Giriş

Bize İshak b. İbrahim, ona Ya'lâ b. Ubeyd, ona da A'meş hadisi bu isnadla nakletti. Ancak orada (farklı olarak) şu ifadeler bulunmaktadır: Aişe (r.anha) onların niyetlerini anladı ve onlara kötü söz söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "yavaş ol ey Aişe! Şüphesiz Allah (cc) çirkin işi ve kötü sözü sevmez" buyurdu. (Ayrıca rivayetin sonuna) Şöyle bir ilavede bulundu: Bunun üzerine Allah (cc); "Sana geldiklerinde Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar." [(Mücadele, 58/8)] ayetini (sonuna kadar) indirdi'.


Açıklama: Hadiste geçen fuhş, söz olsun, fiil olsun her türlü kötülüğü kapsamaktadır. Tefehhuş ise bunları bilerek yapmak anlamına gelir (Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, XI, 100). Hadiste geçen diyalog dikkate alındığında Allah Resûlü'nün (sav) öncelikli amacı kötü sözden sakındırmak olsa da onun bu vesileyle muhatabını ve tüm mü'minleri her türlü kötülükten men ettiği anlaşılır.

    Öneri Formu
6023 M005659 Müslim, Selam, 11

Bize Ebu Küreyb, ona İbn Nümeyr, ona da Hişam aynı isnadla rivayet etti ve "Sevde diğer insanlardan daha uzun bir kadındı demiştir. Rasulullah (sav) için de o akşam yemeği yiyordu demiştir."


Açıklama: Hadisin bütünü için M005668 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
6039 M005669 Müslim, Selam, 17

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası, ona da Aişe (bt. Ebu Bekir) şöyle demiştir: Üzerine örtü örttükten sonra Şevde hacetini görmek için dışarı çıktı. Kendisi cismen bütün kadınlardan uzun ve vücutlu bir kadındı. Kendisini tanıyanlara gizli kalamazdı. Ömer b. Hattab onu gördü ve ey Sevde! Vallahi bizden gizlenemiyorsun! Nasıl dışarı çıktığına bir bak dedi. Bunun üzerine Sevde hemen bozularak geri döndü. Rasulullah (sav) benim evimde idi. Kendisi akşam yemeği yiyordu. Elinde bir kemik vardı. Sevde içeri girerek; ey Allah'ın Rasulü! Ben dışarı çıkmıştım, o sırada Ömer bana şöyle şöyle söylendi dedi. O sırada Rasulullah'a (sav) vahiy geldi. Sonra kendisinden (o ağırlık) kaldırıldı. Kemik hâlâ elindeydi. Onu bırakmamıştı. Şöyle buyurdu: "Size hacetiniz için dışarıya çıkmanıza izin verildi." [Ebu Bekir'in rivayetinde; cismi bütün kadınlardan uzundu cümlesi vardır. Ebu Bekir kendi rivayetinde şunu ziyade etmiştir: Hişam (adlı ravi), el-Bezzâz olandır.]


    Öneri Formu
6036 M005668 Müslim, Selam, 17


    Öneri Formu
6044 M005672 Müslim, Selam, 18


    Öneri Formu
6043 M005671 Müslim, Selam, 18


    Öneri Formu
39262 HM002707 İbn Hanbel, I, 298


    Öneri Formu
150973 BS14029 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 252

Bize Haccâc b. Minhâl, ona Hüşeym, ona Ebu Hâşim, ona Ebu Miclez, ona da Kays b. Ubâd şöyle rivayet etmiştir: Ebu Zer (ra); "Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır" (Hac, 19) ayetinin Bedir Günü karşılıklı çarpışan Hamza ve iki arkadaşı (Ali b. Ebu Talib ve Ubeyde b. Hâris) ile Utbe ve iki arkadaşı (Şeybe ve Velid) hakkında indiğine yemin ediyordu. Yine bu hadisi Süfyân Ebu Hâşim'den rivayet etmiştir. Osman'ın, Cerîr'den, onun Mansûr'dan, onun Ebu Hâşim'den, onunda da Ebu Miclez'den rivayetinde Osman bu hadisin Ebu Zer'in sözü (mevkuf) olduğunu söylemiştir.


    Öneri Formu
32329 B004743 Buhari, Tefsir, (Hac) 3

Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Bişr b. Mufaddal, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün Hz. Peygamber'le (sav) beraber (Medine dışına) çıkmıştık. Esvâf denilen yerde bulunan Ensar'dan bir kadının yanına geldiğimizde, kadın yanında iki kız çocuğuyla birlikte geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Bu kızlar Uhud'da seninle beraberken şehit olan Sâbit b. Kays'ın kızlarıdır. Amcaları onların payına düşen mal ve miraslarının tamamına el koyup, onlara hiçbir şey bırakmadan bütün mallarını almıştır. Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Ne buyurursunuz? Bu şekilde malları olmadan bu iki kız evlenemez ki' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda Allah (cc) hükmünü verecektir' dedi. Akabinde Nisa süresindeki (mirasla) ilgili şu ayet nazil oldu: (Allah evlatlarınız hakkında size şunu bildirmiştir...) (Nisa, 4/11). Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), 'Bana o kadını ve kızların amcası olan adamı çağırın' dedi. Sonra adama 'O iki kıza malın üçte ikisini, annelerine de sekizde birini ver. Kalanı da senindir' buyurdu." [Ebû Davud, râvilerden Bişr'in bu hadiste hata ettiğini, o kızların Sa'd b. Rebî'nin kızları olduğunu, Sabit b. Kays'ın ise (Uhud'da değil) daha sonra Yemâme'de şehit olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
17685 D002891 Ebu Davud, Feraiz, 4

Bize Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Humeyd b. Abdurrahman b. Avf şöyle rivayet etmiştir:: Mervân b. Hakem, kapıcısı olan Râfi‘e şöyle dedi: Ey Râfi, İbn Abbsa'a git ve ona “eğer, kendisine verilene sevinen ve yapmadığı şeylerle övülmekten hoşlanan herkese azap edilecekse, o zaman hepimiz azap göreceğiz” de. (Mervân bu sözü ile "Kendilerine verdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmek isteyenleri sakın azaptan kurtulmuş sanma." Âl-i İmrân, 3/188 ayetine işaret etmek istemişti). Bunun üzerine İbn Abbas “Sizin bu ayetle ne alakanız var? Bu ayet Ehli Kitap hakkında indirilmiştir.” dedi sonra "Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacak, gizlemeyeceksiniz diye söz almıştı." Âl-i İmrân, 3/187 ayetini, ardından da "Yaptıklarıyla sevinen ve yapmadıklarıyla övülmek isteyenleri sakın azaptan kurtulmuş sanma." Âl-i İmrân, 3/188 ayetini okudu, daha sonra da şöyle dedi: Peygamber (sav), onlara (Ehli Kitap’tan bazılarına) bir şey sordu, onlar da, (sorduğu) o şeyi kendisinden gizleyerek farklı bir cevap verip (Hz. Peygamber'in (sav) huzurundan) çıktılar. Böylece onlar hem Hz. Peygamber (sav) tarafından övülmeyi istediler, hem de gizledikleri bilgiden dolayı içten içe sevinç duydular.


    Öneri Formu
39328 HM002712 İbn Hanbel, I, 299