233 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şube; (T) Bize İshak b. İbrahim, ona el-Mülâî, ona Süfyan, onlara Esved b. Kays bu isnad ile, (önceki rivayetteki) İshak ve Muhammed'in hadislerine benzer şekilde rivayette bulundu.
Açıklama: hadisin metni için M004657 numaralı hadise bakınız.
Bize Haccâc, ona Şerîk, ona Ebu İshak, ona Teymî, ona da İbn Abbas'ın dediğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Dişlerimi misvaklamak hususunda bana o kadar çok tavsiyede bulunuldu ki, neredeyse bu konuda bana bir ayet ya da vahiy inecek sandım."
Açıklama: hadis mütabileriyle birlikte hasen li ğayrihidir.
Bize Kuteybe, ona İbn Lehîa, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Amr b. Velîd, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Ben Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Vahiy gelirken bir şey hissediyor musun?' diye sordum, Hz. Peygamber (sav) 'Evet, (önce) zincir sesine benzer sesler duyarım, sonra o esnada susarım. Bana her vahiy geldiğinde, mutlaka canımın çıkacağını hissederim' buyurdu."
Açıklama: Bu isnad, İbn Lehia'nın su-i hıfz olmasından dolayı zayıftır.
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Muğira, ona da İbrahim şöyle rivayet etti: Alkame “Ben, Kur'ân'ı iki senede okudum (öğrendim)” demiştir Hâris ise, “Kur'ân okumak kolay, onun vahiy (süreci) ise daha zordur” dedi.
BizeEbu Usame, ona Fitr, ona İsmail b. Recâ, ona babası, ona da Ebu Saîd el-Hudrî “Biz yanında iken, Peygamber (sav) şöyle buyurdu” demiştir: "İçinizde Kur’an’ın inişi uğruna savaşan gibi, Kur'an'ın tevili ve yorumu uğruna da savaşan olacaktır."
Açıklama: Sahih hadistir. Bu isnad hasendir.
Bize Hüseyin b. Muhammed, ona Fitr, ona İsmail b. Recâ ez-Zübeydî, ona babası, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: "Biz oturmuş, Allah Rasulü'nü (sav) bekliyorduk. O, hanımlarından birinin evinden çıkıp yanımıza geldi. Onun gelişi birlikte ayağa kalktık. O sırada Hz. Peygamber'in (sav) terliğinin kayışı koptu. Hz. Ali onu yamamak için geride kaldı, biz Allah’ın Rasulü (sav) ile birlikte yürüdük. Sonra durdu, Hz. Ali’yi bekledi, biz de onunla birlikte durduk. Sonra 'Sizden öyle kimseler vardır ki, benim Kur’an’ın inişi uğruna savaştığım gibi, o da Kur'an'ın tevili ve yorumu uğruna savaşacaktır' buyurdu. Biz dikkat kesildik. Aramızda Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Ancak Rasulullah (sav) 'Hayır o ikisi değil, o kişi şu terliği yamayan kimsedir' buyurdu. Bunun üzerine biz (Ali’nin yanına gidip) ona müjde vermek istedik, ama sanki o, bu sözleri işitmiş gibiydi."
Açıklama: Sahih hadistir. Bu isnad hasendir.
"Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı." (Necm, 53/11)
"Onun gördüğü şey hakkında şimdi siz onunla tartışacak mısınız?" (Necm, 53/12)
"And olsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü." (Necm, 53/18)
Bize Ebu Usâme, ona Avf, ona da Hâlid er-Rabiî şöyle demiştir: "İsrâiloğulları içinde ilimde şöhret bulmamış bir adam bir bidat (dinde olmayan bir iş) ortaya koydu, sonra insanları ona uymaya çağırdı, onlar da kendisine uydular. Derken bir gece adam kendi kendine düşündü ve şöyle dedi: Diyelim ki bu insanlar benim uydurduğum şeyi bilmiyorlar, peki Allah benim uydurduğumu bilmez mi? Sonra adam o kadar pişman oldu ki pişmanlığından dolayı köprücük kemiğini dağladı, oraya bir zincir yerleştirip zinciri de mescidin direklerinden birine bağladı ve 'Allah benim tevbemi kabul edinceye kadar bunu çıkarmayacağım' dedi. Bunun üzerine Allah, İsrail oğullarından bir peygambere vahyedip - o zaman vahyin gelmesi yadırganmazdı- 'falanca kişiye şöyle söyle' diye emir buyurdu: Eğer günahın sadece benimle senin aranda olsaydı, onu sana mutlaka bağışlardım. Fakat sen, kullarımdan birçoğunu saptırdın, onlar da cehenneme girdiler. Peki onların hali ne olacak?"