir yılan belirdi. Hz. Peygamber "Onu öldürün." dedi. Abdullah şöyle devam etti: Onu öldürmek için koştuk ancak yılan bizden kaçtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi: "Siz onun şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu."